Sieyès’in Millet – Ulus Anlayışı
Sieyès’e göre millet/ulus, Tiers état’dır. Fakat toplumun bütün işlerini görmesine rağmen bu kesim (Tiers état), halkın sırtından geçinen bir azınlığın baskısı altındadır.
Ayrıcalıklı sınıflar ortadan kalktığı zaman halk, hak ve özgürlüklerine kavuşacak, hukukun önünde eşit bir bütün meydana getirecektir. Sieyès’in ve genel olarak 1789’un aktörlerinin benimsedikleri – ve Kara Avrupa’sı anayasa hukukuna da ilham kaynağı olan – ulus anlayışı genel hatlarıyla bu şekilde ifade edilebilir.
Kısaca ifade etmek gerekirse Sieyès’e göre ulus, ortak bir düzene ve ortak yasalara uyan bireylerin meydana getirdiği topluluğun adıdır.
Tüm bireyci ve liberal yazarlar gibi Sieyès için de ulus birbirinden bağımsız ve yasalar önünde eşit olan bireylerden oluşmaktadır. Bireylerden oluşan topluluk bir bütündür; yani ulus, kendisini oluşturan bireylerin bir toplamı değil sentezidir. Kimyadan örnek vermek gerekirse, bir araya gelerek bileşen birçok madde nasıl yeni bir madde ortaya çıkarırsa Sieyès’e göre ulus da bireylerin toplamından farklı, onu aşan bir sentez yaratmaktadır. Ulusu teşkil eden bireylerin tek başlarına hiçbir güçleri yoktur; iktidar bütüne aittir. Anayasa da bütüne yani ulusa dayanacak ve onun örgütlenmesini temin edecektir.
İlk bakışta Sieyès ayrıcalıklı sınıflar (aristokrasi ve Kilise) dışında hiçbir zümreyi ulusun dışında tutmuyor gibi görünse de temsil meselesi hakkında ileri sürdüğü düşüncelerle bunun aksini yapmaktadır. “Aktif vatandaş” – “pasif vatandaş” ayrımı yaparak yalnızca ekonomik olarak güçlü olanların seçime katılmalarını temin etmeye çalışmaktadır. Ayrıca Sieyès, devletin birliğinin toplumda yaşayan bireylerin birleşerek halkı meydana getirmeleriyle değil, ulus olgusuyla gerçekleştiğini iddia etmektedir.
Kısaca söylemek gerekirse devletin birliği halka (yani somut olarak belli bir dönemde, belli bir ülke üzerinde yaşamakta olan bireylerin toplamı) değil ulusa bağlıdır. Peki, Sieyès’e göre ulus nedir? Ulus, kendisini teşkil eden, oluşturan bireylerden farklı bir hukuki şahsiyettir. Sadece belli bir dönemde, ülke üzerinde yaşamakta olan bireylerin toplamından meydana gelmez. Ulus yalnızca bugünü değil, geçmişi ve geleceği de kapsayan manevi bir varlıktır. Yaşayanların yanında ölmüş ve doğacak olanlardan da meydana gelmektedir.
Sieyès’in açtığı yoldan gidenler ulusu, yaşamış ve yaşayacak kuşakları da içine alan, uzak geçmişten sonsuz geleceğe doğru sürüp giden ve kendisini meydana getiren kişilerden ve onların iradelerinden ayrı, kendine özgü bir kişilik ve iradeye sahip bir tüzel kişilik olarak tanımlamışlardır. Bu tanımın tabii bir soncu olarak “millî/ulusal irade”, milleti/ulusu meydana getiren kişilerin iradelerinden ayrı ve onların iradelerine üstün bir irade olarak tecelli etmektedir.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım