Toplum Sınıflandırmaları, Toplum Sınıfları Nedir, Ne Demektir?
A) İlkel Toplumlar Avcı ve toplayıcı toplumlar: İlkel toplumlarda aile temeline dayalı basit bir örgütlenme biçimi vardır. Bu toplumlar toprağa yerleşmemiş avcı toplayıcı toplumlardır. Avcı ve toplayıcılar, çevredeki ürünlerin kendi temel ihtiyaçlarını karşılayacak olanından daha fazlasıyla ilgilenmezler. Esas uğraşıları, dinsel değerler ile tören ve ayin etkinlikleridir.
Klan ve boylar: İlkel toplumların bir diğer örneğini klan ve boylar oluşturur. Klanlar henüz yerleşik hayata geçmemiş, geçimlerini avcılık ve toplayıcılıkla sağlayan toplumlardır. İş bölümü cinsiyete dayanır. Erkekler avcılık yaparken kadınlar doğal çevrede hazır bulunan bitkileri toplar. Klan üyeleri arasında eşitlik vardır. Herkes toplumca benimsenen genel kurallara uyar. Klan üyeleri aynı totemden geldiklerine inandıklarından her klan bir aile görünümündedir. Herkes akraba sayıldığından klan içi evlilik yasaktır. Klanda yöneten ve yönetilen ayrımı yoktur. Klanda kişisel mülkiyet de yoktur. Klan ve boylarda görülen dine totemizm denir. Totemizmin temel kavramları totem, mana ve tabudur. Totem, klan üyelerinin kutsal saydığı canlı ya da cansız nesnedir. Mana, her şeyi yönlendiren gizli güçtür. Tabu, bazı nesnelerin, tutum ve davranışların totem inancına bağlı olarak yasak olmasıdır. Boy (fratri), iki ya da daha çok klanın bir arada yaşamasından doğan birliktir. Boylarda da din totemizmdir. İlkel toplumlar klan ve boyların birleşerek oluşturdukları kabilede son biçimini alır.
B) Toprağa Yerleşmiş Toplumlar
Aşiretler (özler): Toprağa ilk olarak yerleşen ve köy yaşamı süren toplum biçimidir. Boyların toprağa yerleşmesi aşiretleri oluşturmuştur. Klandaki totem inancının zayıflaması giderek klan ailesinin değişikliğe uğramasına ve aşiretlerde gerçek kandaşlığa dayanan aile tipinin doğmasına neden olmuştur. Bireyler arasında cinsiyete dayalı bir iş bölümü vardır. Klanda yaygın olan egemenlik yerini kişisel egemenliğe bırakır. Böylece insanlar yönetenler ve yönetilenler olmak üzere iki gruba ayrılır. İlk devlet şeklinin aşiretlerde görüldüğü söylenebilir. Aşiretlerde ekonomi, hayvancılığa ve tarıma dayanır. İş bölümünde farklılaşma belirir ve hak, babadan oğula geçer. Böylece kölelik biçimine ilk kez aşiretlerde rastlanmıştır. Klandaki totemizm yerini aşiretlerde fetişizme bırakır. Fetiş, aşiretlerde bireylerin taptıkları putlara verilen addır.
Kentler (siteler): Aşiretlerin birleşmesi ile kentler ortaya çıkmıştır. Kent, kendine özgü ekonomisi, dini ve devlet örgütü olan siyasi bir toplumdur. Aşiretlerde ortaya çıkan üretim fazlasının değiş tokuşu pazar yerlerinin oluşumuna yol açmış, böylelikle ticaret ilk kez kentlerde ortaya çıkmıştır. Tüccar adı verilen zümre de ilk olarak kentlerde görülmeye başlamıştır. Bireysel mülkiyet kentlerde başlamış, toprak az sayıdaki soyluların eline geçmiştir. Pazar yerinde sürekli olarak bulunmak gerekince bireylerin ibadet ihtiyaçlarını karşılamak üzere mabetler yapılmıştır. Ayrıca ortak düşmana karşı bulundukları yerleri koruma gereksinimi kentlerin oluşumunda önemli olmuştur. Kentlerde toplumsal yapı heterojenleşmiştir. Kent toplumunda eğitim olgusu gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlamıştır. İş bölümü gelişmiş, statü belirgin biçimde kullanılmaya başlanmış ve toplumsal tabakalar belirginleşmiştir. Kentlerde ataerkil aile, varlığını koruyarak sürdürmüştür. Çok tanrıya inanma (politeizm) kentlerde ortaya çıkmıştır.
C) İlerlemiş Toplumlar İmparatorluklar:
Birbirinden farklı sosyal yapılara sahip toplumların merkezî bir otoritenin egemenliği altında birleşmesinden doğmuştur. Bu açıdan imparatorluklar çok milletli ve çok kültürlü bir toplumsal yapıya sahiptir. Devlet yönetimi tek kişinin egemenliğine dayalı monarşik ve dine dayanan teokratik bir yönetimdir. İmparatorluklarda tek tanrılı (monoteizm) din anlayışı egemendir. Ekonomik yaşam tarıma dayalıdır. Ticaret önemli bir uğraş hâline gelmiştir. İmparatorluklarda ataerkil aile yapısı zayıflamış, babanın yetkileri devletin eline geçmiştir. Kadın ve erkeğin statülerinde olumlu yönde değişiklikler olmuş tek eşli evlilik tipleri artmaya başlamıştır.
Feodal toplumlar: Özellikle Avrupa’da görülen bir sosyal düzenin adıdır. İmparatorlukların yıkılması ya da zayıflamasıyla feodal toplumlar ortaya çıkmıştır. Feodal düzende ülke, kralın hâkimiyeti altındadır. Ülke toprakları senyörler arasında paylaştırılmıştır. Toprağı senyörlerin köleleri yani serfler işlemektedir. Serfler toprakla birlikte alınıp satılan kölelerdir.
Uluslar: Ticaretin ve endüstrinin gelişmesiyle kentlerin sayısının artması ve güçlenmesi sonucunda ortaya çıkan kent soylu sınıfı (burjuvazi) feodalitenin yıkılmasında çok önemli rol oynamış, bu durum ulusların oluşumuna neden olmuştur. Ulus; aralarında ortak dil, din, kültür bağı olan, bir amaç etrafında birleşmiş ve bağımsız bir kimlikle aynı topraklar üzerinde yaşayan insan topluluğudur. 18.yüzyıl, deyim yerinde ise bir uluslaşma çağıdır. Ulusların kendi devletlerini kurmaya başlamasıyla birlikte, imparatorluklar ve feodal devletler bir bir yıkılmıştır. Yeni toplum biçimi geliştikçe tüm dünyada ulusçuluk da hızla gelişmiştir. Ulusun temel özelliği, diğer toplum biçimlerine göre siyasi, ekonomik, askerî ve teknolojik bakımdan daha ilerlemiş bir toplum olmasıdır.
Bir toplumun ulus olabilmesi için toprak, soy, ekonomi, tarih, dil, din, kültür ve ülkü birliği olması gerekir. İlerlemiş ulus tipi toplumların günümüzdeki en son örneği bilgi toplumlarıdır. Bilgi toplumu sanayileşmesini tamamlamış ve sanayileşmenin bir üst aşaması olarak ortaya çıkmış toplumdur. Bilgi toplumu teknolojik gelişmelerin, bilgi sektörünün ve nitelikli insan faktörünün önem kazandığı, eğitimin ön plana çıktığı, iletişim teknolojileri, bilgi kanalları, elektronik ticaret gibi yeni gelişmelerin yaşandığı bir toplum türüdür. Bilgi toplumunda nesnenin üretimi yerine bilginin üretimi ön plana çıkmaktadır. Nesnelerin değerinden çok bilgi ve becerinin değeri yüksektir. Herkese bilgi, beceri ve yetenekleri oranında bir yaşam alanı vaadetmesi bilgi toplumunun en orijinal boyutu olmaktadır.
Ayrıca lütfen bakınız: