Felsefe hakkında her şey…

Büyük şirketlerden ‘çalmak’ yanlış mıdır? Ahlak felsefesinin söyleyecekleri var…

28.04.2024
48
Büyük şirketlerden ‘çalmak’ yanlış mıdır? Ahlak felsefesinin söyleyecekleri var…

İnsanlara hırsızlık yapmanın doğru olup olmadığını sorarsanız büyük ihtimalle birçok kişiden “Doğru değildir.” yanıtını alırsınız. “Ne olursa olsun çalmak yanlıştır.” mutlakçı yaklaşımı, ahlaki kuralların istisnası olamayacağını savunan 18. yüzyıl filozofu Immanuel Kant’ın çalışmalarında kendine felsefi bir dayanak bulur.

Ancak işler kimi zaman Kant’ın ileri sürdüğünden daha karmaşık olabilir. Ailesini doyurmak için ekmek çalan yoksul bir işçi ile lüks yaşam tarzını sürdürebilmek için büyükannesinin parasını çalan birini genellikle aynı kefeye koymayız. Örneğin yapılan bir çalışmada mevcut hayat pahalılığı ortamında birçok süpermarket çalışanları, zor durumda olduğu açıkça belli olan müşterilerinin hırsızlık yapmasına göz yumduklarını ifade etmişlerdir. 1

Bütün bu durumlar için ahlaki kurallarda kimi istisnaları farklı değerlendirip yorumlarsak o zaman şöyle bir soru ile karşılaşırız:

Büyük bir şirketten çalmayı doğru ya da mazur görülebilir kılan herhangi bir gerekçe var mıdır?

Hırsızlığın hiçbir türünü kesinlikle onaylamıyoruz; ancak bu soru filozoflar için anlamlı bir düşünce deneyi işlevi görüyor. Toplumun işletmelere, özellikle de büyük şirketlere ve sektörlere ilişkin algısı son yıllarda ciddi bir dönüşüm geçirdi. Öyle ki tüketiciler şirketleri yüksek etik standartlara tabi tutuyor, iklim değişikliği ve etik dışı davranışlar konusunda hesap verebilirliklerini kabul etmelerini bekliyor.

Belki de o zaman, bir şirket zaten bizden çalıyorsa ondan çalmakta bir sakınca görülmeyebilir. Ancak müşterileri doğrudan dolandırmanın dışında, bir şirketin bizden “çalması” fikri biraz karmaşıktır.

Toplumsal sözleşmeyi ihlal etmek

Büyük bir şirketin toplumdan çalmasının bir yolu toplum sözleşmesinin koşullarını yerine getirmemesidir. Thomas Hobbes ve Jean-Jacques Rousseau gibi filozoflar tarafından geliştirilen bir fikir olan toplumsal sözleşme, bireylerin veya kuruluşların toplumsal düzenin nimetlerinden daha kapsamlı biçimde faydalanmak için bazı özgürlüklerinden vazgeçtikleri dolaylı bir anlaşmayı ifade eder. Örneğin, başkalarının bana zarar vermesine izin verilmeyen bir toplumda yaşamak için başkalarına zarar vermemeyi zımnen kabul ederiz.

İlgili konu: Eşitsizliğin kökeni ve sözleşme gereksinimi

Toplumsal sözleşme çoğunlukla bireyler ve devlet arasındaki ilişki açısından ele alınır. Ancak ulaşım, eğitim ve yasal koruma da dâhil olmak üzere kamu mallarının ve iyi işleyen bir devlet yapısının iş dünyasına sağladığı faydalar aşikârdır.

Pandemi sırasında (ve ondan önce mali krizde) devletler; destek fonları, krediler ve diğer programlar aracılığıyla özel sektör kuruluşlarını korumak için devreye girdi. Bu desteğin karşılığında, özel sektör kuruluşları için toplumsal sözleşme, sosyal değer yaratmalarını ve topluma olumlu katkıda bulunmalarını talep etmelidir.

hırsız, para, çalmak, hırsızlık, para çalmak

Standartlar ve skandallar

Son yıllarda özel sektörü sarsan skandallar, toplumsal sözleşmenin her zaman yerine getirilmediğinin kanıtıdır. Mali kriz, 2 taşıt emisyonları, opioid ağrı kesici ilaçlarla ilgili usulsüz ticaret, 3 veri paylaşımı ve çevre ihlalleri bunlara örnektir.

2008’de patlak veren küresel ekonomik kriz, toplumun şirketlere sağladıkları ile şirketlerin topluma sağladıkları arasında giderek büyüyen dengesizliği gözler önüne serdi. 4 Bu eşitsizliğin fark edilmesi, uluslararası eşitsizlik karşıtı protesto hareketi Occupy aracılığıyla kapsamlı bir değişim talebine yol açtı. Sıradan vatandaşlar, işletmelerin mal, hizmet ve iş sağlamanın ötesinde topluma ne borçlu olduklarına dönük daha kapsamlı bir farkındalık yaratılmasını istedi.

Occupy‘dan sonra müşteriler artık satın alma kararlarının şirketleri daha iyisini yapmaya itmede ne kadar güçlü olabileceğinin farkına vardılar. Bu bağlamda Tesla, piyasa değeri 1 trilyon ABD dolarını aşan ilk otomobil şirketi oldu. Şirketin büyümesi, diğer firmaların da elektrikli otomobil geliştirme çalışmalarına büyük bir ivme kazandırdı.

Kurumsal dünyanın kendisi de işleri farklı yapma talebine yanıt veriyor gibi görünüyor. “İş dünyasını iyilik için bir güç haline getirmeyi” amaçlayan bir sertifika programı olan B-Corps hareketi 2006 yılında başladı ve şu anda 400.000’den fazla çalışanı kapsayan 5.000’den fazla şirket bu harekete kayıtlı durumda. Unilever, Hermes Investment ve NatWest gibi şirketler toplumsal hedefler çerçevesinde hareket ettiklerini göstermek için gayret bu hareketin içinde yer alıyor. Düzenleyiciler de işletmelerden etik taleplerde bulunuyor. Örneğin İngiltere Merkez Bankası’nın taleplerinden birisi artık bankaların iklim değişikliğiyle ilgili riskleri nasıl azalttıklarını göstermelerini gerektiriyor.

Ancak tüketici ve devlet baskısı devam etmezse bu kurumsal hamlelerin etik değerlerin yıpratılmasına hizmet etmekten öteye gidememe riski bulunuyor. Örneğin, NatWest bir B-Corps şirketi olmasına rağmen kara para aklama konusundaki yetersiz tavrı dolayısıyla suçlu bulunmuştur.

Etik kuralların istisnaları

Kant’ın söylediğinin aksine, etik kuralların istisnaları vardır. Örneğin size hedefinin yerini soran bir suikastçıya yalan söyleyebilirsiniz. İşletmelerin hizmet ettikleri toplumlara ne borçlu olduklarına dair daha kapsamlı bir bakış açısıyla, filozoflar toplumsal sözleşmeyi ihlal eden bir şirketten çalmanın her zaman ahlaka aykırı olmadığını savunabilirler. Özellikle de bu şirket geleceğimizi bizden çalarak, iklim değişikliğini önlemeye yönelik adımlar atmayarak ya da toplumun dokusuna zarar vererek bu sözleşmeyi ihlal ediyorsa…

Ancak, alternatif olarak çok daha iyi bir uygulama, işletmelerin sosyal lisanslarının yükümlülüklerini yerine getirmek için ne yapmaları gerektiğini netleştirmek üzere birlikte çalışmak olacaktır. Şirketlerden çalmak yerine, tüketiciler, çalışanlar, hissedarlar ve vatandaşlar olarak güçlerimizi kullanarak özel sektör kuruluşlarını daha etik davranmaya zorlamalıyız.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Emma Borg’un “Is it wrong to steal from large corporations? A philosopher debates the ethics” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. the Guardian, “‘People are under pressure’: the shop staff paying for strangers’ groceries or turning a blind eye to theft”, erişim: 27.04.2024, https://www.theguardian.com/business/2022/may/23/people-are-under-pressure-the-shop-staff-paying-for-strangers-groceries-or-turning-a-blind-eye-to-theft
  2. Borg, E., (2020). The thesis of “doux commerce” and the social licence to operate framework. Business Ethics, the Environment & Responsibility, 30 (3), s. 412-422, https://doi.org/10.1111/beer.12279
  3. Zee, A.V., (2009). The Promotion and Marketing of OxyContin: Commercial Triumph, Public Health Tragedy. Am J Public Health, 99 (2), s. 221-227, https://doi.org/10.2105%2FAJPH.2007.131714
  4. Borg, E. ve Hooker, B., (2019). Epistemic Virtues Versus Ethical Values in the Financial Services Sector. Journal of Business Ethics, 155 (-), s. 17-27, https://link.springer.com/article/10.1007/s10551-017-3547-x
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...