Psikoloji Perspektifinden Değerler
Psikoloji değer kavramını felsefeden daha farklı bir şekilde ele alır. Psikolojide değerin önemi, objektif bir esasa dayanıp dayanmasında değil, insan davranışlarının yol göstericisi olarak oynadığı rol olarak ifade edilir. Bu bakımdan psikoloji değer kavramı sadece bir inanç olarak alır (Güngör, 1993).
Değeri, bir inanç olmak bakımından dünyamızın belli bir kısmıyla ilgili idrak, duygu ve bilgilerimizin bir terkibi demektir. Ancak değer kavramı, inancın bir spesifik bir şekil olmak itibariyle ondan daha da yukarıda bir zihin organizasyonudur. Değer bir tek inanca değil, bir arada organize olmuş bir grup inanca tekabül eder.
Değerler, belli bir durum ve şartlara bağlı kalmaksızın, arzu edilen, yararlı görülen ve beğenilen şeyleri gösteren kıstaslar olarak da tarif edilebilir. Bir varlığın psikolojik, sosyal, ahlâki veya estetik açıdan taşıdığı düşünülen yüksek ya da yararlı davranışlar onun niteliğini belirtir (Güngör, 1993 ve Şirin, 1983).
Değerler, ideal varlıklar olup ruhsal etkinliğimizin parçaları, ya da tortuları değildir. Onlar, tıpkı matematiksel teoremler gibi bizim ruhumuzda bulunur. Değerler, insan ile nesneler/şeyler arasındaki ilişkide temelini bulur (Filiz, 1998).
Bireylerin ve grupların değerleri hakkında bilgi edinmek, onların tutum ve davranışları hakkında bilgi sahibi olmamıza olanak verir. Duygusal bir gerilim taşıyan her hangi bir durumun gerektirdiği davranış yapmak doyum, gerekli bu davranışın yerine getirilmemesi ise doyumsuzluk doğurur. Bu durumda bireylerin davranışlarını ve tutumlarını tahmin edebiliriz. Psikolojik olarak, yiyecek, giyecek, barınak ve karşı cins gibi temel gereksinimler bizim için değerli olanların başında gelir. Bir yemek, adamakıllı yenildikten sonra kişi için yine acıkıncaya kadar çok değerli bir şey olmaktan çıkar. Bu durumda ihtiyaçlar, kişinin sergilemiş olduğu tutum ve davranışlara yön verir (Şerif, 1985).
Şu halde değer kavramının hayatımızdaki maddi boyutu yanında, sübjektif yani ferdi psikolojilere ve tercihlere bağlı olan bir yönü de vardır (Kurktan, 2000).