Felsefe hakkında her şey…

Tanrı Kendi Gücünü Sınırlandırabilir mi? Tanrı, Kaldıramayacağı Bir Taşı Yaratabilir mi?

15.04.2020
2.304
Tanrı Kendi Gücünü Sınırlandırabilir mi? Tanrı, Kaldıramayacağı Bir Taşı Yaratabilir mi?

Orta Çağ’da düşünürler, teorik bulmacalara meraklı insanlardır. Bu bağlamda teist teolojiye ilişkin de farklı bulmacalar üretmişlerdir. Bu bulmacalardan birisi, bizim ülkemizde de sıkça karşılaştığımı ve özellikle genç insanlar arasında popüler olan “Tanrı her şeyi yaratabiliyorsa kendi gücüyle kaldıramayacağı bir taşı da yaratabilir mi?” türünden sorular şu soruya dayalı bir bulmacadır:

“Tanrı her şeye kadirdir: Onun gücü sınırsızdır. O, kelimenin tam anlamıyla, her şeyi yapabilir. Ama eğer Tanrı her şeyi yapabiliyorsa, o zaman kendi güçlerini de sınırlayabilir, hatta belki de onları geriye çekebilir ve kullanmaktan feragat edebilir. Onun kendisini bütünüyle yok etmesi ya da bir kurbağaya dönüştürmesi de ihtimal dâhilindedir. O zaman Tanrı bunları da yapabilir mi?”

Böyle bir şey açıkça kabul edilebilir bir şey değildir; ama yine de insanların aklını karıştırır. Skolastik düşünür Thomas Aquinas, bu ikileme şöyle yanıt verir: Kadri mutlaklık, her ne olursa yapma kapasitesi anlamına gelmemektedir. Bu mutlaklık, yapmanın mantıksal olarak mümkün olduğu her şeyi yapma kapasitesi anlamına gelmektedir. Böylelikle her şeye kadir bir Tanrı’nın kendini kopyalaması, kendini akılsız bir yaratığa dönüştürmesi, rolünden feragat etmesi ve elbette kendini yok etmesi yapabileceği şeyler arasında değildir. Böylesi şeyler kesinlikle mümkün değildir.

Bu düşünürler aynı zamanda bu düşünce hattını, sonsuz rahmet sahibi olma ve her şeyi bilme gibi başka ilahi vasıfları da kapsayacak şekilde genişletmiştir. Kötücül eylemler içkin olarak Tanrı için imkânsızdır. Ve her şeyi bilen bir varlığın bilgisinin kıyaslanabilir mantıksal sınırları vardır: O hangi şeyin yanlış olduğunu bilmez; ama bir şeyin yanlışlığını bilir. Şayet açık bir geleceğe dair ayrıntılar içkin olarak bilinemezse, her şeyi bilen varlıktan onları bilmesi de istenemez.

Böylelikle buradaki akıl yürütme biçiminde iki unsur ön plana çıkmaktadır. Birincisi, şeylerin doğasıdır; yani, belli türden bir şey, örneğin bir tanrı olmanın özünde ne olduğu sorunudur. Zira eğer belli bir özellik bir şeyin ne olduğunu belirleyici bir şeyse, o zaman ona anlamlı bir biçimde onunla bağdaşmayan başka bir özellik atfedilemez. Kavramların analizi böylelikle kritik bir mesele hâline gelir.

Kaynak: 101 Anekdotta Felsefe Tarihinde Yolculuk
Derleme: Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...