Felsefe hakkında her şey…

Demokritos’un Ahlak Anlayışı

03.11.2019
3.665

Demokritos idealist bir ahlak anlayışı ortaya koymuştur. Bilgeliğin insanı mutlu edeceğine inanmıştır. Yunanlılar bilgiyi bizim gibi anlamazlar. Bilgi bizim için bir güçtür, yarardır. Yunan’da bilginin iki temel yönü var: Birincisi keyif yönü. Bilmek için bilmek. Bu önemli bir şeydir. Başlangıçta temel bilgi anlayışı budur.

İkincisi ise Yunan’da bilgi pratik hayatı mutlu kılmalıdır. Yani bireysel anlamda sizi mutlu kılmalı. Bu anlamda buna yaşama bilgeliği diyoruz. Bu Yunan Sophiasının en önemli yönüdür. Hayatın önemi ustalaşmaktır. Buradaki önemi hayatı mutlu, uyumlu ve huzurlu bir biçimde yaşamamızdır. Bunun için de Yunan bilgeliğinin temelinde yaşama bilgeliği yatar. Bu da hayatı bütün olumsuzluklarına rağmen sırtlayıp götürmektir. Demokritos da bilgece, ölçülü ve dengeli olmak gerektiğini söyler. Bu da azla yetinmek, ölümden korkmamaktır. Kendini her türlü zorluğa alıştıracaksın, diyor. Bu sebeple sizin hayatınızı anlamlandırmanız gerekir.

Demokritos’un birçok konuya değindiğini, çeşitli olayların açıklamasına giriştiğini düşünebiliriz. Ancak kendisinden bize yeterli belgeler kalmadığı için bu konudaki bilgilerimiz eksiktir. Bize kadar ulaşan yazılarından ahlak ile ilgili olanlar vardır. Ahlak konusu ile kendisinden önceki filozoflar da uğraşmıştır. Ancak bu dönemde ahlak problemleri din içinde işlenmiştir. Ayrıca ahlak görüşlerini özdeyişler şeklinde formüllendirmek yaygındı. Demokritos da ahlak anlayışının büyük bir bölümünü özdeyişler şeklinde kaleme almıştır. Fakat bunların içinde kendisinden sonraki dönemin ahlak problemlerine olanak sağlayan görüşler vardır. Demokritos’tan sonraki Yunan felsefesinde ahlak ile ilgili düşüncelerde özellikle bir konu etkili olmuştur: Bu da gerçek mutluluk kavramıdır. “Gerçekten mutlu sayılacak bir yaşam nasıl kazanılır? Böyle bir yaşam nerede bulunabilir?” Daha sonraki Yunan felsefesinin ahlak konusundaki temel sorunu, temel kuşkusu bu soru ana düğümlenmiştir. Tüm öteki ahlak konuları daima bu konuya dönüştürülmüştür. Bu dönemde ahlak, mutlu bir yaşama ulaşmak için bir araç, bir yol gösterici olarak algılanmıştır.

Bu anlayışı Demokritos’tan kalan yazılarda da görebiliyoruz. İkinci özellik ise, mutluluğa götüren yola ancak tutkulara egemen olmakla ulaşılabileceğinin benimsenmesidir. Tutkularına tutsak olan, tutkularını kendisine üstün tutan insan, er ya da geç mutsuz olacaktır diye düşünülüyordu. Ayrıca böyle bir insan akıllı da sayılamaz, çünkü akıl ile tutkular biri ötekine zıt olan yetilerdir. Ancak tutkularını aklı ile dizginleyebilen, ölçülü yaşayabilen kimse mutlu olabilir. Yunan felsefesi ölçülü olmayı, serinkanlı olmayı daima en yüksek erdem saymış ve bu nedenle tüm istekleri; insanın kendine hakim olmak, ölçülü bir yaşam sürmek gereksinimine dönüştürmüştür. Demokritos’un ahlak anlayışım da bu çizgiler içinde irdelemek gerekir.

Demokritos iki insan tipini karşılaştırır. Bir yanda tutkularının arkasında sürüklenen insan, öte yanda ılımlı ve sakin yaşayan insan. Bu sakin yaşam, yani ölçülü yasam, yaşamı ve ruhu oluşturan atomların fiziki ve fizyolojik durumları ile aynileşir. Demokritos’ta iki kavram ahlakın temelini oluşturur: Bunlardan biri çıkarlar, diğeri zenginlik, yani para tutkusudur.

Demokritos, “zenginlik ve yoksulluk nedir?” diye soruyor, Zenginlik bir fazlalık, yoksulluk ise bir yokluktur. Zenginlik, elde edilmesi gereken şeylerin aşırı derecede olması demektir ki, bunun için çaba harcamaya değmez. Yoksun olmakla yoksul olunur, fakat bir şeyden yoksun olmak, yalnız dışarıdaki nesnelere bağlı olmayıp bana da bağlı olan bir şeydir. Ben kendimi bir şeyden yoksun bırakırım ya da bırakmam. Şayet yoksunluğa katlanmayı bilirsem, dışarıdaki belli nesneler eksik diye kendimi hiçbir zaman yoksul saymam. Demokritos’un vurguladığı ahlakın temelini oluşturan ikinci kavram, genel çıkarların özel çıkarlardan önce gelmesidir. O bunu şu şekilde açıklar: Bir insanın durumu kötü ise, ötekilerin ona yardım etmesi her zaman mümkündür. Ancak herkesin durumu kötü ise, kimse kimseye yardım edemez olur. O halde felaketin genel olması daha kötüdür. Felaket özel olursa, buna çözüm bulmak için her zaman olanaklar vardır. Sonuç olarak Demokritos’un ahlakla ilgili düşünceleri bir sistem içinde toplanmamıştır. Daha çok birtakım erdemli, özlü sözler ve mutluluğa nasıl ulaşılacağını gösteren yol gösterici açıklamalar şeklindedir.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...