Yunan Atomcularının Maddeci Fizikalizmi
Yunan filozoflar Leukippos ve Demokritos, Yunan atomculuğunun kurucuları olarak kabul edilirler. Bu iki filozofun temel sistemini ve alt yapısını oluşturdukları atomculuk geleneği, fizik dünyada bulunan her şeyin atomlardan oluştuğunu ileri sürmektedir. Atomlar boşlukta, yani uzayda hareket ederler ve gözle görülemeyecek kadar küçük, sayılamayacak kadar da çoklardır.
Felsefe tarihi boyunca farklı düşünürler, duyular dünyasının şey‘lerine bir anlam ve gerçeklik yüklemişlerdir; fakat atomcular, bütün bu şeyleri salt insan düşüncesinin bir eseri olarak görmüşler ve bu şeylerin ancak uzlaşım (nomos) gereği var olabileceklerini savunmuşlardır.
Batı felsefe geleneği, atomcuların felsefi alt yapısından yola çıkarak gerçek olanın yalnızca dünyanın maddi, fiziksel ve duyularla algılanan yapısı olduğunu ve bunun da sadece görünüşten ibaret olduğunu savunmuşlardır. Bu görüş maddeci fizikalizm olarak adlandırılmıştır. Bu görüşe göre gerçek olan tek şey, bütünüyle insan deneyiminin dışında bir varoluş biçimidir. Bu da sonsuz geniş ve uzayın tamamına dağılmış, algılanamayacak kadar küçük, maddi varlıklar olan atomlardır. Atomların dışında kalan her şey, sadece bu atomların birlikteliğinin bize görünme biçimidir. Yani bizim insan olarak deneyimlediğimiz “gerçeklik” asıl gerçek değil; yalnızca bizim pratik nedenlerle uzlaşımsal olarak benimsediğimiz deneyim kaynaklı kavramlar temelinde öyle kabul edilmiş şeylerdir.
Atomculuk, düşünen insanların dikkatini daha derin soruşturmanın, gerçekliğin bizim standart olarak benimsediğimizden çok farklı olabileceğini gösterdiğine çekmiştir. Dünyaya dair doğru bir bakış açısı, ortalama bilgisiz insanın o dünyayı görme biçiminden kesinlikle çok farklı bir şey olmak zorundadır.