Felsefe hakkında her şey…

Siyasal Parti Sistemleri

10.05.2020
977

Siyasal parti sistemleri de üzerinde durulması gereken bir diğer husustur. Siyasal rejimlerin tek, iki ya da çok partili olması arasında demokrasi açısından önemli farklılıklar vardır. Ancak asıl farklılık tek partili rejimle diğerleri arasındadır. Çünkü tek partili rejimlerde muhalefet ya baskı altındadır ya da yasal olarak örgütlenmesi önünde engeller vardır. Oysa birden çok partinin varlığında muhalefet yasal olarak örgütlenebilmektedir.

Tek Partili Sistemler

Öncelikle gerçek tek partili sistem ile birden çok partinin bulunmasına rağmen gerçekte tek parti gibi işleyen rejimlerin birbirlerinden ayrılması gerektiği belirtilmelidir. İkinci durumda birden fazla parti olsa da muhalif partiler ya göstermeliktir ya da uzun süre iktidara gelme olasılıkları yoktur. Oysa muhalif partilerin uzun süre iktidara gelme olasılıkları olmasa da, iktidar için yasal mücadele yollarını kullanabiliyorlarsa, bu sistem tek partili değildir. Komünist rejimlerdeki tek parti hâkimiyeti, Gana, Tanzanya gibi az gelişmiş ülkelerde bir ulusal lider etrafında örgütlenen partilerin hâkim olduğu sistemler tek parti sistemlerine örnek olarak gösterilebilir.

İki Partili Sistemler

Bu sistemlerde hükûmet olmak için eşit şans ve güce sahip iki parti bulunur. Diğer partiler yasak değildir, fakat efektif olarak iktidara gelme şansları yok denecek kadar azdır. ABD bu konudaki en iyi örnektir. Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin domine ettiği siyasal alanda, sesleri çok duyulmayan birçok başka partinin şansı yok denecek kadar azdır. Yakın zamana kadar İngiltere’de de İşçi Partisi ile Muhafazakârların etkinliğinde devam eden siyasal sistem Liberal Demokratların son seçimlerden sonra hükûmet ortağı olmayı başarmaları ile önemli bir dönüşüme uğramıştır.

Hâkim Parti Sistemi

Bu sistemde çok partili hayat yasak değildir; iktidara gelmek için birden çok parti rekabete dayalı seçimlere katılır. Fakat bu seçimlerde uzun süreler boyunca tek bir partinin galebe çaldığı ve neredeyse doğal yönetici hâline geldiği sistemlere hâkim parti sistemi denmektedir. Örneğin 1993 yılında iktidardan düşene dek tam 38 yıl iktidarda kalan Japonya’daki Liberal Demokrat Parti, 1947’de bağımsızlık elde edildikten sonra Hindistan’da 30 yıl kadar iktidarda kalan Kongre Partisi hâkim parti sistemi içerisinde yönetmişlerdir.

Çok Partili Sistemler

İkiden daha fazla partinin hükûmet için şansının bulunduğu, çoğunlukla da koalisyonlar ortaya çıkaran parti sistemidir. Bu sistemlerde büyük partiler bulunsa da, küçük partiler de, siyasal alanın parçalanmışlığına bağlı olarak hükûmete girebilmektedir. Hatta bu şekilde bazı uç-radikal partiler de hükûmet şansı yakalayabilmektedirler.

Çok teknik gibi görünen, fakat siyasal alanı şekillendiren, onun sınırlarını ve işleyiş biçimini çizen bu özellikler demokrasinin işleyiş biçimi açısından bu anlamda kurucu bir rol üstlenirler. Zira bireylerin oy verme davranışlarının nasıl belirlendiği, seçim sisteminin hangi ilkelere ağırlık verdiği veya siyasal partilerin iç işleyişleri demokrasi kültürünü oluşturan unsurlardır. Bu anlamda hem belirli bir toplumun demokratik seviyesini hem de o toplumdaki mevcut güç dengelerini göstermeleri açısından bu parametrelerin incelenmesi önemlidir.

Fakat elbette ki siyasal katılım salt seçimlerden, oy vermekten ve siyasal partilerden ibaret bir süreç değildir. Bunun yanı sıra katılımı daha dar ve geniş çerçevede örgütleyen kesim ve eylem anlayışları da söz konusudur. Bu tip alternatif katılım biçimlerinin ortaya çıkmasında önemli bir neden hiç şüphesiz ki siyasal partilere duyulan güvenin zaman içerisinde azalması olmuştur. Partilerin bu düşüşlerinin çeşitli yapısal nedenleri de vardır. İlkin siyasal partilerin gerçekten de bürokratik bir hantallık içerisinde işlediklerini, bu nedenle de toplumsal gidişatı yakalayamadıkları söylenebilir. Bu anlamda partiler gereksiz, rutin ve bürokratik işlere bürünmüş yapılardır. Hâlbuki tek bir mesele üzerine odaklanan çeşitli siyasal gruplar partilere göre daha sonuç alıcı eylemler üretebilmektedirler.

Yerel, katılıma açık, esnek ve çabuk uyarlanan siyasal baskı grupları veya aktivist grupları giderek siyasal partilerden daha fazla sonuç üretir hâle gelmişlerdir. Hatta çoğunlukla siyasal partiler bu türden yapıların önünü tıkayan yapılar olarak algılanmaya başlamıştır. Bu durum modern toplumların karmaşık yapısı ile ilintilidir. Modern toplumların yönetilmesi artık bürokratikleşmiş yapılar içerisinde mümkün olmamaktadır. Kitlesel, kesimsel ve bireysel düzeyde sorunlar ve beklentiler arttıkça siyasal partiler bunların hepsine çözüm üretememektedir. Bu nedenle bahsi geçen mesele odaklı gruplar insanlara giderek daha “sahici” gelmektedir.

Geniş, programa dayalı siyasal partiler yerine, cinsiyet eşitliği, nükleer güç, hayvan hakları, ekolojik bozulma gibi sorunlara odaklanan siyasetler öne çıkmaktadır. Bu yönelime yol açan başka bir husus da, yukarıda bahsi geçtiği üzere, modern kitle partilerine zemin hazırlayan vatandaş, sınıf gibi modern kimlik kategorilerinin giderek zayıflamasıdır. Bu durum siyasal partilerin de giderek zayıflamasına yol açmaktadır. Eskiden daha geniş kitlelere seslenebilen siyasal partiler, giderek daha kırılgan hâle gelmektedir.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...