Özdeş Nedir, Ne Demektir?
Özdeş denince genellikle birbirlerine eşit görünen iki şey ya da birbirlerine eşit görünmedikleri halde aslında aynı olan tek şey akla gelir. Daha sonra skolastikler bu iki özdeşlik durumuna değişen bir şeyde kalmakta olan’ı da eklemişlerdir (Bir olmayan özdeş), (Özdeş olmayan bir), (Bir ve özdeş) Diyalektik mantıkta özdeş’lik ancak soyutlamalarda geçerlidir, somut gerçeklikte özdeşlik geçicidir ve temel olan, özdeş olmama ve sürekli değişirliktir.
Gelişme, en genel biçimiyle şöyle oluşur: bir nesne, her belli anda, hem kendi kendisiyle özdeş kalmaya, hem de ve aynı zamanda özdeş olmayan’a dönüşmeye çabalar. Nesne belirli ve süreklidir, ama aynı zamanda da değişip başkalaşır. Gelişmeyi sağlayan, nesnedeki bu özdeşlik (süreklilik) ve özdeş olmama (değişirlik) karşıtlığının savaşımıdır. “Karşıtlık şurdadır ki bir şey hem kendisinin aynı olarak kalır, hem de durmadan değişir. Karşıtlık, kalımlılık’la değişme arasındaki çelişkidedir”. Örneğin bir elma sürekli olarak gelişir, olgunlaşır, çürür ve sonunda yok olur; ama bir açıdan da bütün bu gelişme sürecinde hep elma, eş deyişle kendi kendisiyle özdeş olarak kalır.
Hegel’de özdekçi diyalektiğin özdeşlik anlayışından uçurumsal farklı bir anlamda, karşıtlar özdeştirler. Karşıtların bu Hegelci özdeşliği, eytişimin anlaşılmasında ve pratiğe uygulanmasında büyük yanılgılara neden olmuştur.