Felsefe hakkında her şey…

Orphik mistisizm nedir?

11.11.2022
583

Pythagoras, Antik çağ Yunan felsefesinde, mistisizm ile bilimi birleştirerek üyelerinin, kendilerini, belirli dini ve ahlaki ilkelere göre düzenlenmiş bir hayata bağladıkları bir tarikat kurmasıyla meşhurdur. Pythagorasçılıkla birlikte Yunan düşüncesinde esaslı bir dönüşüm başlamıştır. Bu unsur, ilk kez Orphik mistisizminde ortaya çıkmış olan Helen doğasına aykırı bir külttür ve Pythagoras’ın insan ruhunun ölümsüz olduğunun ve ruh göçü inancının temelindedir.

Orphik mistisizmi ruhun tanrısal varlığıyla bedenin maddesel varlığının sürekli birbiriyle çatıştığını ve ruhun bir gün içine düştüğü benden hapishanesinden kurtulup yeniden tanrısal doğasına kavuşacağına inanan çileci bir varoluş felsefesidir. Yalnız Pythagoras ve Empedokles’i etkilemekle kalmamış, Platon’un ruh öğretisini de etkilemiştir.

Pythagorasçı ruh göçü inancı, bununla bağlantılı zihin beden düalizmi, daha sonra Platon’u etkilemiş, Platon’nun Phaidon diyaloğunda ve Devlet’in 10. kitabında dile getirilmiştir. Pythagorasçıların amaçları, duyumsal olandan arınmak olduğu için, öncelikle matematik üzerinde yoğunlaşmışlar, varlığın temelinin sayı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Onları bu sonuca ulaştıran, insanda yok olup giden bedenin karşısında özsel ve temel bileşen olan ruhu, bedeni etkilerden arındırmak amacıyla bilim ve müzik alanında yaptıkları çalışmalardır. Gerçekten de müziksel harmoninin belli matematiksel oranlara bağlı olduğunu keşfetmeleri, onları, maddenin kendisinde içerilmeyen duyum üstü ilkeye ulaştırmıştır. Matematiksel sayının evrenin ilkesi olması çok önemli bir dönüşümdür. Çünkü; böylece tamamen madde dışı zihinsel bir ilke evrenin temelini açıklamakta kullanılmıştır. Bu zihinsel dönüşüm daha sonra Platon’un idealar kuramının ve etikle ilgili görüşlerinin temelini oluşturur.

Dolayısıyla ruh ve beden düalizmi, madde ve form ya da onların ifade ettikleri şekliyle sınırlı ve sınırsız düalizmine kadar genişlemiştir. Pythagorasçı öğretide ruh ölümsüzdür. Ölümsüz ruhun sürekli hareket halinde olması yaşamın temel ilkesidir. Pythagorasçı görüşe göre, ruhun bedenle ilişkisine bağlı olarak bir sonraki hayatta, içine gireceği bedenler değişecektir. Hayatı boyunca yaptığı iyi ve kötü eylemle göre, bir adam tekrar bir adam, bir kadın, bir at, bir böcek veya herhangi bir başka hayvan olarak dünyaya gelebilir. Ruhun özüne uygun bir yaşam, daha üst düzeyde, yeniden dünyaya gelmeyle ödüllendirilir.

Pythagorasçı ruhgöçü öğretisinin ikinci dayanağı, doğanın birliği ve var olanların kardeşliği öğretisidir. Pythagorasçılar havanın ruhlarla dolu olduğunu, insanın bu ruhları solumak suretiyle evrenle ve diğer hayvanlarla ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir. Pythagorasçı öğretide doğanın birliği ve varlığın homojen olduğu görüşü, Cevizci’ye göre, sadece insanları hayvanlara gerçek bir akrabalık bağı içinde bağlamakla kalmaz, onlara kendilerinin en değerli parçalarının, özsel doğalarının daha yüksek bir şeyle yani evrensel ya da tanrısal ruhla özdeş olduğunu da öğretir (Cevizci, 2009: 44).

Kaynak: ZİHİN FELSEFESİ, s. 31, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2337 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1334

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...