Felsefe hakkında her şey…

Aşılamayla birlikte ağır Covid-19 vakaları azalmaya başladı. Peki hangi aşı daha etkili?

28.07.2021
1.657
Aşılamayla birlikte ağır Covid-19 vakaları azalmaya başladı. Peki hangi aşı daha etkili?

Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, National Geographic’in bilim yazarı Emily Sohn’un “Severe breakthrough infections remain very rare, despite rising concerns” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Washington’daki Capitol Hill’den Tokyo’daki Olimpiyat Köyü’ne, tam olarak aşılanmış bazı insanlarda COVID-19 testlerinin pozitif çıkması, saldırgan enfeksiyonlar hakkındaki endişeleri artırdı. Bu da insanların belirli aşıların koronavirüsün yeni varyantlarına karşı daha etkili olup olmadığını veya aşıların etkinliğinin zamanla geçip geçmeyeceğini sorgulamaya başlamalarına neden oldu.

Eksik veriler ve birbiriyle uyuşmayan takip kayıtları nedeniyle ABD’de kaç tane bulaşıcı hastalığın meydana geldiğini söylemek imkânsız. Ancak Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC)’ne göre, virüsten kaynaklanan ağır hastalıkların sayısı düşmeye devam ediyor.

CDC, 19 Temmuz itibarıyla ABD’deki 161 milyondan fazla tam aşılı insan arasından sadece 5 bin 914 kişinin COVID-19 ile ilgili rahatsızlıklara bağlı olarak hastaneye yattığını ve bu kişiler arasından kısmen ölümlerin rapor edildiğini açıkladı.

Aşı olan herkesin daha sonra virüse maruz kalıp kalmadığı bilinmemekle birlikte, bildirilen sayılar, tam olarak aşılanan kişilerin yüzde 0,004’ünden daha azının ciddi şekilde hastalandığını veya COVID-19 sebebiyle öldüğünü anlatıyor.

Burada “saldırgan enfeksiyon” tabiri, tam olarak aşılanmış kişilerde görüldüğü doğrulanmış COVID-19 vakalarını (asemptomatik vakalar dâhil) ifade ederken, “saldırgan hastalık”, aşılanmış insanları da hasta eden enfeksiyonları tanımlıyor.

covid, covid-19, virüs, hastalık, dezenfektan

New York’taki Rockefeller Üniversitesinde çalışan tıp doktoru ve bilim insanı Robert Darnell, konu hakkında şöyle konuşuyor:

“İnsanlar aşıya karşı güçlü bir bağışıklık tepkisi ortaya koyamazlarsa, aşılama ile ortaya çıkan antikorlardan kaçmak için evrimleşmiş olabilecek virüs varyantlarına maruz kalırlarsa veya insanların bağışıklıkları zamanla zayıflarsa hastalık ancak o zaman ortaya çıkabilir.”

Hiçbir aşı %100 etkili değildir ve her salgında saldırgan enfeksiyonlar ve hastalıklar meydana gelir.

Darnell, virüslerin sürekli evrimleştiğinden bahsederek şu anda ABD’de baskın varyant olan Delta gibi yeni varyantların aşılardan kaçmada daha iyi hâle gelmesinin de beklendiğini sözlerine ekliyor.

Buna rağmen, ülkede kullanılmasına izin verilen tüm aşılar, COVID-19’dan kaynaklı ölüm riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.

Buna dönük olarak, CDC Direktörü Rochelle Walensky’ye göre de şu anda COVID-19 ile hastaneye kaldırılan kişilerin yüzde 97’sinden fazlası aşısız insanlardan oluşuyor.

Houston’daki Baylor College of Medicine’de bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Stacey Rose’un görüşleri ise şöyle:

“Hala aşılanmamış kişilerde enfeksiyonun kesinlikle daha yüksek ve aşılanmış kişilerde daha düşük olduğunu görüyoruz. Daha düşük, evet, fakat sıfır değil. Hastalığa yakalanma riskiniz (aşılanmış iseniz) Delta varyantında bile daha düşüktür.”

COVID-19 VERİLERİNİ RAPORLAMAK NEDEN ZOR?

CDC başlangıçta hafif ve asemptomatik enfeksiyon raporlarını toplamasına rağmen, mayıs ayında bunun yerine sadece hastaneye yatışlara ve ölümlere odaklanmaya başladı.

Bir ‘merkezî saldırgan enfeksiyon çetelesi’ olmadan, sayım ve verileri izleme işi eyaletlere, hastanelere ve bağımsız kuruluşlara düştü.

coronavirüs, covid, covid-19, rapor, tablo

San Diego’daki California Üniversitesinde bulaşıcı hastalıklar uzmanı ve hastane epidemiyoloğu olan Francesca Torriani, bu durumun farklı aşılar arasındaki oranları karşılaştırmayı zorlaştırdığını ifade ediyor.

Bazı laboratuvarlar asemptomatik vakaları da tarıyor. Bazıları ise sadece semptom görülen vakaları test ediyor, ancak kriterler kurumdan kuruma farklılık gösterebiliyor.

Daha düşük aşılama oranlarına ve daha yüksek enfeksiyon oranlarına sahip bölgelerde, daha fazla saldırgan virüs var ve bazı insanlar yaşam biçimleri veya bağışıklık sistemleri sebebiyle bu enfeksiyonlara karşı daha savunmasız konumdalar.

Hâlâ aşılanmamış insanlardan oluşan bir havuzda varlığını sürdüren virüs, aşılardan kaçmasına izin verebilecek şekillerde mutasyona uğrama fırsatına sahip olmaya devam ediyor.

Bu konuda Darnell şunları söylüyor:

“Herkes aşılansaydı mutasyonlar da olmazdı ve virüs öylece yok olup gidebilirdi. Aşılama, temelde kızamık hastalığını ortadan kaldıran ve çocuk felcini yok etmeye yakın olan tek silahımız. Aynı şeyi burada COVID ile de yapabiliriz. Bu şekilde bütün mücadelemiz sonuca ulaşabilir.”

Araştırmacılar, bu ay düzenli olarak burun sürüntüsü alınan yaklaşık 4.000 sağlık çalışanı arasında 204 kişide enfeksiyon tespit edildiğini ortaya koydu. Enfeksiyon tespit edilen 204 sağlık çalışanının ise sadece 5 tanesi tam olarak aşılanmıştı.

Araştırma, aşının sağlık çalışanlarını koruduğunu ortaya koydu.

HERHANGİ BİR AŞI, VİRÜSE KARŞI DAHA MI ETKİLİ?

Bazı veriler ve haberler belirli aşıların, özellikle yeni varyantlara karşı daha az etkili olduğu yönünde. Fakat Darnell’e göre bu konudaki bilgiler hızla değişiyor ve bu bilgilerin değişmesine neden olan birçok değişken var. Aynı zamanda hem bilgiler hem de değişkenler genellikle eksik olarak ele alınıyor.

coronavirüs, covid, covid-19, aşı, vaccine

Washington Eyaleti Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Teresa McCallion, birçok eyalette saldırgan enfeksiyonların listelendiğini, ancak yerel düzeyde bile verilerin aşı türüne göre belgelenmediğini söylüyor.

Bu durumda istatistikler, diğer faktörlerin yanı sıra, her bir aşı tipini almış olan insan sayısının popülasyondaki farklılıkları da dâhil olmak üzere, dozlama programlarındaki temel farklılıklar tarafından da çarpıtılabilir.

McCallion bir e-postada “Aşı markasına göre verileri göstermiyoruz; çünkü (salgın) mevcut üç yetkilendirilmiş aşıyla ilişkilendirildi.” diyor ve şöyle ekliyor: “Bu faktörler, aşı markaları arasındaki saldırgan vaka sayılarını doğrudan karşılaştırmayı zorlaştırıyor.”

Aşı türüne göre salgınla ilgili eşitsiz veriler göz önüne alındığında, bazı araştırmacılar etkililik hakkında başka şekillerde ipuçları arıyorlar.

Henüz yayımlanmamış ve henüz hakem incelemesinden geçmemiş; ancak son zamanlarda çok dikkat çeken bir çalışmada, bilim insanları, tek doz Johnson&Johnson aşısı olan 10 kişiden ve Pfizer aşısı olan 17 kişiden alınan kan örneklerini analiz ettiler.

Bu çalışmada J&J aşısının Delta da dâhil olmak üzere yeni varyantlara karşı daha zayıf bir antikor oluşturma kapasitesine sahip olduğu ortaya çıkarıldı.

Darnell, bu çalışmayı yayınlayan gazetelerin attığı başlıklara rağmen, çalışmanın kullandığı yetersiz örneklem nedeniyle, bundan sonuç çıkarmak için çok erken olduğunu söylüyor. Diğer araştırmalarınsa çelişkili sonuçlar gösterdiğini sözlerine ekliyor.

UCSD (University of California San Diego) ve California Üniversitesi, Los Angeles’ta düzenli olarak taranan yaklaşık 15.000 sağlık çalışanı üzerine bir araştırma yaptı.

Mart 2021’de yapılan bu çalışmanın analizine göre, tam aşılamanın üzerinden en az 15 gün geçtikten sonra sağlık çalışanlarının yalnızca 7’sinde virüse rastlandı ki bu da yüzde 0,05’lik bir orana tekabül etmektedir.

Aşı Olmak İçin Pek Çok Ahlaki Neden Vardır, Ancak Bu Ahlaki Bir Görev midir?

Torriani, UCSD’de artık Delta varyantının baskın olduğunu, saldırgan enfeksiyonların aşılanmış insanlarda aşılanmamış insanlardakine göre çok daha az şiddetli kaldığının ve iyileşmenin aşılanmış kişilerde daha hızlı gerçekleştiğinin bilgisini aktarıyor.

Açıklamada ayrıca aşılı hastalar arasında hastaneye yatışların çok nadir görüldüğü ve bu hastaların hiçbirisinin ölmediği de belirtiliyor.

Uzmanlar, Delta varyantının izlenmesinin önemli olduğu konusunda hemfikirler.

Darnell, Delta varyantının tüm aşılardan kaçabilme konusunda başarılı olabileceğini belirterek ABD’de saldırgan enfeksiyonlar çevresinde artan vakalar sonucunda aşılanmış kişilerin de virüsü, özellikle de Delta varyantını hâlâ başkalarına bulaştırabileceklerini söylüyor.

Yine de uzmanlar, aşılar arasında farklılıklar olsa da bunları doğru bir şekilde karşılaştırmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu aktarıyorlar.

Darnell’ın bu konudaki görüşleri ise şöyle:

“Endüstri şirketleri ve akademik klinisyen bilim insanları arasında bir işbirliği oluşturmak, bize gerçekten de yardımcı olacaktır. Daha fazla bilime ihtiyacımız var.”

Rose, veriler biriktikçe, çocuklar ve bağışıklığı baskılanmış kişiler de dâhil olmak üzere toplumdaki herkesi korumanın en iyi yolunun aşı olduğunu ısrarla vurguluyor.

Torriani ise aşı olmanın belirli bir aşıyı seçmekten daha önemli olduğunu ekliyor ve “Her aşı iyi bir aşıdır. Ve bol miktarda mevcut…” vurgusunu yapıyor.

 


 

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım
Kaynak: Severe breakthrough infections remain very rare, despite rising concerns 28 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi; Emily Sohn

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...