Felsefe hakkında her şey…

Düşünme Nedir? Düşünmek Nedir?

30.04.2020
11.189
Düşünme Nedir? Düşünmek Nedir?

Düşünme, bireyin öğrenme sürecinde kazandığı kavramlar, kullandığı imgeler, düşünce ve hareketle, sözcük ve terimler gibi simgeler aracılığıyla gerçekleştirilen zihinsel faaliyettir. Düşünme; çıkarsama, akıl yürütme, anımsama, kuşku duyma, isteme, hissetme, anlama, kavrama gibi bilinçli bir biçimde gerçekleştirdiğimiz zihinsel faaliyetlerin herhangi birisidir. Düşünme ayrıca karşılaştırmalar yapma, analiz, sentez, bağlantı kurma ve kavram gibi işlemlerden oluşan zihinsel süreçtir.

Bu zihinsel faaliyetler, iki değişik tarzda ve amaçla ortaya çıkar:

  • İnsan varlıkları var olanın, vakıa olanın var olmak durumunda olanın bilgisine ulaşmak amacıyla olduğu kadar,
  • Ne yapıp yapmayacağı konusunda bir karara varmak amacıyla da düşünülebilir.

Bu iki düşünce tarzından birincisine bilimsel temaşa, ikincisine ise düşünüp tartma adı verilir. Birincisi bir sonuçla tanımlanır ve kendisini daha çok bilimsel bilgide gösterir. Buna karşın ikincisini bir karar izler ve o, kendisini eylemle ifade eder. Yine birinci türden düşünmede söz konusu olan akıl yürütme kuramsal, buna karşın ikincisinde söz konusu olan akıl yürütme pratik bir nitelik arz eder.

Düşünmemizin çoğu ise politika veya ekonomi gibi soyutlamalara ilişkindir. Soyut düşünmedeki simgesel aracılık, somut imgeler veya hareketlerden çok, kavramlar yoluyla olur. Kavram, cisimlerin bazı ortak ve genel özelliğini ya da niteliğini temsil eden simgesel bir yapımdır; değişik birkaç durumda ortak bir özelliği soyutlar.

İnsanlar nesne, durum ve kavramları kelimelerle adlandırmayı öğrenmiş olduklarından, düşünmemizin çoğu da sözel düşünme (kelimelerle ve kelimeler hakkında düşünme) biçimindedir.

DÜŞÜNME NEDİR? 

Düşünme, içinde bulunulan durumu anlayabilmek amacıyla yapılan aktif, amaca yönelik, organize zihinsel bir süreçtir. Thomson düşünmeyi; anımsama, zihinde arayıp bulma, akıl yürütme, sorun çözme ve eleştiriye yönelik “zihinsel süreç” olarak tanımlamaktadır. Aristoteles’e göre ise düşünme, insanı hayvandan ayıran belirgin bir özelliktir. Kişinin bağımsız ve kendine özgü eylemidir. Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisidir. Problemi çözmek ve kararları doğru bir şekilde verebilmek için oldukça önemlidir.

Seneca'ya göre, “Düşünmek, yaşamaktır.”

Seneca’ya göre, “Düşünmek, yaşamaktır.”

İnsanlar düşünme sürecini; bir sorunu çözmek, belirli amaçları gerçekleştirmek, bilgi ve olayları anlamlandırmak ve karşılaşılan kişileri daha iyi tanımak için bilinçli bir şekilde kullanır. Düşünme becerileri “temel işlemler, problem çözme, karar verme, eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme” olmak üzere aşamalı bir biçimde ele alınmaktadır. Temel işlemler; neden sonuç ilişkilerini, benzetmeleri ve ilişkileri belirleme, sınıflandırma ve nitelikleri belirleme olarak ele alınmaktadır.

Pek çok durumda, düşünmemiz problem çözmeye yöneliktir. Problem, temelde bireyin bir hedefe ulaşmada engellenme ile karşılaştığı bir çatışma durumudur. Bu engellenme hedefe ulaşmayı zorlaştırır. Böyle bir durumda problem, engeli aşmak için en iyi yolu bulmaktır. Engellenme, yaklaşma-kaçınma durumunda çatışmayı çözmektir. Bir problem, sadece böyle isimlendirildiği için problem niteliği kazanmaz.

Düşünmeye sağlayabilmek için kişinin kendisi tarafından problem olarak algılanması gerekir. Bireyin bir hedefi olmalıdır.

PROBLEM ÇÖZME ve DÜŞÜNME İLİŞKİSİ

Problem çözme kısaca; tanımlanmış bir zorluğun üstesinden gelme, zorlukla ilgili bilinenleri birleştirme, zorlukla ilgili toplanması gereken veriyi belirleme, çözümler üretme, üretilen çözümleri sınama, problemlerin daha basit ifade edilişlerini arama becerilerini içermektedir. Karar verme ise, konuyla ilgili bilgileri birleştirme, seçenekleri kıyaslama, gereksinim duyulan bilgiyi belirleme ve nihayet seçenekler içinde en uygununu belirleme becerilerinden oluşmaktadır.

İnsanların kendilerine özgü düşünme tarzları ve problem çözme yolları vardır. Ancak büyük düşünürlerin problem çözme yaklaşımlarındaki ortak örüntüler gözlenmiştir. Buna göre problem çözmenin aşamaları şunlardır:

  • Hazırlık
  • Kuluçka
  • Aydınlanma/kavrayış
  • Değerlendirme ve düzeltme

Problem çözmedeki başlıca adımlar, çözümü etkileyen bireysel etkenler ve muhakeme ve mantıksal düşünme süreçlerini de kapsar. Bir kimsenin problem çözmedeki başarısı problemin özelliklerinden çok bazı kişisel etkenlere yani bireyin kendisine ilişkin etkenlere bağlıdır. Zekâ bu etkenlerden biridir. Problem çözme yeteneği, zekânın bileşenlerinden biridir.

Problem çözme yeteneği, zekânın bileşenlerinden biridir.

Problem çözme yeteneği, zekânın bileşenlerinden biridir.

Problem çözmede başarı bazı etkenlere bağlıdır. Bu etkenler aşağıda madde madde sıralanmıştır.

1. Bireysel Etkenler

Güdülenme: Düşünceyi yönlendirir. Böylece, yalnızca problemin amacına ilişkin olan düşünceler üzerinde durulur. Düşünen kimsenin işe başlamasında ve problemin çözümünü toparlamasında yardımcı olur.

Kurulum ya da beklenti: İnsanların yararlana geldikleri belirli şeyleri yapma biçimleri (alışkanlıkları), yeni bir problemi de bu biçimde ele almaya hazır olmalarını (kurulum) sağlar. Kurulumlar, bir önceki yaşantı yoluyla veya yerleşik alışkanlıklar yoluyla olur.

İşleve takılma: kurulumla ilgili olarak bir de nesneleri genellikle iş gördükleri biçimde düşünme eğilimleri vardır. Nesnelerin farklı bir işlev için kullanılmalarını gerektiren bir durumla karşılaşınca bu yeni işlevi fark edebilmede güçlük çekilir.

2. Muhakeme

Muhakeme, belirli kurallar uyarınca düşünmedir. Mantıklı düşünme mantık kurallarını izler. Fakat hem insanların uyarıcılara serbest çağrışımlarla tepki gösterme eğiliminde olmaları hem de çoğu durumun neyin “mantıklı” olduğunu bulabilmek için fazla karmaşık olması nedeniyle, mantıksız düşünmeye kaymak çok kolaydır. Durum ne kadar basitse insanların mantıklı olma olasılığı o kadar fazladır. Durum karmaşık bir hâl aldıkça, mantıksız olma veya mantıksız sonuçlara ulaşma olasılığı artacaktır. Mantık kurallarının problem çözmemize yardımcı olmalarına karşın doğru çözümü garantilemedikleri söylenebilir. Çoğu kez, öğrenilmiş çağrışımlarımız ve duygusal tepkilerimiz mantığı yener. Bu da bireyin öğrenme tarihçesinde yatmaktadır.

3. Kavram

İnsanlar kavramlarla düşünür ve kavramlarla konuşurlar. Kavram, bir uyarıcı durumunun belirli veya daha fazla özelliğinin soyutlanmasıdır. Kavramların öğrenilmesi bir tür problem çözmedir. Kavramları öğrenebilmek için düşünmek gerekir. Karmaşık kavramlar kazanılırken genel olarak dört strateji uygulanır: zamandaş tarama, ardışık tarama, tutucu odaklaşma ve odakla kumar oynama. Bunlar arasında en iyi pratik yaklaşım tutucu odaklaşmadır. Tutucu odaklaşma stratejisi, kavramın olumlu bir örneğini bulup bunu daha sonraki seçimler için odak olarak kullanmaktan ibarettir. Olumlu örneklerden yola çıkarak hızlı ve az düşünmeyi sağladığı için az zaman gerektirir.

Ayrıca lütfen bakınız:

Kaynak: ATA-AÖF, EĞİTİM FELSEFESİ, Doç. Dr. Mehmet Karataş

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...