Doğa Yasaları
Doğal olaylar arasında bulunan ve tümevarımla genelleştirilen değişmez oranlar, doğa yasalarıdır. İnsan bilincinden bağımsız ve nesnel olarak doğal olaylarda içkin bulunan bu oranlara doğa yasaları ya da doğal yasalar denir.
Yunanlıların deyimiyle insanın koyduğuna karşı bulunan doğanın koyduğu bu yasaların varlığı çok eski çağların insanlarınca da sezilmişti. Yunanlılar doğadaki bu şaşmaz düzeni uyum terimiyle dile getiriyorlardı. Bu uyumsal düzenin gerçekleşebilmesi için doğal olgular arasında ya da bir doğal olgunun çeşitli yanları arasında temel, zorunlu, tutarlı ve düzenli bir bağlılık olmalıydı.
Doğa yasaları bu zorunlu ve nesnel bağlılığın gözlemlenmesinden çıkarıldı. Doğal olaylar arasında oransal bir ilişki olmalıydı ki böylesine uyumsal bir düzen gerçekleşebilsin. Örneğin Arşimet adlı bir Yunanlı bilgin suya daldırılan bir cismin yer değiştirttiği suyun ağırlıyla bu cismin ağırlığı arasında oransal bir ilişki bulmuştu.
Bu oransal ilişkiler incelendiğinde doğada üç türlü yasanın geçerli olduğu görülüyordu:
- Belli olaylarda geçerli ve sadece o olaylara özgü yasalar,
- Daha çok sayıdaki olaylarda geçerli genel yasalar,
- Bütün olaylarda geçerli evrensel yasalar.
Eytişimsel özdekçiliğin açıkladığı üç büyük yasa (karşıtların birliği ve savaşımı yasası, nicelikten niteliğe geçiş yasası, olumsuzlanmanın olumsuzlanması yasası) doğasal, toplumsal ve bilinçsel bütün alanlarda geçerli evrensel yasalardır.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım
İyi de. bu doğa yasalarını gerçekleştiren şey nedir? bu doğa yasalarının (doğa kuvvet lerinin) kaynağı nedir? her şeyi hiç bir kutsalı dahi eleştirmekten kaçınmayan filozoflar neden bu bufiziksel kuvvetlerin nedenini düşünmüyorlar? Çünkü fiziksel formüllerin anlattığı değişmez kuvvetlerin kaynağı metafizikte bulunduğundan o sahaya girince boğulmaktan korkuyorlar da ondan. ougust Comt’un pozitivizmi
buna cevap bulamaz.
şimdi bana cevap yazın da göreyim. e posta hesabım de yayınlansın. haydı kolay gelsin
doğa yasası dediğimiz şeyler bir zorunlulukla o şekilde davranıyor. Başka şekilde olması mümkün değil bu yüzden bizim nasıl yasalarımız varsa bunlar da doğanın yasaları oluyor. İyi de neden böyle oluyor diye sormak saçma. Bu zorunluğu tanrısal bir uyumluluk olarak gösterip mitolojiye bağlamaya gerek yok. Tabiki bu yasaları tanrının yarattığını düşünebilirsin. Ama gördüğün gibi burada tanrısal bir büyü yok.
DOGADA ZORUNLULUK ASLA YOK. BUGUN ATEŞ DEDİGİN ŞEYE YARIN BUZ DİYEBİLİRSİN HATTA ŞİMDİ DE DİYEBİLİRSİN GAYET MUMKUN. AHMET ARSLANDAN DA DİNLEYEBİİLİRSİN. HUME VE GAZALİDEN SONRA BU GORUŞU SAVUNAN KALMADI. MADEM OLUMSAL O ZAMAN AÇIKLAMA GEREK ZORUNLU VARLIGA ULAŞANA KADAR.BRUTE FACT DİYEN AKLINI KAÇIRMIŞTIR
Hoorr,Murat Koç şunu demek istiyor
Yasalar maddeye etki ediyor fakat bu yasaların var olması veya zorunlu olması yasaların maddeye (makro düzeyde veya mikro düzeyde)ve enerjiye üzerinde tasarruf edebileceğini (iş yapabileceğini) göstermez çünkü tasarruf edebilmesi için kendisinde kudret(iş yapabilme) bulunması gerekirirki [hatta olay evrensel kanunlarsa nerdeyse sonsuz bir kudret gerektirir] yasaların vücudu olmadığından kendileri tasarruf edemez çünkü vücudu olmadığından kendisinde bir kudret bulunduramaz…Daha çok uzun yazdım fakat bu kadarın yeterli olacağını düşünerek sildim fakat eklemek istediğim en önemli kısım Tanrının yasaları yaratması yasaların (yukarıda anlattğım gibi) tasarruf edebileceklerini göstermez buyüzdenki herdaim sınırsız yasalara ve sınırsız büyüklükteki bu evreni tasarruf eden gücün sonsuz bir kudreti bulunmalı