Decadence Nedir, Ne Demektir?
Decadence, Fransızca bir kelimedir. Latince kökenli olup “decadere” den gelmektedir. Nietzsche, eserlerinde bu kelimeyi özellikle Almancaya çevirmeden kullanmıştır. Çünkü Almancada tam olarak karşılığı bulunmamaktadır.
Nietzsche’nin Türkçeye çevrilmiş kitaplarında da bu kavram kullanılır. Her ne kadar yukarıda belirttiğim şekilde çeviri yapılabilinse de bu kelimenin aslında Türkçe olarak anlamını karşıladığı bir kelime mevcuttur değildir.
Bu kavram, Nietzsche felsefesinde nihilizmin bir sonucu olarak ortaya çıkar; çünkü nihilistik yaşam tarzı, sonuç olarak yabancılaşmaya sebep olur. Gerçek dünyayı yadsıyan, öte dünyayı (cennet-cehennem) yüceleştiren her din veya fikri akım, nihilistik bir yapı gösterir ve sonuç olarak insanı gerek kültürel gerek ruhsal gerek biyolojik olarak bir yabancılaşmaya iter.
Nietzsche, felsefesinin başlangıcı nihilizme karşı açtığı savaşla belirler. Güç istenci adlı yapıtına şöyle başlar: “Nihilizm kapıya dayandı. Bütün konukların bu en tekinsizi nereden geldi?”
Bu başlangıçtan sonra nihilizmi, yine aynı yapıtta şöyle tanımlar: “Nihilizm. İki anlamlıdır. A] Nihilizmin ruhun yükseltilmiş olan kudretinin işareti olarak. Etkin nihilizm. B] Nihilizm çöküş olarak, ruhun kudretinin azalması olarak. Edilgen nihilizm.”
Bu kısımda tanımladığı ile yorum yaparsak, Nietzsche’nin edilgen nihilizme karşı cephe aldığını, etkin nihilizmin ise ruhun özgürleşmesi adına zorunlu bir süreç olduğunu düşünmek hiçte yanlış olmayacaktır.
Nietzsche, felsefi yapıtlarında belirli insan türleri üzerinde durur. Bunlar “sürü”, “özgür insan” ve “üst-insan”dır. Bu insan profillerinden üst-insan kavramına daha önce değinmiştik. Lakin Nietzsche’nin insan profillerini daha sonra başka bir başlıkta detaylı olarak incelemek yerinde olacaktır. Şimdilik kısaca değinmek istiyorum.
Sürü insanı, nihilistik yapı gösteren bir yaşam tarzı ile yaşar.Umudunu öte dünyaya göçürmüş, gerçek hayatı yadsımış, din adamlarının ve devlet yöneticilerin güdümünde bir hayatları vardır. Çoğunluktadırlar ve sürü psikolojisi ile hareket ederler. Aykırıya, asiye düşmandırlar. Gelenekleri ve kendi malum hayata bakış açıları dışında hiçbir görüşü kabullenmezler ve cezalandırmak isterler. Kendi düşünceleri ve yorumları yoktur. Başlarındaki çobanları ne derse kabul ederler ve uygularlar.
Özgür insan, yaşadığı toplumun geleneklerinden sıyrılmış, kendince düşünebilen, ama hala kendini bulamamış insan tipidir. Sürünün egemenliği altında yaşasa da sessiz başkaldırışları sebebiyle sürüden ayrılmıştır. Fakat sürüden ayrılabilmenin çetin zorlu yolları vardır. Zira insan, bu yollarda kendini kaybedebilir ve tuzaklara düşebilir. Sürüden ayrılan insanın ilk dönemleri “edilgen nihilistik” bir yapı gösterir. İnsan, bu dönemde araştırmaz ama sadece sorgular, düşünür. Toplumunun çarpık düşüncelerini yanlış bulur lakin içine düştüğü büyük çelişki, onu hayatı yadsımaya zorlar. Eylemsizdir çünkü, çelişkiler yumağı, beyninin her bir yanını sarmalamıştır. Fakat bu çetin yolları aşarsa, etkin nihilistik bir özellik kazanır. Artık, Nietzsche’nin deyimiyle “aslanın besinine duyduğu istek kadar” güçlü bir şekilde araştırmaya koyulur. Doğrular üretmeye çalışır. Artık Tanrı’sını öldürmüştür ve Tanrılaşabilme isteği içindedir. Tutkuyla ve çeşitli acılar içinde gerçeğini aramaya koyulur.
Üstinsan ise artık tamamen özgürleşmiş, kendinden yuvarlanan bir tekerlektir. Nietzsche’nin deyimiyle “yıldızları kendi etrafında döndürmek” istercesine hayatla oynar. Ona hükmeder. Çocuksu bir masumiyetle hayatla dans etmesini bilir ve gerçeğini bulmuştur.
Nietzsche’nin “Zerdüşt” adlı eserinin, “üç değişme üstüne” adlı bölümünde bahsini ettiği üç kavram vardır. Bunlar deve, aslan ve çocuktur. Bu bölümde devenin aslan, aslanın ise nasıl çocuğa dönüştüğünü anlatır. Bölümde bahsi geçen deve, sürüden henüz ayrılmış ve edilgen nihilistik bir yapı gösteren insan profilini simgeler. Aslan ise Tanrı’sıyla yüzleşip onu öldürmüş, gerçeği iştahla arayan insan profilini yansıtır. Çocukla kastedilen ise Üst-İnsandır.
Konuyu özetlemek gerekirse tüm bu değişim süreçlerinin temelinde yozlaşma-decadence yatar. Nihilizmin sebep olduğu bu yabancılaşma, insanı zorlu yollardan geçirerek özgürleşmesini sağlar. Sürünün hakimiyetinde erimiş olanlar ise artık sürüleşmiş ve yabancılaşmıştır.