Felsefe hakkında her şey…

Psikoloji Nedir, Ne Demektir?

22.11.2019

Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını ve bu davranışlarla ilintili psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçleri inceleyen bir alandır. Bir meslek olarak ise psikoloji, psikoloji bilgilerinin insan sorunlarını çözmek için kullanılmasıdır.

İnsan ve hayvan davranışlarıyla ve bilişsel süreçleriyle ilgilenen psikoloji biliminin 125 yıllık bir tarihi vardır. Bu genç yaşına rağmen psikoloji, biyolojiden sosyolojiye kadar uzanan oldukça geniş kapsamlı bir alandır.

Bu bilginin kullanılması psikolojinin alt alanlarına göre değişmekle birlikte dili iyi kullanma, araştırma, istatistiksel analiz ve empati gibi bazı özel beceri ve yetenekleri gerektirir.

Psikologlar iki önemli ilişki üzerinde çalışırlar: ilki; beyin ve davranış, ikincisi; çevre ve davranış ilişkisidir. Psikologlar hem araştırmacı olarak gözlem, deney ve analiz gibi bilimsel yöntemleri izlemek hem de bilimsel bulguları uygulamak için yaratıcı olmak durumundadırlar. Psikologlar araştırma yaparak geliştirdikleri kuramları sınarlar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan yeni bilgileri uygulama alanında çalışanların kullanımına sunarlar. Ayrıca, bireylerin ve toplumların değişen gereksinimlerini karşılamak amacıyla yeni yaklaşımlar geliştirirler.

Psikoloji oldukça geniş bir alandır. Psikologlar temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yaparlar, toplumdaki örgütlere ve diğer kurumlara danışmanlık hizmeti verirler, bireylere tanı koyar ve tedavi ederler, lise ve üniversitelerde psikoloji öğretirler, çeşitli testler kullanarak zekayı ve kişiliği ölçerler, davranışları ve bilişsel işlevleri değerlendirip gerekli durumlarda yardımcı olurlar. Bireylerin hem birbirleri ile hem de makineler ile nasıl ilişki içine girdiklerini araştırıp, bu ilişkileri iyileştirmeye çalışırlar.

Psikologlar bazı işlerde bağımsız olarak çalışırken diğerlerinde doktor, hukukçu, okul personeli, bilgi işlem uzmanı, mühendis, yasa koyucu, polis, asker ve yöneticiler ile takım halinde çalışarak toplumun her alanına katkıda bulunurlar. Bu yüzden psikologları laboratuvarlarda, hastanelerde, adliyede, okullarda, üniversitelerde halk sağlığı merkezlerinde, kitle iletişiminde, hapishanelerde ve pek çok başka işyerinde görebilirsiniz. Örneğin stresi yenip performansı artırmaya yönelik programlarda yönetici veya sporcularla birlikte çalışırlar.

Adli kararlar için hukukçulara gerekli bilgi ve önerileri sağlarlar. Okul reformunda eğitimcilerle, psikiyatri kliniklerinde psikiyatrist ve sosyal çalışmacılarla, pediatri, onkoloji ve nöroloji gibi kliniklerde de uzman doktorlarla birlikte çalışırlar. Uçak kazası ya da bombalama gibi bir felaketin hemen ardından ortaya çıkan şok sürecinde kaza kurbanlarına yardımcı olurlar. Hukuk ve halk sağlığı alanlarında çalışanlarla birlikte takım halinde çalışarak bu tür olayların nedenlerini analiz ederler ve tekrarlanmasını önlemek için yollar bulmaya çalışırlar.

Psikolojide çalışma alanlarının hem sayısı hem de etkinliği gün geçtikçe artmaktadır. ABD’de yapılan bir öngörüye göre psikoloji, 2005 yılına kadar en hızlı gelişen üçüncü alan olacak ve bir kaç 10 yıl içinde de bu gelişme sürecektir.

Toplumdaki sorunların çoğunluğunun insan davranışıyla ilişkili olduğu düşünülürse psikolojinin çok fazla sayıda çalışma alanı olduğunu görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Örneğin uyuşturucu kullanımı, kişisel ilişkilerdeki güçlükler, sokakta ve evde şiddet, kendi sağlığımıza ve çevremize zarar veren davranışlarımız gibi bireysel ve toplumsal sorunlar, psikologların ilgilendikleri sorunlar arasındadır. Psikologlar, bilimsel yöntemle bilgi toplama, bilgiyi analiz etme, önleme ve müdahale stratejileri geliştirme gibi yollarla sorunların çözümüne katkıda bulunurlar. Örneğin psikologlar, yaşlıların sayısının hızla arttığı dünyamızda evleri ve işyerlerini bu grup için daha uygun hale getirmek üzere araştırma ve uygulama yapmaktadırlar.

Elektronik alanında yaşanan devrim, kullanıcı dostu teknoloji ve eğitim gerektirmekte ve psikologlar bu konuda mühendislerle birlikte çalışmaktadırlar. Günümüzde sayıları gittikçe artan çalışan kadınlar işverenden aile gereksinimlerine uygun bir işyeri yapılanması talep etmekte ve psikologlar da gereksinim duyulan değişmeler konusunda işverenlere yardımcı olmaktadırlar.

Büyük toplumsal değişimlerin yaşandığı ve farklı kültürleri içeren ülkelerde toplumsal değişimin birey üzerindeki etkilerini ve kültürel farklılıkları anlamada kullanılacak önemli bilgi ve becerileri ortaya koymaktadırlar. Bunların yanı sıra öğrenme ve bellek konularındaki araştırmalarda kaydedilen gelişmeler ile beden ve ruh sağlığının iç içeliği Psikoloji bilimini her zamankinden daha ilginç bir hale getirmektedir. Örneğin, hatırlamanın pasif bir süreç olmadığı, bireylerin belleklerindeki geçmiş bir olaya ait bölük-pörçük bilgileri, kendi yorumlarıyla birleştirip aktif olarak yeniden yapılandırdıkları dolayısıyla da tanık ifadelerine tam olarak güvenmenin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Beden ve ruh sağlığının iç içeliğine en iyi örnek ise, aşırı yarışmacı, sabırsız, telaşlı, aynı anda birden fazla işi yapmaya çalışan ve diğer insanlara karşı olumsuz inanç ve davranış içinde olan A tipi kişilik özelliğinin, ani kalp krizlerinin en önemli yordayıcısı olmasıdır.

Psikologların çoğu işlerini severler; çünkü, sağlık ocaklarında doktorlarla birlikte çalışmaktan bilgisayar kullanmaya kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde çalışıyor olmak heyecan vericidir. Bunun da ötesinde psikologlar kendilerini bireylerin günlük yaşamlarındaki iniş-çıkışlarla baş edebilmelerine yardımcı olmaya adamışlardır. Psikolojiyi öğrenmek ve bilmek pek çok diğer meslek dalları için de önemli bir avantajdır. Örneğin, işverenlerin çoğu psikoloji derslerinin kazandırdığı bilgi toplama, analiz etme, yorumlama, istatistik ve deneysel desen kurma gibi becerilere ilgi duymaktadırlar.

Psikoloji insan yaşamının tüm yönleriyle ilişkili olan bir bilimsel disiplindir. Çalıştığı konular hepimizin yaşamını çok yakından ve derinden etkileyen konular olduğu için, psikoloji eğitimi almamış olsak da psikolojinin ilgilendiği alanlar konusunda her birimizin sağduyusal bir bilgisi, bir fikri vardır.

Örneğin, karşımızdaki insanın ne kadar zeki olduğuna dair yaklaşık bir tahminde bulunma, herkesin farklı yeteneklere sahip olduğunu bilmek, çocukluk yıllarında anne-baba davranışlarının çocuğun kişilik gelişimini etkileyeceğini tahmin etmek, çocuğun okul başarısının yetenek, okul çevresi ve aile çevresindeki pek çok faktörden etkilendiğini tahmin etmek, lider olmak için ne tür kişilik özelliklerine sahip olmak gerektiğini bilmek, kişiler arası çatışmaları nasıl çözebileceğimize dair birtakım çözüm yollan üretmek, televizyonda şiddet içerikli programlar izlemenin çocuklar üzerindeki etkisini tahmin etmek, öfkemizi nasıl kontrol edeceğimizi, stresle nasıl başa çıkacağımıza dair fikrimizin olması, yaptığımız işten ne kadar ve nasıl doyum aldığımız konusunda fikir oluşturmak gibi pek çok konuda her birimizin kendi çapında bir “psikolog” olduğunu ileri sürebiliriz.

Bütün bunlara rağmen, psikolojinin kapsamı o kadar geniş ki bazı durumlarda psikolojinin ilgilendiği bir takım konuları duyduğunuzda şaşırabilirsiniz. Örneğin, psikolojinin “astronotların içinde rahatlıkla yaşayıp, işlerini görebilecekleri uzay kabinleri geliştirme işinde görev almak, oşinografi araştırmaları için sualtı konutlan tasarlamak, bedensel özürlüler için yapay uzuvlar ve başka protezler geliştirmek, insan düşüncesine zihinsel işlevleri yerine getiren bilgisayarların ve robotların geliştirildiği yapay zeka alanında çalışmak” gibi alanları kapsadığını da biliyor muydunuz? (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995; s. 19).

Buraya kadar söz konusu edilen psikoloji yaklaşımlarından da anlaşılabileceği gibi, psikoloji kısa tarihi boyunca çeşitli biçimlerde tanımlanmıştır. Kimilerine göre psikoloji, “zihinsel yaşamın bilimi”, kimilerine göre “bilinçdışının bilimi”, kimilerine göre davranış bilimi”dir (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995). Bugün psikoloji, tüm entelektüel tartışmalarda olduğu gibi, ilk zamanlarındaki bu birbirine zıt gibi görünen fikirlerin bir sentezi olarak anlaşılabilir (Gray, 1999); bugün artık yaygın olarak kabul edilmiş tanıma göre psikoloji, davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak çalışılmasıdır. Bu tanımdaki davranış, konuşma ve hareket gibi gözlenebilir olgulara, zihinsel süreçler ise düşünme, hatırlama, duygu hissetme gibi davranıştan çıkarsanabilen içsel olgulara işaret eder. Böyle bir tanım, psikolojinin, nesnel bir bilim olmaya verdiği önemi gösterir (Atkinson, Atkinson ve Hilgard, 1995; Uba ve Huang, 1999).

Etimoloji

Ruhbilim

Os. Ruhîyât, Fr. Al. Psychologie, İng. Psychology

Ruhsal yaşamın bilimi

Yunanca ruh anlamına gelen psykhe deyimiyle bilgi anlamına gelen logos deyiminden türetilmiştir. Antik çağ Yunancasında psukhê deyimi duysal ruh anlamına geliyordu. Dilimizdeki ruhbilim deyimi de bu anlama uygundur ve özellikle ruh’la tin deyimleri arasındaki anlam ayrılığını göz önünde tutmuştur. Bu anlamda ruhbilim deyimi, canlı örgenliğin bedensel yanını inceleyen bilimi dile getiren fizyoloji deyimine karşı olarak canlı örgenliğin ruhsal yanını inceleyen bilimi dile getirir.

İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim.

Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü.

Davranışsal düşünüş, davranış biçimi.

Psikolojinin tanımı, gözlenebilen, ölçülebilen insan ve hayvan davranışlarıdır.

Psyche + Logos sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Psyche ruh anlamına gelir, logos da bilim/bilgi demektir. Psychelogos yani Psikoloji sözcük anlamıyla “ruhbilim”dir.

Bilim Olarak Psikoloji

İnsan bir canlı olarak çevresine uyum sağlamak ve kendi içinde de dengeli bir gelişme sağlamak ister. Psikoloji de elde ettiği yasaları yine insana uygulayarak onun davranışlarını açıklayabilir, önceden kestirebilir, kontrol edebilir. Böylece, insana bu gelişim ve uyum sürecinde yardımcı olabilir.

Günümüzde psikolojinin bulgularından, çok değişik alanlarda yararlanılır. Eğitim, tıp, endüstri, ekonomi alanlarında psikolojik bilgilerin kullanımı, insanların daha başarılı olmasını sağlamaktadır. Büyüme, gelişme, yetenekler, ilgi, zeka, heyecan, bellek, düşünme, öğrenme konularında elde edilen psikolojik bilgilerin eğitim alanında kullanılmasıyla bu alanda başarı yükselmiş, daha sağlıklı, daha modern bir eğitim anlayışı gelişmiştir.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım

 

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...