Üçüncü Sınıf Nedir? Üçüncü Tabaka Felsefesi
Sieyés’in egemenlikle ilgili fikirlerini, 1789 yılının Ocak ayında yayınladığı “Üçüncü Tabaka Nedir?” adlı eserinde açıklamıştır.
Sieyés eserinde üç soru sormuş ve bu üç sorunun cevabını verdikten sonra, yapılması gerekeni açıklamıştır.
Bu sorular ve cevapları şunlardır:
- Üçüncü tabaka nedir? Bu sorunun cevabı “her şey”dir.
- Şimdiye kadar siyasal düzen içinde yeri neydi? Bu sorunun cevabı ise, .“hiç”tir.
- Dileği nedir, ne olmak istiyor? Bu sorunun cevabı ise “bu düzen içinde bir yeri olmasını” şeklindedir (Göze, 2007:214-215).
Görüldüğü üzere, Sieyés için üçüncü tabaka (Tiers Etat) “her şey”dir. Bir toplumun yaşaması için yapılması gerekli tüm işler bu kesim tarafından yerine getirilmektedir. Ancak şimdiye kadar, halkın sırtından geçinen bir azınlığın (soylular ve din adamları) baskısı altında tutulmuştur. Ayrıcalıklı kesim tarafından ezilmiş ve engellenmiştir. Mevcut siyasal düzen içinde “hiç”tir. O hâlde, yapılması gereken ayrıcalıkları ortadan kaldırmaktır. Ayrıcalıklar ortadan kalktığı zaman herkes hak ve özgürlüklerine kavuşacak, hukuk önünde eşit bir bütün (millet) ortaya çıkacaktır (Sarıca, 1999:100).
Bir başka deyişle; ayrıcalıklar kaldırıldığında geride sadece “üçüncü tabaka”, “her şey” yani “millet” kalacaktır. Sieyés’e göre millet “her şey” olduğuna göre, devleti yönetme hakkına da sahip olmalıdır. Başka bir deyişle; “egemenlik milletindir” (Beriş, 2006:91). Bunun için yapılması gereken tek şey, meclisin yalnızca üçüncü sınıfın (milletin) temsilcilerinden oluşmasını sağlamak olacaktır; yani millet meclislerinin kurulması en doğru çözümdür (Göze, 2007:217).
Sieyés’e göre; millet ortak bir yasa altında yaşayan ve aynı yasa koyucu tarafından temsil edilen ortaklar topluluğudur. Bu yüzden, ayrıcalıklara sahip tabakaların millet içerisinde yeri yoktur (Beriş, 2006:91). Millet, birbirinden bağımsız ve yasalar önünde eşit bireylerden oluşur. Bireylerden oluşan bu topluluk bir bütündür. Millet, kendisini meydana getiren bireylerin bir toplamı değil, sentezidir. O, yalnızca bu günü değil, geçmişi de geleceği de kapsayan manevi bir varlıktır. O, yaşayanların yanında; ölmüş ve doğacak olanları da içine alan bir bütündür (Sarıca, 1999:100).
Sieyés’in modern devlet anlayışı açısından en önemli katkısı, millet kavramı ve temsil anlayışıdır. O, milleti hukuki açıdan eşit kişilerden oluşan, ancak; onların kişiliklerinden ve iradelerinden ayrı, kendisine özgü bir kişiliği ve iradesi olan soyut bir bütün olarak ele almıştır. Sieyés egemenliğin kaynağı olarak da bu soyut bütünü (milleti) göstermiştir. Bu şekilde düşünür “milli egemenlik” kuramını oluşturmuştur. Sieyés egemenliğin ancak; millet adına hareket eden temsilciler vasıtasıyla kullanılabileceğini belirterek temsil mekanizmasını ortaya atmıştır. Sieyés’in fikirleri Fransız devrimi ile büyük ölçüde hayata geçmiştir. Sieyés ortaya attığı “millet” ve “milli egemenlik” kavramlarıyla, 1789 sonrası modern ulus devlet anlayışının siyasal temellerini oluşturmuştur.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım