Felsefe hakkında her şey…

Leukippos Kimdir?

08.11.2019
3.926

Leukippos, Milet’te doğduğu iddia edilen, maddelerin gözle görülemeyecek kadar küçük bileşenlerden, yani atomlardan oluştuğunu ilk kez savunan düşünürlerden biridir.

Hakkında bilinen ya da yazdıklarından günümüze kalan pek fazla bir şey yoktur. Hatta Epikür’ün böyle bir felsefecinin olmadığını ve Leukippus’un, Demokritos’un takma adı olduğunu söylediği anlatılır. Ama inandırıcılıkları daha yüksek olan Aristoteles ve Theofrastus, onun “atom kuramı”nın kurucusu olduğunu bildirirler. Kimileri, örneğin Diogenes, onu bir Eleatik olarak gösterir. Daha başkaları, Demokritos ile birlikte olduğu için onu Abdera’ya ya da Melos’a (Peloponez kıyılarına yakın bir ada) ait gösterir. Simplikios’a göre Miletusludur. Zenon’un bir dostu ve öğrencisi olduğu söylenir. Herakleitos ve Anaxagoras ile de çağdaştır. Abdera’daki okulu 420 sıralarında kurduğu düşünülür. Theofrastus açıkça onun Parmenides’in okulunun bir üyesi olduğunu söyler ve sözleri Parmenides’in o sıralar okulun başında olduğunu işaret eder.

Aristoteles, Metafizik adlı eserinde Leukippos hakkında şöyle yazmıştır:

“Leukippos ve arkadaşı Demokritos öğelerin doluluk ve boşluk olduğunu ileri sürerek birine “varlık” ve (‘olan’), ötekine “yokluk” ve (‘olmayan’) demişlerdir. Dolu ya da katı olan, varlık; buna karşı boş ve seyrek olan ise, yokluktur. Buna göre var olmayan da olan gibi vardır, çünkü boşluk da cisim gibi vardır ve bunların, şeylerin özdeksel nedenleri olduklarını bildirirler.

Ve derler ki bunlar şeylerin özdeksel nedenleridir. Ve tıpkı temelde yatan tözü bir birlik yapanlar, tüm başka şeyleri onun değişkileri aracılığıyla yaratanlar, seyreklik ve yoğunluğu bu değişkilerin ilk ilkeleri olarak alanlar gibi, bu düşünürler de ‘ayrımlar’ın başka her şeyin nedenleri olduklarını savunurlar. Bu ayrımlar, derler, üçtür: Şekil, Düzenleme ve Konum. Çünkü var olanın yalnızca kontor, iç-değme ve eğilimde ayrı olduğunu savunurlar. Bunlardan kontor şekil, iç-değme düzenleme, ve eğilim konum demektir. Böylece A N’den şekilde, AN NA’dan düzenlemede ve Z N’den konumda ayrılır. Devime, şeylerde nereden ve nasıl doğduğuna gelince bu noktayı göz ardı etmişlerdir, tıpkı başka düşünürlerin yaptığı gibi.

EK BİLGİLER

Vakum ve Plenum

Leukippos’un Atom Kuramı Eleatik Parmenides’in boşluğu yadsımasından doğdu. O da boşluk olmadıkça devimin olamayacağını kabul etti, ama Boşluğu Varlık ile özdeşleştirmenin gereksiz olduğunu düşündü. Pisagorcu boşluk az çok ‘hava’ ile özdeşleştirilmişken, Leukippos’un boşluğu saltık anlamda boşluktu.

1) Atomlar matematiksel olarak bölümezdirler (Pisagoras’ın Monadları gibi), çünkü içlerinde hiçbir boşluk yoktur.

2) Aynı büyüklükte olmaları zorunlu değildir;

3) Ağırlık atomların büyüklüğüne bağlıdır (ama ağırlık cisimlerin birincil bir özelliği değildir). İlk kez Epikirüs atomlara ağırlık yükledi..

Atomun Eytişimi

Atomlar özdeksel oldukları için ilkede duyusal olarak algılanabilirler. Ama Kavramı üzerine biraz düşünce duyusallığın bütünüyle arkada bırakıldığını, Atomun tasarlanmasının, imgelenmesinin ya da başka herhangi bir yolda duyusal olarak belirlenmesinin olanaksız olduğunu gösterir. Atom tıpkı nokta gibi, tıpkı zamansal kıpı gibi tam olarak karşıtların birliğidir: Bölünemez olmalıdır, ama o denli de özdeksel olarak var olmalıdır. Atom bir duyum ya da tasarım değil ama özsel olarak kavramsal olandır. Atomu Kavramsallaştırmak onu hayalet yapmak değildir. Ama fiziksel varoluşun bu en son temelinde çelişkili olması, sonsuz küçüklük üzerine dayanması doğal bilincin, resimsel-tasarımsal düşüncenin doğrulayabileceği birşey değildir. Bunun için yalın olarak kurgul düşünce, iki karşıt yanın bir ve aynı zamanda doğrulanması olarak diyalektiğin kavranması gerekir.

Atom hiç kuşkusuz özdeksel atomdur. Ama bölünemez olması onu belirli bir varlık olarak ortadan kaldırır. Ancak bu kurgul gerçek Atomun olanağı ve gerçekliğidir. Atom karşıtların birliği olarak vardır.

Theofrastus, “Sanılar”ının birinci kitabında Leukippos konusunda şunları yazar:

“Elealı ya da Miletuslu (çünkü onunla ilgili olarak her iki kentin de adı verilir) Leukippos felsefede Parmenides ile birlikteydi. Ama şeyleri açıklamasında Parmenides ve Xenofanes ile aynı yolu tutmayıp tüm görünüşe karşın tam tersini izledi. Onlar Her şeyi bir, devimsiz, yaratılmamış ve sonlu yaptılar ve giderek var olmayanı araştırmamıza bile izin vermediler. O ise sürekli devim içinde olan sayısız öğenin, yani atomların varlığını kabul etti. Bunların biçimlerini sayıca sonsuz olarak aldı çünkü şu değil de bu türde olmaları için hiçbir neden yoktu, ve çünkü şeylerde sonu gelmeyen bir oluş sürecinin ve değişimin yer aldığını gördü. Dahası, var olanın var olmayandan daha gerçek olmadığını, ve her ikisinin de benzer olarak varlığa gelen şeylerin nedeni olduklarını savundu çünkü atomların tözünün sıkı ve dolu olduğunu kabul ederek onları varlık olarak adlandırdı ve bu arada yokluk dediği ama varlık denli gerçek olduğunu doğruladığı boşluğun içinde devindiklerini düşündü.”

Modernist fizikçilik “atomun bölünebildiğinin” anlaşıldığını ileri sürüp Klasik atomculuğu çürüttüğünü düşündüğü zaman, ona Atomun onun tasarladığı modelden bütünüyle başka bir şey olduğunu, doğasının özsel olarak kurgul olduğunu anımsatmalıyız.

Eleatikler ve Leukippos

Leukippos atom kuramının öncüsüdür. Kuramı Parmenides’in boşluğun varlığını yadsıyan ve çokluğun ve devimin olanaksızlığı sonucuna götüren çıkarsamalarına bir karşısav olarak doğar. Boşluk (vakum) olmaksızın devimin olamayacağını doğrular, ama boşluğu yokluk ile özdeşleştirmeyi yadsır. (Pisagorcu boşluğun az çok “hava” ile bir görülmesi ölçüsünde, boşluğun varoluşunu konutlayan ilk düşünür Leukippos’tur. Dizgesi gelişmiş olmasa da, düşünce bundan böyle yüzeyselliği terketmiş ve kurgul gücünü kazanmıştır. Theofrastus’un aktardığı gibi, Leukippos “var olanın var olmayandan daha gerçek olmadığını, ve her ikisinin de benzer olarak varlığa gelen şeylerin nedeni olduklarını savundu.” Bu bakış açısı karşıtları ayıran soyutlamacı Eleatik bakış açısının tam tersidir. Herakleitos’un bakış açısıdır. Ve gene de gerçekliğin düşünce yoluyla kavranacağını ve duyusal görüngünün değil ama kavramsalın özsel olduğunu bildirmede baştan sona Eleatiktir: Varlık evrensel kavramlar yoluyla belirlenir.

Eleatiklerin yalnızca Varlık vardır, ve Yokluk yoktur diyen bakış açıları değişim, devim, oluş vb. süreçlerine izin vermiyordu ve bunları duyusal, dolaysız algının alanına düşüyor olarak, böylece sanı olarak alıyordu. Herakleitos Eleatiklerin ortadan kaldırdıkları Yokluğun da var olduğu, Varlık ve Yokluğun aynı oldukları düşüncesini ileri sürdü. Leukippos bu iki karşıt kategoriyi görgül alana aktardı.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...