Felsefe hakkında her şey…

Alexandre Kojève

26.01.2024
143
Alexandre Kojève

Aleksandr Vladimirovich Kozhevnikov olarak Rusya’da doğan Fransız filozof Alexandre Kojève (1902-1968) Almanya’nın Heidelberg kentinde eğitim gördü ve Karl Jaspers’in danışmanlığında Hegel’den derinden etkilenen Rus din filozofu Vladimir Solovyov üzerine Die religöse Philosophie Wladimir Solowjews adlı tezi hazırladı.

Sonra Paris’e yerleşti ve burada Ecole Pratique des Hautes Ētudes‘de ders verdi. Alexandre Koyré’den görevi devralarak 1933’ten 1939’a kadar Hegel üzerine bir seminer verdi. Alexandre Kojève, Jean Hyppolite ile birlikte Hegel’in Fransız düşüncesine ciddi bir şekilde girmesini sağladı.

Kojève‘nin verdiği dersler, aralarında Sartre, Merleau-Ponty, Lacan, Bataille, Althusser, Queneau, Aron ve Breton’un da bulunduğu birçok önde gelen Fransız filozof ve düşünür üzerinde hem doğrudan hem de dolaylı olarak derin bir etki yarattı. Kojève’in düşüncesi, arkadaşı Leo Strauss aracılığıyla Amerika’da, özellikle Allan Bloom ve daha sonra Francis Fukuyama üzerinde de etkili olmuştur.

Alexandre Kojève Hegel üzerine verdiği dersler 1947’de Introduction à la lecture de Hegel adıyla yayımlandı ve İngilizcesi Introduction to the Reading of Hegel (1969) olarak basıldı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kojève 1968’deki ölümüne kadar Fransa Ekonomi Bakanlığı’nda çalıştı. Burada, AET ve GATT’ın önde gelen mimarlarından biri olarak oynadığı rol de dahil olmak üzere, Fransız politikası üzerinde derin bir etki yarattı. Bu yıllar boyunca Sokrates öncesi, Kant, hak kavramı, felsefi bilgeliğin zamansal boyutları, Hıristiyanlık ile hem Batı bilimi hem de komünizm arasındaki ilişki ve kapitalizmin gelişimi üzerine çalışmalar da dahil olmak üzere felsefe üzerine yazmaya devam etti. Bu eserlerin çoğu ancak ölümünden sonra yayımlandı.

Alexandre Kojève kimdir?

Alexandre Kojève, Hegel’in 20. yüzyıl Fransız felsefesine ciddi bir şekilde girmesini sağlamış ve 30’lu yıllarda Paris’te Tinin Fenomenolojisi üzerine verdiği seminere katılan birçok önde gelen Fransız düşünürü etkilemiştir.

Hegel’in tarih felsefesine odaklanmış ve en çok ‘tarihin sonu’ teorisi ve varoluşçu Marksizmi ortaya atmasıyla tanınmıştır. Kojève, Hegel’i Marx’ın materyalizmi ve Heidegger’in zamansallaştırılmış ontolojisinin ikili merceği aracılığıyla okuyarak gerçek anlamda özgün bir yoruma ulaşmıştır.

Hegel için insanlık tarihi, kendisini ve dünyayla ilişkisini anlamaya çalışan ‘düşüncenin’ tarihidir. Tarihin birlikle başladığını, ancak sorgulayan bir ‘ben’ olan insanın ikilik ve bölünmeleri ortaya çıkardığını varsayar. İnsan bu yabancılaşma zincirini diyalektik olarak çözmeye çalışır ve tarihi ileriye taşır, ancak bunu yaparken yeni bölünmelere neden olur ve bu bölünmelerin aşılması gerekir. Hegel, ‘tarihsel uzlaşma’ olasılığını, insanlığın birleşik, ortak bir ahlaka göre yaşamasına yol açan, altta yatan birliğin -mutlak bir ruhun ya da ‘geist’ın tezahürü- rasyonel olarak gerçekleştirilmesinde görür: tarihin sonu.

Alexandre Kojève bu evrensel tarihsel süreç ve birliğe doğru uzlaşma fikirlerini alır ve bunları Marx ve Heidegger’in teorileriyle sentezler. Marx’ın, tarihsel süreçte dönüştürücü etkinliği arzulayan bir varlığı merkeze yerleştiren ve onu maddi arayış ve ideolojik mücadele koşulları içinde barındıran üretken felsefesinden yola çıkar. Kojève Heidegger’den de yararlanarak, bu varlığı özgür, nihai olarak zamansal bir varlık olarak tanımlar, böylece ölümlülüğünü tanır ve ‘yeniden kazanır’, onu determinizm’den ve metafizik yanılsamadan arındırır, kendi gerçekliğini yalnızca yaşayarak üretmesine izin verir.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...