Nihilizm (Hiççilik)’de İnsan Nerededir?
Nihilizm; değerlerin değerlere oranla değerden düşmesidir. Kısaca değerlerin sıfırlanmasını ve yokluğa doğru bir gidişatı simgelemektedir. Diğer bir ifadeyle En üst değerlerin değersizleşmesi. (Nietzsche, Güç İstenci, syf. 23)
Peki, bu aşamada insan nedir? Nihilizm insanı nasıl yorumlar ve insan var oluşu için nasıl bir kurtuluşu öngörür? Bu soruları tam olarak yanıtlamaya çalışacağım ve akıllarda soru işareti kalmaması için elimden geleni yapmaya çalışacağım. Çünkü Nihilizm, fazla anlaşılamayan ve üzerinde en fazla yalan yanlış şeyler yazılan kavram ve konudur. Bu aşamada benim amacım sadece Nihilizmin öngördüğü insan hakkında ve onun kurtuluşu hakkında bir şeyler söyleyebilmektir.
Nihilizmin var olan değerleri (ahlak değerlerini) yadsıdığını söylemiştik. Bu açıdan sorular şöyle sorulmalıdır; şu ana kadar var olan değerlerin içinde doğan ve yaratılan insan ne kadar kendine aittir? Kendi kendine ne kadar evet diyebilmektedir? Ve şu anda var olan değerler içinde insan ne kadar saf ve özgürdür? İşte bu soruların ışığında şunları söyleyebiliriz; Nihilizme göre insan; kendi kendisini tutsak eden değerleri kendisini törpülemek için yaratmıştır; örneğin Tanrı ve Ahlak. Ve bunu yaparken de kendisini kandırıp bunun en doğrusu olduğuna kendini inandırmayı başarmıştır. İşte Nihilizme göre tarihi bir hata olan bu yanılgı ve kendinden geçiş hareketi her şeyi mahvetmeye yetmiştir. Çünkü insan böylece doğal olmayan, tamamıyla kendisini raddeden bir iradeye sahip olmuştur ve kesinlikle içgüdülerinden arındırılmıştır. Bunu haklılaştırmak içinde ahlaki değerler denilen bir icada imza atmıştır. Bunu yapan insanlıktır ve Nihilizmin en fazla karşı durduğu şeyde budur. Yani İnsanlık ve Onun Yarattığı Değerler…
Nihilizm, insanlığa neden karşıdır? Çünkü insanlık denilen güruh bir sürü mantığıyla hareket eder ve kesinlikle içinde yozlaşmayı barındırır ve besler. Nihilizm, insanı büründürmeye çalıştığı şey itibariyle bazılarına göre köhnemişlik barındırsa da aslında insanı eski gücüne kavuşturmayı amaçlamaktadır. Çünkü Nihilizm de insan güçlüdür ve yıkıcıdır, bu gücüde ne tanrıdan ne değerlerden ne de başka bir şeyden alır; gücünü sadece ve sadece unuttuğu içgüdülerinden alır.
Nihilizm, modern insanın ya da güçten düşürülen insanın yaptığı her şeyi reddeder. Fransız Devrimi, Sosyalizm, Hıristiyanlık, Demokrasi vs. gibi devinimlerin sadece dini birer amaç bulundurduğuna dikkat çeker. Bu hareketlerin insanı soysuz bir düzene doğru devşirdiğini ispata çalışır. Bu yüzden bu devrimlerin, ayaklanmaların suni birer gerilemeden başka bir şey olmadığını ileri sürer.
“…Belki de ben, yalnızca insanın niçin güldüğünü en iyi bilenim. İnsan, sadece o denli derin acı çeker ki, o gülmeyi icat etmeye mecbur kaldı. En umutsuz ve en melankolik hayvan, haklı olarak en şen şatır olanıdır.” Nietzsche (Güç İstenci, syf.64) Bu alıntıyla ne anlatılmak istendiği açıktır. İnsan kendi yarattığı değerlerle kendini köle haline getirip bunu sonra gülmeyle mecbur hale getirmiştir. En talihsiz haliyle bile gülmeyi başaran ve kendini unutan insan aslında bu teselliyi icat ederek nihilizme malzeme olmuştur diyebiliriz. Nihilizm insanın yeniden doğuşunun öyküsüdür. Bu anlamda insanın yeniden silkinerek tüm güçlerine sarılmasını konu edinir.
Özetle nihilizm insanın özüne dönmesine amaçlayan her disiplin gibi biraz daha farklı olarak onun kurtuluşunu hiçlikte, inkârda ve yok etmede aramaktadır. Bu hiçliğe de ancak yitirdiği güçlü içgüdüleriyle ulaşabilirdi. Bunlar savaşçı ruh, yok etme isteği, ırkların feda edilmesi, güce tapış, güçlü ırka özlem, bencillik vs. gibi değerlerdir. Bu değerlerin daha çok faşist ideolojiyle ilintilendirilmesinin nedeni nihilizmin insanlığa yani yozlaşmış olan ırklara ve ruhlara karşı büyük bir kin beslemesidir. Ve insanlığı bir yozlaşma anıtı olarak görmesidir.
Dünyanın tarihsel aşamalarına bakıldığında bunun bir denemesini Hitler Almanya’sında görmek mümkündür. Nihilizmin insana yüklediği anlam Güç’tür. Nihilizme göre insan güçten düşürülmüş ruhuyla ancak hiçliği onaylayarak eski bedenine ve iradesine sahip olabilirdi. Ruhlar pazarında bize eksiksiz bir ruhlar hiyerarşisi sunan Nihilizm, tüm söylenilenlere ve eleştirilere rağmen tamamen insana yönelik bir felsefeyi beraberinde getirmiştir diyebiliriz. Bunu şu alıntıdan da çok iyi idrak edebiliriz:
“…Ben iradenin reddedilmesini, olumsuzlanmasını öğreten bir felsefiyi insanı aşağıya indiren ve ona iftira eden bir öğreti olarak değerlendiriyorum. Ben bir iradenin kudretini, onun ne derece direncine, çektiği acıya, işkenceye ve bunları kendi çıkarına dönüştürmesine göre takdir ediyorum; ben insan varlığına onun kötü ve acı verici karakterini suçlama olarak hesap etmiyorum, tersine bir zaman gelince onun şimdiye kadar olduğundan daha çok kötü ve acı verici olacağını umut ediyorum.” (Nietzsche; Güç İstenci, syf.199)
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı