Batı düşüncesini şekillendiren 7 felsefe kitabı
Batı düşüncesinin ana hatlarını belirleyen bu yedi felsefi metin, adalet, varoluş ve insan doğasına ilişkin soruları irdeliyor. Platon’un Devlet‘i gibi çok bilinen eserler adalet ve hakikat üzerine düşünceler sunarken Mezopotamya’dan doğan Dialogue of Pessimism gibi daha az bilinen eserler hayatın anlamsızlığına dair kadim bir bakış açısı sunuyor. Bu yazıların hepsi çağdaş felsefi söylemin zeminini hazırlayan zengin düşünce örgüsünün bir parçasıdır.
Konu Başlıkları
1. Dialogue of Pessimism ~ Anonim
Antik Yunan, felsefe ile en çok ilişkilendirilen kültürel yapıdır. Ancak başka kimsenin felsefe üzerine kafa yormadığını düşünmek doğru değildir. Örneğin bizzat Platon Mısır’ın köklü felsefe tarihi hakkında yazı kaleme almıştır. Bununla birlikte, ne yazık ki Akdeniz ve Mezopotamya coğrafyasında ortaya çıkan felsefi çalışmaların çok azı günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Bu metinlerden günümüze ulaşabilenlerden biri Dialogue of Pessimism‘dir. Bu eser biri Asurca diğeri Babilce olmak üzere iki benzer formda mevcuttur. Her ikisinin de bazı bölümleri parça parça da olsa, Mezopotamya “bilgelik metinlerinin” en iyi korunmuş örnekleridir.
Bir aristokrat ve onun kölesi olmak üzere iki karakter arasında geçen diyaloglar şeklindeki metin, aristokratın köleye yapması gereken şeylerle ilgili düşünceler sunması ve kölenin de bunlara geçerli sebepler aramasından mürekkeptir. Aristokrat daha sonra karşıt fikirler öne sürer, köle bunları da aynı biçimde savunur.
Metindeki son birkaç satır hayatın anlamsızlığını yansıtır. Bu nedenle bazı düşünürler bu metnin modern varoluşçu düşüncenin, özellikle de Albert Camus ve Søren Kierkegaard gibi isimlerin felsefelerinin öncüsü olduğunu öne sürer. Metnin son satırlarından alıntılayacağımız aşağıdaki metin bunu örnekleyebilir:
— “Köle, dinle beni!”
— “Buradayım, efendim, huzurunuzda…”
— “İyi nedir ki? Benim ve senin boynumuzun vurulması ve nehre atılmamız mıdır iyi? Kim cennete uzanacak kadar uzun boyludur? Kim dünyanın çevresini sarabilecek kadar engin?.. Yok hayır, köle, seni öldüreceğim ve önce seni oraya göndereceğim.”
— “Ve, efendim, benden üç gün bile fazla yaşayamayacağınız kesin…”
Babil düşüncesinin temelleri o kadar eskiye dayanır ki etkileri genellikle göz ardı edilir. Öyle ki zamanı ölçmek için bugün bile hâlâ Babil ölçü birimlerini kullanıyoruz. Onların astronomları hem modern astronominin hem de bilimin temellerini attılar. Ayrıca Thales gibi pek çok Yunan filozofun Babil düşüncesinin etkisinde kaldığı tahmin ediliyor.
Dialogue of Pessimism‘in başta Vaiz kitabı olmak üzere İncil metinlerine etki ettiği de düşünülmektedir ve Platon’un Sokratik Diyalogları‘nın da hazırlayıcısı olarak kabul edilebilir.
Poems ~ Xenophanes
Sokrates öncesi filozoflar arasında incelenebilecek kadar eseri bugüne ulaşabilen ilk isim Ksenophanes’tir. Çağdaşlarının çoğunun aksine, birçok farklı kitap ve şiir kaleme almıştır. Eserlerinden, bize daha sonraki yorumların ötesinde bir şeyler verebilecek kadar çok parça günümüze ulaşmıştır. Düşüncelerinin tam bir çerçevesini çizmek imkânsız olsa da elimizdeki metinler onun neden Sokrates öncesi filozofların en etkililerinden biri olduğunu göstermektedir.
Ksenophanes esas olarak teolojisiyle tanınır. Yunan dünyasında tanrılar hakkındaki yaygın görüşlerin yanlış olduğunu ileri sürmüştür. Onun Tanrı görüşü evrenseldir: İnsani özelliklerden uzak, hatta doğrudan evren ile özdeşleştirilebilen bir Tanrı görüşü. Tam olarak ne ifade ettiği konusunda bazı anlaşmazlıklar olsa da ilk Batılı tek tanrıcı, hatta belki de panteist olduğu söylenebilir. İnsanların tanrılarına aşina oldukları özellikleri verme eğiliminde olduklarını düşünmüştür:
“Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsa ve ellerini biz insanların yaptığı gibi sanat eserleri yaratmak için kullansalar, atlar atlara ve öküzler de öküzlere benzeyen tanrı şekilleri çizer ve onların bedenlerini kendi farklı türlerinin şeklinde yapardı.”
İlgili konu: Ksenophanes’in hayvan teologları
Onun bıraktığı başlıca felsefi miras, epistemoloji ve şüphecilik yaklaşımlarında bulunmaktadır. O, nesnel hakikatlerin varlığını savunurken insanların bunları tespit etme yeteneğinden şüphe duymuştur. İnançlarımızın bilgimizle sınırlı olduğunu belirtmiş ve bunu gerçekten ne kadar az şey bilebileceğimize dair bir delil olarak kullanmıştır:
“Eğer Tanrı balı yaratmamış olsaydı incirin çok daha tatlı olduğunu düşünürdük.”
Antik dünyanın şüphecileri onun önemli bir ilham kaynağı olduğunu söylerler. Ancak son zamanlarda yapılan yorumlar Ksenophanes’in katı bir şüpheci olmaktan ziyade dogmatik yaklaşımlara ya da kesinliğe dair iddialara karşı geliştirdiği itirazlara yönelmektedir. Her iki durumda da onun yazıları herhangi bir şeyi bildiğimizi nasıl iddia edebileceğimiz sorununu ilk ele alanlar arasındadır ki bu sorun bugün de insanların uğraştığı bir sorundur.
On Nature ~ Parmenides
Parmenides, genel olarak hakkında oldukça az şey bilinen en önemli Antik Çağ filozoflarından biridir. Bugün güney İtalya’da bulunan eski bir Yunan kolonisi Elea’da yaşayan Parmenides’in günümüze ulaşan tek bir kitabı vardır ve bu kitap sadece bölük pörçük alıntılar ve sonraki yazarların yorumlarıyla günümüze ulaşmıştır. Bunlar aracılığıyla bile neredeyse kendisinden sonra gelişen tüm Batı felsefesini etkilemiştir.
“Doğa Üzerine” adı muhtemelen sonradan türetilmiş olsa da –Doğa Üzerine, evren’i anlatan eserler için yaygın olarak kullanılan bir isimdi- Parmenides’in manzumesi Yunan felsefesinin en önemli metinlerinden biridir. Bu eserde metafizik konusunu gündeme getirmiş, argümanlarını tümdengelimci bir titizlikle ortaya koyarak mantık bilimine katkıda bulunmuştur.
Parmenides, dünyanın tek bir fiziksel unsurdan oluştuğunu savunmasıyla ünlü olan öncüllerinin aksine, dünyanın tek ve değişmeyen bir töz olduğunu ve hareket, değişim, yaratılış ve yok oluş kavramlarımızın hepsinin birer yanılgı içerdiğini savunmuştur. Etkileşimde bulunduğumuz dünya “hakiki” gerçeklik değil, yalnızca bir dizi görünüşten ibarettir. Ayrıca “hiçbir şey” fikri çelişkili olduğu için boş uzamın olanaksız olduğunu savunmuştur.
“Sorgulamanın güzergâhı iki yola ayrılır: Birincisi, varlık vardır, var olmayan yoktur. Bu yol aynı zamanda ikna yoludur. İkincisi, varlığın mevcut olmadığı, üstelik var olmasının da zorunlu olmadığı yoldur ki bu yol, emin olun, anlaşılmazdır.” 1
İlgili konu: Varlığı anlayabilmenin yolları
Parmenides’in bıraktığı miras çok büyüktür. Çalışmaları, içinde bulunduğumuz dünyanın “formlar” dünyasının yalnızca bir kopyası olduğunu savunan Platon’u doğrudan etkilemiştir. Parmenides, Platon aracılığıyla Batı felsefesinin neredeyse tamamını şekillendirmiştir. Zaman ve mekân hakkındaki fikirleri günümüz tartışmalarını bile etkilemeye devam etmektedir.
Discourses of Epictetus ~ Flavius Arrian
Epiktetos, ikinci yüzyılda Roma İmparatorluğu’nda yaşamış Stoacı bir filozoftur. Bugünkü Türkiye’de doğmuş, bir ara İmparator Neron’un katibi tarafından köleleştirilmiş ve sahiplenilmiştir. Kölelik döneminde Musonius Rufus’tan Stoacı felsefe eğitimi almaya başlamıştır. Özgürlüğü verildikten sonra Yunanistan’a sürgün edilmiş ve burada saygın bir okul kurmuştur. Stoacılığı saf bir felsefeden ziyade bir yaşam biçimi olarak öğretmesiyle tanınan filozof, zamanında oldukça ün kazanmıştır. Hatta bazı kaynaklar onun Platon’un yaşadığı dönemde sahip olduğu ünden daha fazlasına sahip olduğunu öne sürmektedir.
Söylevler, ders sonrası tartışmaların düzenlenmiş notlarından oluşur. Muhtemelen öğrencisi Flavius Arrian tarafından yazılmıştır. Orijinal metnin tam uzunluğu bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklar tam sette sekiz kitap olduğunu öne sürmektedir. Bugün elimizde dört tane var. Bunlar herhangi bir zamanda herkesle ilişkilendirilebilecek çok çeşitli konuları kapsıyor ve Stoacılığı sıradan bir felsefeden ziyade bir yaşam rehberi olarak sunuyor. En ünlü cümlelerden biri, bir insanın neden çalışma zahmetine girmesi gerektiğini ifade eder:
“Bu konularda özgür olanlardan başkasının eğitilmemesi gerektiğini söyleyen kitlelere değil, yalnızca eğitimlilerin özgür olduğunu söyleyen filozoflara güvenmeliyiz.”
Söylevler, Stoacı bir filozofun düşüncelerine dair elimizdeki en eski kayıtlardan biridir. Marcus Aurelius ona büyük saygı duymuş ve Meditasyonlar‘da ondan alıntı yapmıştır. Aynı zamanda popüler okuyucu kitlesine yönelik bir Stoa felsefesine giriş kitabı olan ve muhtemelen Arrian tarafından kaleme alınan El Kitabı‘na da kaynaklık etmiştir. Bu kitap, özellikle Stoacı düşüncenin popülaritesinin arttığı dönemlerde kendini göstermiştir.
Republic ~ Platon
Platon’un Devlet‘i tartışmasız olarak felsefe tarihinin en ünlü eserlerinden biridir. Sokrates ve diğer birkaç kişi arasında adaletin doğası hakkında bir tartışma olarak çerçevelenen bu eser, bize en kalıcı felsefi argümanlardan ve imgelerden bazılarını sunar.
Sokrates, adaletin ruhu nasıl etkilediğini anlamak için “adil bir şehir” kavramını kullanarak adalet fikrini analoji yoluyla ele alır. Onun kusursuz şehri binlerce yıl boyunca büyük ilgi görmüştür. Yol boyunca, bilgi edinmenin karanlık bir mağaradan çıkmaya benzediğini, aşkın tam olarak ne olduğunu, gerçeklik ile ilişki kurduğumuz dünya arasındaki farkları ve bir adama onu görünmez yapan sihirli bir yüzük verirseniz neler olacağını sorgular.
İlgili konu: Platon’un mağara alegorisi
Devlet‘in birçok satırı geniş çapta bilinir hale gelmiştir. Özellikle meşhur bir örnek şudur:
“Yönetime katılmayı reddeden bilgelerin çektikleri ceza, daha kötü insanların yönetimi altında yaşamaktır.”
Devlet‘in etkisi göz ardı edilemez. Platon’un öğrencisi Aristoteles’ten bugün bu alanda çalışanlara kadar birçok düşünürü etkilemiştir. Amerikan üniversitelerinde en çok okunan kitap olmaya devam etmektedir. Tanımladığı “ütopya” kitaba adını veren bir çatı olarak kullanılmıştır. Platon’un Gyges’in Yüzüğü‘nün Tolkien’in Tek Yüzük’ünü etkilemiş olabileceği de kanıtlanmamış olsa da ileri sürülen görüşler arasındadır. 2
The Nicomachean Ethics ~ Aristoteles
Etik üzerine yazılmış en önemli kitaplardan biri olan Nikomakhos’a Etik, Aristoteles’in iyi yaşamın ne olduğunu ve nasıl yaşanması gerektiğini saptama girişimidir.
Aristoteles’in cevabı bir erdem etiği sistemi olmuştur. Onun erdem kavramı, iki erdemsizlik arasında bir orta noktadır. Örneğin cesaret; pervasızlık ve korkaklık erdemleri arasındaki orta nokta olarak görülür. Bu şeylerin o an için tam olarak ne olduğu değişkenlik gösterecektir, yani erdem ciddiyetle çalışmayı, uygulamayı ve emek vermeyi gerektirir. O bu gerçeği açıkça ifade etmekte ve iyi bir yaşam için erdemlerin alışkanlık haline getirilerek düzenli olarak uygulanmasını önermektedir. Bu tamamen gereklidir, çünkü onun da belirttiği gibi:
“Bir kırlangıç yazı getirmez, bir gün de öyle; bir gün ya da kısa bir zaman da insanı ne mutlu ne de mesut eder.”
İlgili konu: Altın orta
Aristoteles etiğinin popülaritesi diğer sistemlerin gölgesinde kalırken, erdem etiği bugünlerde yeniden büyük bir yükseliş yaşamaktadır. Filozoflar, faydacı ve deontolojik etik sistemlerdeki sorunlardan kaçınmak için erdem etiğini yeniden gözden geçiriyorlar.
Lives and Opinions of the Eminent Philosophers ~ Diogenes Laërtius
Bu listeye koyacağımız son eser, aynı zamanda en farklı olanıdır. The Lives and Opinions of the Eminent Philosophers isimli bu eser Diogenes Laërtius tarafından MS 3. yüzyılda yazılmış bir metindir. Kitap birçok ünlü Yunan filozofun kişisel yaşamlarını ve fikirlerini kapsamaktadır. Günümüz akademisyenleri, kitabın en güvenilir kaynak olmadığı, yazarının küçük ayrıntılara odaklandığı için filozofların ne düşündüğünü anlatamadığı ve kitabın içindeki çelişkiler nedeniyle bazı kısımlarının yanlış olduğu konusunda hemfikirdir.
Kitap kendi başına yeterli değere sahip olmasa da pek çok birincil antik metnin kaybolduğu düşünüldüğünde oldukça önemlidir. Diogenes Laertius, Yunan filozofların yaşamlarını ve düşüncelerini fazla eleştiriye tabi tutmadan belgelemiş ve onların dünyalarına muhtemelen tarafsız bir bakış sunmuştur. Birçok Yunan filozofu hakkındaki çağdaş bilgilerimiz bu metne çok şey borçludur ve bu da onu antik düşünce çalışmalarında vazgeçilmez bir yere koymaktadır.
Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Scotty Hendricks’in “7 philosophy books that shaped Western thought” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.
Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM
KAYNAKÇA
- Çetin, Ali. “Parmenides’te Hakikat Yolu ve Mantık İlkeleri”, Dini Araştırmalar, 25/62 (Haziran 2022), 9-32, https://doi.org.10.15745/da.1099196
- Frederick A. de Armas, 1994. “Gyges’ Ring: Invisibility in Plato, Tolkien and Lope de Vega”, Journal of the Fantastic in the Arts, 3 (3/4), s. 120.138, https://www.jstor.org/stable/43308203