Felsefe hakkında her şey…

Eğitim sisteminin tüm dünyada değiştirilmesi gerekiyor. Peki ama nasıl?

05.04.2024
50
Eğitim sisteminin tüm dünyada değiştirilmesi gerekiyor. Peki ama nasıl?

Eylül 2022’de Birleşmiş Milletler ilk kez üst düzey bir Eğitimde Dönüşüm Zirvesi düzenleyerek paydaşlarını eğitim konusunda küresel anlamda karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelmek için çalışma yapmaya ve bu konudaki taahhütlerini ortaya koymaya davet etti. Zirvede eğitime olan ihtiyacın küresel bazda ne kadar çok olduğunu bir kez daha gördük: Düşük gelir düzeyine sahip coğrafyalarda gençlerin %25‘i ve yetişkinlerin %55‘inden biraz fazlası hâlâ okuma yazma bilmiyor; 250 milyon çocuk ise ilkokula devam etmiyor.

Dünya Bankası’nın “Küresel Öğrenme Yetersizliği” raporu; Covid-19 salgını, Ukrayna’daki savaş ve Taliban’ın Afganistan’da kız çocuklarına ortaöğretimi yasaklaması gibi aksaklıkların “10 yaşına kadar basit bir cümleyi okuyup anlayamayan çocukları ifade eden öğrenme yetersizliğini keskin bir şekilde arttırdığını” belirtiyor:

“İklim değişikliği, artan çatışmalar ve yenilenen salgın hastalık tehlikeleriyle yüzleşmek zorunda olduğumuz bir dönemde, yüz milyonlarca çocuğun nitelikli bir eğitimden mahrum kalacağı önemli bir kırılma noktasındayız.” 1

İklim krizine ek olarak, insanlık birçok güncel sorunla karşı karşıya: biyoçeşitlilik, gıda, su, enerji, yoksulluk, eşitsizlik, demokrasi… Liste uzayıp gidiyor. Bunların hepsi iç içe geçmiş olup çözülmesi son derece güç bir aşırılaşma ile karşı karşıyayız. BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri, kapsamlı bir çerçeve sunmak ve “hem şimdi hem de gelecekte, hem insanlar hem de gezegenimiz için barış ve refah amacıyla paylaşılan ortak bir plan” belirlemek amacıyla oluşturulmuştur. Ancak bu hedeflere ulaşma yolunda olduğumuz söylenemez.

BM’nin eğitim zirvesi sırasında, bu konuları ele almak için gereken tüm tarafların masada olmadığı açık bir şekilde görüldü. Finansman ve yatırım konuları masada yer almazken, her ikisi de davet edilen IMF ve Dünya Bankası da toplantıya katılmadı. Beklenen liderlerin yaklaşık yarısı da gelmedi ve birçoğu bunun yerine Kraliçe 2. Elizabeth’in cenaze törenine katılmayı tercih etti.

Tüm önemli siyasi ve mali aktörler masada olmadan, nasıl olur da eğitim ve iklim değişikliği reformuna yönelik ciddi bir ortak plan oluşturabiliriz? Karşı karşıya olduğumuz sorunlar, bu sorunlarla mücadele eden toplumlar ve bu sorunlarla mücadele edebilecek konumda olanlar arasında derin bir boşluk, hatta uçurum var.

Zirveden bir hafta sonra, New York İklim Haftası sırasında Arizona Eyalet Üniversitesi ve Earth League tarafından düzenlenen Küresel Gelecek Konferansı toplandı. Konferansın misyonu “iddialı ve ulaşılabilir” ve “toplumları fedakârlık yerine fırsatlarla dolu bir geleceğe doğru yönlendirecek” çözümleri belirlemekti. Toplantıda eğitim, dönüşümün temel unsurlarından biri olarak tanımlandı; ancak bu kez de eğitim ile iklim ve sürdürülebilirlik alanındaki taraflar arasında bir boşluk olduğu gözlendi ve Learning Planet Institute her iki etkinliğe de katılan tek kuruluş oldu.

İklim değişikliği için verilecek eğitimlerin 2050 yılına kadar 20 gigaton karbondioksit azaltma potansiyeline sahip olduğunu biliyoruz; bu da bugün mevcut olan en iyi iklim çözümlerinin dörtte üçünden daha iyi bir sonuç anlamına geliyor. 2 Ancak günümüzde çoğu eğitim sistemi, öğrencileri ve eğitmenleri için bu sorunlara yönelik çalışmalar yapmak bir yana, bu zorluklara uyum sağlamaya bile hazırlayamıyor.

Öğrencilerin katılımını sağlamak ve sorunların üstesinden birlikte nasıl gelinebileceğini anlamalarına yardımcı olmak için sistematik çözümleri çok hızlı bir şekilde uygulamaya koymamız gerekiyor. Sistemi iyileştirmeye çalışmak artık yeterli değil; çünkü aradaki fark çok açılmış durumda. Bunun yerine, eğitimin kendisinin kökten dönüştürülmesi gerekiyor. BM Genel Sekreteri António Guterres’in sözleriyle:

“Eğitim, problem çözme ve iş birliğine odaklanarak insanların nasıl öğreneceklerini öğrenmelerine yardımcı olmalıdır.”

Rewired ve Brookings Enstitüsü‘nün son raporları da farklı küresel krizlerin eğitimin amacının yeniden gözden geçirilmesini gerektirdiği konusunda hemfikir:

“Dönüşüm, eğitim sisteminin tüm bileşenlerinin yeni ve ortak bir amaca tutarlı bir şekilde katkıda bulunacak şekilde yeniden konumlandırılması anlamına gelmektedir.” 3

Hangi becerilerin gerekli olduğunu biliyoruz: iş birliği, empati, öz farkındalık, gelecek okuryazarlığı, kolektif sorun analizi, eleştirel düşünme ve nasıl öğrenileceğini ve nasıl öğrenilmeyeceğini öğrenme becerisi. UNESCO‘nun “Dünyayı dönüştürmek için öğrenme” de dahil olmak üzere pek çok kılavuz kitabı mevcut, ancak yine de eğitim sistemlerinin çoğunluğu bu veriler ışığında faaliyet göstermiyor.

Dönüşüm stratejileri, gençlerin katılımı ve radikal değişim

Pratikte, değişimi uygulamak için dünyanın her yerinde büyük bir tecrübe birikimi bulunduğunu biliyoruz. Nitekim, UNESCO ile birlikte dünyanın dört bir yanında geliştirilen dönüştürücü çözümleri sergilemek ve gün ışığına çıkarmak amacıyla başlatılan bir girişim olan Learning Planet Alliance kapsamında, daha iyi bir dünya için öğrenme, harekete geçme ve liderlik etme konusunda özerkliği, beceriyi ve motivasyonu destekleyen programların dikkate değer örneklerini görüyoruz. Catts Pressoir, Escuela Nueva, Dream a Dream ve Design for Change, Haiti, Kolombiya ve Hindistan’daki K-12 programlarından sadece birkaç örnek olup bu öğretim yaklaşımlarının Batı dünyasıyla sınırlı olmadığını gösteriyor.

Yüksek öğretimde ise pek çok üniversite ve devlet kurumu, sürdürülebilirlik okuryazarlığının ötesine geçerek yeni nesli gelecekteki çevresel, insani ve toplumsal dönüşümlere liderlik etmeye hazırlayan programlar başlattı. Bunlar arasında Arizona Eyalet Üniversitesinin ve Stellenbosch Üniversitesinin planladığı Sürdürülebilirlik Merkezi ve AB’nin Open17 platformu da yer alıyor.

Bölgesel ve ulusal ölçeklerde, yerel bağlama uyarlanmış sistematik dönüşüm örneklerini de görüyoruz: Örneğin Sierra Leone’de “Eğitimi herkes için dönüştürmek”, özellikle kız çocukları, engelli öğrenciler ve uzak yerlerde yaşayan çocuklar için eğitim çıktılarını iyileştirmeye yönelik iddialı, kapsamlı ve yenilikçi bir plandır. Bir başka ilham verici örnek de British Columbia‘nın müfredat reformlarıdır. Kullandıkları “Bil-Yap-Anla” yaklaşımı şöyle özetlenebilir:

“Öğrencilerin düşünme, öğrenme ve bir araya getirme becerilerini destekler ve onları değişimin sürekli olduğu hayat boyu öğrenmeye hazırlar.”

Singapur düzenli olarak PISA uluslararası sıralamalarında üst sıralarda yer alsa da, yüksek düzeyde kaygı ve başarısızlık korkusuna neden olan sistematik test ve sıralama süreçleriyle de tanınıyordu. 2019 yılında eğitim sisteminde köklü bir reform başlatan Singapur, öğrencilerin artık birbirleriyle rekabet etmemesi gerektiğini belirterek, bunun yerine öğrencilerin nasıl öğreneceklerini öğrenmelerinin sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. 4 Bu öğrenciler artık birbirleriyle yarışmamalı, bunun yerine nasıl öğreneceklerini, nasıl iş birliği yapacaklarını ve yaratıcılıklarını nasıl geliştireceklerini öğrenmeye yönlendirilmelidir. Bu örnek, radikal değişimin mümkün olduğu konusunda çok şey anlatıyor.

Daha da önemlisi, gençlerin katılım konusunda ne kadar istekli olduklarını da biliyoruz. Eğitimde Dönüşüm Gençlik Deklarasyonu‘nun 450.000’den fazla katılım görmesi, gençlerin eğitim politikalarına ve karar alma süreçlerine sadece faydalanıcı olarak değil, tam teşekküllü ortaklar olarak anlamlı bir şekilde dâhil olmayı ne kadar çok istediklerini göstermektedir. Gençlerle birlikte inşa etmek ve gençleri güçlendirmek artık yarının inşası için temel bir ilke olarak kabul edilmektedir. Gençler kelimenin tam anlamıyla geleceğin ta kendisidir, bu nedenle geleceğin tasarlanmasının bir parçası olmalıdırlar.

Gençleri artık var olmayan bir dünyaya hazırlamaktan vazgeçmeliyiz. Bunun yerine, hepimize ortak küresel sorunlarımız hakkında bilgi edinme, nasıl başarılı olacağımızı öğrenme ve bunları çözümleme sürecine katılma fırsatı verilmelidir. Bu fikirler aslında yeni değil. Nitekim UNESCO’nun 1972 tarihli “Varolmayı Öğrenmek: Bugünün ve Yarının Eğitim Dünyası” başlıklı raporu da zaten bunu savunuyordu:

“[İnsanlar] artık bilgiyi bir kerede ve sonsuza kadar edinmek yerine, yaşamları boyunca sürekli gelişmekte olan bir bilgi birikimine nasıl sahip olacaklarını öğrenmelidir.” 5

Uçurumu nasıl kapatırız?

Bu dönüşümlerin hayata geçirilmesi hiç bu kadar önemli olmamıştı, ancak gerekli siyasi ilgi ve uygun finansman olmadan bu gerçekleşemez ve gerçekleşmeyecektir.

Bu konularla ilgilenen tüm paydaşların, özellikle de iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesi ve çözümlere odaklanan kamu ve özel finans kuruluşlarının masaya oturması elzemdir. Birlikte, eğitim uzmanlarının bilgilerini ve eğitime yapılan yatırımları bir araya getirerek, öğrenme ve çevre arasındaki bu kritik uçurumu kapatabilir ve gençlerin ve gezegenimizin ihtiyaçlarına hizmet etmek için gereken radikal sistem dönüşümünü gerçekleştirebiliriz.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Gaëll Mainguy’un “Mind the gaps: the world needs to radically transform its educational systems, not just upgrade them” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

KAYNAKÇA

  1. Dünya Bankası, The State of Global Learning Poverty: 2022 Update, https://thedocs.worldbank.org/en/doc/e52f55322528903b27f1b7e61238e416-0200022022/original/Learning-poverty-report-2022-06-21-final-V7-0-conferenceEdition.pdf
  2. Cordero, E.C., Centeno, D., Todd, A.M., (2020). The role of climate change education on individual lifetime carbon emissions. PLOS One, 15 (2): e0206266. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0206266
  3. Rewired, Rewiring Education for People and Planet, https://educationcommission.org/wp-content/uploads/2022/09/Rewiring-Education-for-People-and-Planet.pdf
  4. Harvard Üniversitesi, Singapore Framework for 21CC and Student Outcomes, http://exploresel.gse.harvard.edu/frameworks/56
  5. UNESCO, Learning to be: the world of education today and tomorrow, https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000223222
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...