Felsefe hakkında her şey…

Mehmet İzzet’in cemiyet fikri

01.01.2023
423

Sosyolojinin konusu olan cemiyet, herhangi bir toplanmadan ibaret değildir. Eğer etrafımıza bakarsak çeşitli şekillerde toplanmaların, kümelerin meydana gelmiş olduklarını görebiliriz. Fakat bunların hepsine cemiyet demek mümkün değildir.

Mehmet İzzet, “muasır cemiyet”, “cemiyet ve fert”, “cemiyet ve büyük adam”, “milliyet” gibi sorunlarla ilgilenmiştir. Hepsinde önemli olan cemiyet’tir. İzzet, teknoloji sayesinde cemiyetin ilerleyeceğini belirtir. Teknoloji ilerlemezse cemiyet ve medeniyet hakkındaki bilgimiz ister istemez noksan, hatta çürük temellere dayanır (İzzet, 1927f, Akt: Değirmencioğlu, 2002: 257).

Cemiyet onun için bir araç bir çeşit felsefeye giriştir (Levend, 1941: 484). Bu nedenle cemiyeti açıklamak gerekir. Türkçede cemiyet toplanma manasına gelir. Örneğin halk lisanında düğüne de cemiyet denilir. Fakat sosyolojinin konusu olan cemiyet herhangi bir toplanmadan ibaret değildir.

Eğer etrafımıza bakarsak çeşitli şekillerde toplanmaların, kümelerin meydana gelmiş olduklarını görebiliriz. Fakat bunların hepsine cemiyet demek mümkün değildir. Çünkü cemiyet olmak için “yan yana” gelmek yetmez. Bundan başka yan yana gelmiş olan bireylerin birlikte işlemeleri, çalışmaları ve birbirlerine etki etmeleri şarttır. Birey cemiyete tabiidir ama bu esir demek değildir. Manası, derecesi ve kıymeti iyi anlaşılmak şartı ile bireyin cemiyete tabi olduğunu kabul etmekte bir sakınca yoktur.

Lisan sayesinde bireyin şuuru inzivadan kurtulur, ilim sayesinde gerçek olmayanın hâkimiyetinden kurtulur. Medeniyetin mümkün olması, cemiyetin mevcut olmasına bağlıdır. Medeniyeti muhafaza eden ve onu bireylere ileten cemiyettir. Dolayısıyla medeni insanın ait olduğu cemiyetler ile faaliyet amaçları çeşitli olduğundan, sosyolojinin ilk amacı cemiyetlerin tasnifidir. Cemiyetleri tasnif etmek için iki noktaya dikkat etmek gerekir:

  1. Bireyler arasında ortak olan amaçlar, düşünceler.
  2. Bu amaçlara, düşüncelere uygun teşkilat.

Bir arada bulunan insanlarda bazen amaçlar tamamen özneldir. Bu insanlar arasında ortak bir amaç vardır. Karşıdaki insana saygı gösterme arzusu. Eğer bu olmazsa cemiyet hayatı yaşanmaz olur. Cemiyet hayatına hâkim olan amaçlar, düşünceler, her cemiyette bir sınırlı (muayyen) veya sınırsız (muaddal) olabilir. Buna bağlı olarak şöyle bir sınıflandırma yapılabilir:

Amacı tek, sınırlı cemiyetler (toplumlar); teşkilatlı ve teşkilatsız olarak ikiye ayrılır. Teşkilatsız olanlar: ortak bir duygu (galeyan, herhangi bir ihtiras) ile harekete gelen kalabalık gibi, Teşkilatlı olanlar: her çeşit uzmanlaşmış topluluklar, şirketler gibi.

Amaçları birden fazla olan cemiyetler: Toplum bilimin asıl konusunu oluşturan toplumlardır. Bunlarda iki kısma ayrılır. Teşkilatsız olanlar: Farklı alanlarda bulunan fakat uzmanlaşma ve iş bölümünün olmadığı veya çok az olduğu ilkel cemiyetler. Teşkilatlı olanlar: Farklı alanlarda iş bölümünü uygulayan, uzmanlaşmanın olduğu teşkilatlar (İzzet, 1928: 395).

Burada dikkate alınan kriter iş bölümüdür. Dar bir alanda, şehirlerde toplanmış insanların yaptıkları mesleklerin sayısı az olsaydı arada var olan şiddetli rekabet, hayat koşullarını zor ve tahammül edilemeyecek bir şekle sokardı. Fakat iş bölümü sayesinde meslekler çoğalır ve yoğunluğa rağmen, hayat koşulları kolaylaşır. O hâlde iş bölümü sonuç itibarıyla, yani faydalı olan gelişmeleri sağlayacağından insanlar tarafından sürekli uygulanması gereken bir yöntem olarak kabul edilmelidir. İş bölümünün git gide çeşitlenmesi nüfus yoğunluğunun artması sonucudur (İzzet, 1928; 69).

Kaynak: TÜRK SOSYOLOGLARI, s. 23-28, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2915 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1872

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...