Felsefe hakkında her şey…

Ockhamlı William (Guillelmus De Ockham)’ın Ahlak Felsefesi

10.11.2019
1.220

Ockham’a göre ahlak, aklın ve başka zihinsel koşulların dikte etmesi sonucunda belirlenen iradenin gücüne uygun düşen insani eylem biçimidir. Bu davranışların, eylem tarzlarının tek amacı “iyilik”tir. İyilik, herhangi bir şeyin olması gerektiği gibi olmasıdır.

Demek ki, Ockham’a göre bir “olması gereken” bulunmaktadır. Bunu belirleyen de iradenin kendisidir. Bir baltanın bir ağacı kesmesi, onun kendine ilişkin işlevini yerine getirmesi; dolayısıyla da iyi bir şey yapması anlamına gelmektedir. Benzer biçimde, fizik dünyadaki varolanların hepsi birden Tanrı’nın iradesine upuygun bir şekilde varolduklarından (başka türlüsü zaten düşünülemeyecek bir şeydir.) onların hepsi birden hem iyidir hem de iyiyi arzulamaktadır.

Ockham’a göre, dünyadaki her şey, elbette Tanrı’nın iradesine uygun bir şekilde yaratılmıştır. Başka bir deyişle, Tanrı her şeyi, tam da öyle olmalarını isteyerek yaratmıştır. Bundan dolayı Tanrı’nın kötü bir şeyi meydana getirmesi tanımı gereği olanaksızdır. Tanrı’nın yarattıkları da, bizzat O’nun iradesinden kaynaklanan bir etkiye maruz kaldıklarından, bu iradeye koşulsuzca itaat etmek zorundadırlar. Böylelikle Tanrı’da biriken Bilgelik, Sevgi, İktidar ve Merhamet gibi kavramlar, bütün insanların uyması gereken kuralların tümünü içeren en yüksek ahlak kuralı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir yaratılmış olarak insan, bu ahlak kuralına koşul öne sürmeksizin uymak zorundadır. Başka bir deyişle, bu kurala itaat, onun varoluşsal zorunluluğudur.

Ockham’a göre, insanın ahlaki yükümlülüğü Tanrı’nın her şeye yeten gücü ile sınır tanımayan özgürlüğüne bağlıdır. Bu iki sıfat aynı zamanda ahlaklı olmanın en üst kuralıdır (Aspell, 1999: 360-361). Dolayısıyla Tanrı’nın bu özgürlüğü, O’nun herhangi bir ilahi yasaya bağlı olmaksızın insanlara bir ahlaklılık emrettiğini ortaya çıkartır. Tanrı’nın insanlara yüklediği ahlak kuralları olumsaldır. Bu olumsallık aracılığıyladır ki, Tanrı bu kurallarda istediği zaman dilediği değişikliklere gidebilir. Tanrı’nın bize şu anda iyi olarak görmemizi buyurduğu bir şey, gene O’nun isteği ile bize bir anda kötü görünebilir. Bu bakımdan, kuralları mutlak anlamda değişmez yapılar olarak algılamak, sadece onların Tanrı’nın iradesine bağlı olarak olumsallık taşıyan içerikler olduklarını unutmamamız karşılığında mümkündür. Bununla birlikte, Tanrı bütün evreni belli bir kurala bağlı olarak yaratmıştır ve bütün yarattıkları da bu kurala bağlı olarak yaşamak zorundadır. Bu kural temelinde bütün insanlar, iyiye yönelmek ve onu amaçlamak ve kötüden kaçınmak eğiliminde olmuşlardır. Ockham’a göre, iyiye yönelmek bir bakıma Tanrı’nın iradesini cisimsel hale getirmektir (Maurer, 1982: 286-287).

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...