Felsefe hakkında her şey…

Jean Bodin’in Siyaset Felsefesi

06.11.2019
3.228

Fransız hukukçu ve siyaset felsefecisi Jean Bodin (1530-1597) güçlü devlet idealinin bir temsilcisidir. Fransa’da, Angers’da doğdu. Paris Parlamentosunun üyesi oldu ve Toulousse Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı. Dinsel Reform döneminde yaşadı ve Fransa’da Kalvenistlerle devlet-destekli Katolik Kilisesi arasındaki çatışmaları eleştiren yazılar yazdı. Yaşamı boyunca Katolik kalmasına rağmen papalık otoritesini eleştirmekten geri durmadı. Bu yüzden bazen gizli Kalvenist olarak suçlandı. Yaşamının ilerleyen dönemlerinde kaleme aldığı bir yapıtta, tüm inanç sistemlerinin uyumla bir arada yaşadıkları bir dünya ülküsünü dile getirdi.

Bir veba salgını esnasında Laon’da öldü. Devlet Üzerine Altı Kitap adlı temel yapı- tında mutlak monarşi rejimini savunmuş ve kuramını laik, hukuksal temelden hareketle egemenlik kavramı üzerine oturmuştur. Ona göre egemenlik, bir ülkede yaşayanlar üzerinde Devletin en mutlak ve süregiden gücüdür. Devlet adına egemenliğ i hükümdar-kral kullanır. Kralın kullandığı egemenlik bölünmez, parçalanmaz ve devredilemez. Kral doğal hukuk ve ahlak yasalarına bağlıdır ve kendisini sadece Tanrıya karşı sorumlu görür. Bu son tümceye bakılarak Bodin’in ‘kralların tanrısal hakları” kuramından yana olduğu sanılmamalıdır. Tersine, Bodin tarihsel, felsefi ve hukuksal temellerden hareketle dünyevi (seküler) bir mutlak monarşi kuramı oluşturmuştur. Bu bağlamda devletin kaynağı Tanrı değil, ailedir. “Devlet birçok ailelerin ve onlarla birlikte malik oldukları şeylerin egemen kudret tarafından hukuka uygun olarak adaletle yönetilmesidir” (akt. fienel, 1998: 313). Ataerkil aile anlayışına bağlı olan Bodin’e göre, nasıl ki ailenin reisi babadır, bir aileler toplamı olan devletin reisi de kraldır. Aile reisi, aile bireylerinin gereksinimlerini karşı layarak, mutluluğunu sağlamaya çalışır. Kral da devleti oluşturan grupların güvenlik ve esenliği için çalışır. Onun varlık koşulu budur. Kralın egemenliği ona aynı zamanda yasa çıkarma hakkı da verir. Yasa çıkarma hakkının başka toplumsal güçlere devredilmesi, kralın egemenliğinin sınırlandırılması anlamına gelir. Yasa çıkarma hakkının aristokratik bir meclisin elinde olduğu rejimlere aristokrasi, halk meclislerinin elinde olduğu yönetimlere demokrasi, tek bir kralın elinde olduğu rejimlere mutlak monarşi denir. Egemenliğin bu üç güç odağı arasında dağıtıldığı karma bir yönetim biçimi olamaz çünkü egemenlik bölünemez. Eğer bölüşülürse, taraşar arasında anarşi çıkar, zamanla devlet düzeni ortadan kalkar ya da egemenlik bu güç odaklarından birisinin eline geçer. Bu durumda en iyi rejim mutlak monarşidir. Çünkü öteki yönetim biçimleri anarşiye dönüşmeye eğilimlidirler. Egemen, yurttaşlara karşı sorumlu olmamakla birlikte tümüyle sorumsuz da değildir. Kralın her şeyden önce doğal yasaya karşı sorumluluğu vardır; kralı doğa yasasına uymaya zorlayansa vicdanıdır. Eğer vicdanının sesini dinlemeyerek doğa yasasını çiğnerse Tanrıya karşı sorumlu olur. Bodin, laik siyaset kuramını bu noktada dinsel bir düşünceyle desteklemek zorunda kalmıştır. Bu noktada Hıristiyanlıktan de- ğilse de, doğal din anlayışından yanadır.

Bodin, savunuculuğunu yaptığı mutlak monarşi rejimini, laik ve hukuksal bir temelden hareketle oluşturduğu egemenlik kavramı üzerine oturtmuştur.

Devletin kaynağı Tanrı değil ailedir. Ailede baba neyse devlette kral da odur.

Bodin’e göre yasa çıkarma hakkının aristokrat bir meclisin elinde olduğu rejime aristokrasi, halkı temsil eden bir meclisin elinde olduğu rejime demokrasi, tek kralın elinde olduğu rejime mutlak monarşi denir. Karma rejimler olamaz çünkü egemenlik bölünemez.

Kral doğal yasaya karşı sorumludur ve onu buna zorlayan şey vicdanıdır. Vicdanının sesini dinleyip doğa yasasına uymazsa Tanrı’ya karşı sorumlu olur. Bu görüşleriyle Bodin Hıristiyanlığa karşı doğal dini desteklemiş olur.

Kimi yorumcular, onun bu son tutumunu Papalık kurumuyla olan hesaplaşması na yormuşlardır. Çünkü Bodin, Papalık yönetiminin mutlak egemenlik istemine ve diretmesine karşılık ulusal devletin başındaki hükümdarın hem otoritesinin mutlak olduğu, hem de sorumluluğunun papaya değil, sadece Tanrıya karşı oldu- ğu inancını vurgulamaktaydı. Nitekim Bodin’in memleketi olan Fransa’daki toplumsal güçler, Papalık idaresine karşı koyan ilk güçler olmuşlardı ve Bodin de papalığ a karşı ulus devlet fikrini savunan öncü düşünürlerden biriydi. Egemenliğin kullanımında mutlak monarşiden yana olan Bodin, mülkiyet hakkının da mutlak olduğu inancındadır. Özel mülkiyet kavramı kralın egemenlik alanı dışında kalır. Kral ailelerin mülklerinin sahibi değildir. Onları başkasına devredemez, sahibinin rızası olmadan onlara dokunamaz. Bu nedenle yurttaşlardan vergi alırken genel oya başvurmak zorundadır. Bodin tüm bu görüşlerinde başlıca Aristoteles’ten etkilenmişti. Yine Aristoteles’in etkisiyle yapıtında devrim konusuna da değinmiştir. Ona göre devrimlerin başlıca nedeni zenginle yoksul arasındaki uçurumdu. Devrimlerin önlenebilmesi için bu ekonomik yapının değiştirilmesi gerekmekteydi. Bodin bu amaçla ekonomi üzerine de çalıştı ve Avrupa’daki fiyat artışını Yeni Dünya’dan gelen altın ve gümüşe bağlayan ilk düşünürlerden oldu.

Bodin, papalık idaresine karşı ulus devlet fikrinin öncü savunucularındandır.

Kısaca Colloquium olarak bilinen 1588 tarihli yapıtında ise doğruluğun doğası üzerine yedi eğitimli kişi arasında geçen bir konuşmayı konu edinmiştir. Bunların biri bilim filozofu, biri Kalvenist, biri Müslüman, biri Pagan, biri Katolik, biri Yahudi, sonuncusu ise kuşkucudur. Hepsi de felsefe eğitimi almış olan bu kişiler, konuşmanı n sonunda, temsil ettikleri inanç sistemlerine bağlı insanların birbirleriyle uzlaşıp uyum içinde yaşayabilecekleri sonucuna varırlar. Leibniz, bu yapıt nedeniyle Bodin’i Batı dünyasında dini toleransın kurucularından biri olarak övmüştür. Bu dinsel hoşgörü anlayışı, Bodin’in hükümdarın tüm inançlara hoşgörüyle yaklaşması gerektiği düşüncesinde siyasal bir boyut kazanır ve papalığın katı hoşgörüsüzlüğ üne yanıt oluşturur.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...