Felsefe hakkında her şey…

Duygu ve Davranış İlişkisi

24.11.2019
2.099

Psikolojinin ana çalışma alanı insan davranışları ve ardında yatan süreçler olduğuna göre davranışların şekillenmesinde önemli bir yere sahip duygular da psikolojinin doğrudan çalışma alanına girmektedir.

Davranışın oluşmasında duygular da temelde güdüleyici güçler olarak tanımlanabilirler. Duygular bir davranışı başlatan, sürdüren ve yönlendiren süreçlerdir. Bu sebeple duygular da güdüler gibi insan davranışının oluşmasına öncülük ederler. İnsan davranışını şekillendirmede güdülerin ve duygu-heyecanların farklılaşması söz konusudur. Güdülerin genel olarak hangi davranışlarla sonlanacağını kestirmek daha mümkündür. Acıkan bir kişinin yemek yeme davranışına yöneleceğini, susayan bir kişinin susuzluğunu giderme yolunda bir takım çözüm arayışlarına gideceği tahmin edilebilir. Fakat yaşanan duygu ve heyecanlar sonucunda herkeste ortak davranışın oluşacağı gibi bir çıkarımda bulunmak yanlış olacaktır. Örneğin arkadaşına öfkelenen bir kişi yaşadığı duyguyu çevresine karşı saldırganca davranışlar sergileyerek ortaya koyabilir. Bir diğer kişi ise aynı duygu karşısında içine kapanıp saatlerce ağlayabilir.

Sonuç olarak duygular davranışı harekete geçirir fakat bu süreçte insandan insana farklılaşan davranış şekillerini görmek mümkündür. Süreç içerisinde bireyin karmaşık davranışlarını harekete geçiren duygular bireyi her duruma özgü ve bireyden bireye farklılaşan davranışlara yönlendirmektedir. Bireylerin yaşadıkları duygular kendi davranışlarını harekete geçirebildiği gibi aynı zamanda diğer insanların da davranışlarını harekete geçirebilmektedir. Bireylerin yaşadıkları duygular bulundukları ortamın duygusal atmosferini de değiştirebilmektedir. Öfkeli bir şekilde eve gelen koca evdeki ortamın da benzer şekilde kendi duygu durumundan etkilenmesine neden olabilecektir. Yine aynı şekilde neşeli ve mutlu bir şekilde derse giren bir öğretmenin bu duygu durumu sınıftaki diğer öğrencileri de etkileyecektir. Bir nevi duyguların bulaşması olarak da adlandırabileceğimiz bu durum sonucunda sadece bireyin kendisi değil çevresindeki diğer bireylerin de davranışları bu duygu durumundan etkilenir hale gelecektir.

Öte yandan bireyin duyguları bireyi harekete geçirdiği gibi belli bir işi gerçekleştirme aşamasında bireyin performansını da etkilemektedir. Belli bir işte başarı sağlama adına duygu yoğunluğunun en uygun seviyede olması gerekir. Yerkes-Dodson Yasası olarak bilinen yasaya göre herhangi bir işten önce kişideki kaygı düzeyinin çok yüksek olması bireyin aslında rahatlıkla gerçekleştirebileceği bir işi yaparken sıkıntı yaşamasına neden olabilmektedir. Öte yandan çok az duygu yaşamak; örneğin yapılacak işle ilgili çok az kaygı yaşamak da kişinin performansına olumsuz şekilde etki edebilmektedir. Bir sporcu bir müsabakadan önce müsabakayı hafife aldığında ya da olduğundan fazla duygu yoğunluğu yaşayacak aşırı kaygılandığında sonuçları itibariyle performansında sorunlar yaşayabilecektir. Bu noktada yaşanan gerginlik güvensizlik ve korkuyu doğuracak başarısızlığı getirmektedir. Birçok insan günlük hayatında, sınavlarda, kalabalık bir gruba yapılacak sunumlarda benzer durumları yaşamaktadır. İnsanlar yaşamları duygu yoğunluğuna göre bazen günlük yaşantılarında kolaylıkla yapabildikleri işlevleri bile yerine getiremeyecek duruma düşebilmektedirler. Örneğin bir kişi trafikte sinirlendiğinde ya da birisiyle tartıştığında ortaya çıkan gerilim ve kızgınlık duygusu gün içinde daha sonrasında bireyin her zaman zorlanmadan kolaylıkla gerçekleştirdiği araba kullanım şeklini ve performansını etkileyebilecektir.

Genel olarak tüm duygular fizyolojik değişiklikler ve kalıplaşmış beden ve yüz ifadeleri ile birlikte ortaya çıkar. Bu duygusal tepkiler birçok kültürde farklılaşsa da bu duygusal tepkilere benzer şekilde öznel yargılar da eşlik etmektedir. Duyguların ifadesi beyindeki limbik sistem ve otonom sinir sistemi tarafından koordine edilir. Sağ beyin yarımkürenin duyguların yönetimi bazında daha etkin olduğunu söylemek mümkündür.

Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Psikolojiye Giriş” ve 2. Sınıf “Deneysel Psikoloji”, 4. Sınıf “Sosyal Psikoloji” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Psikoloji Ders Kitapları ve MEB Liseler İçin Psikoloji Dersi Ders Kitapları

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...