Sitedeki Sınıflar ve Başlıca Erdemler
Platon, sitedeki üç sınıfla ruhun üç parçası arasında doğrudan bir paralellik kurar. Ruhun üç parçası, sitedeki üç sınıfa, yönetici, asker ve zanaatkâr sınıflara karşılık gelir. Nasıl ki ruh için erdemlilik, ruhtaki üç unsurun doğru düzeniyse site için erdemlilik de üç sınıfın her birinin kendine has işlevi görmesidir.
Erdemin Yunanca karşılığı olan arete, insanın, kendi doğasına has işi mümkün olan en iyi şekilde yerine getirmesi düşüncesine dayanır (Skirbekk&Gilje, 1971: 61). Herkesin kendi doğal işlevleri doğrultusunda konumlandığı, doğru düzenlenmiş bir site bilgedir, cesurdur, ölçülüdür, doğrudur, adildir (Devlet, 427e).
Doğaya uygun olarak kurulmuş bir devlet, akıllı olmasını kendisini yöneten küçük bir topluluğun bilgisine borçludur ve bilgelik budur. Böylece yönetici sınıfın erdemi olan bilgelik, bu sınıfın, site düzeni içinde olması gereken yerde olması nedeniyle aynı zamanda sitenin erdemi hâline gelir. Doğru düzenlenmemiş bir sitede de bilgeler olabilir ama bunlar olmaları gereken yerde değillerse sitenin bilgeliğinden söz edilemez. Aynı şekilde, siteye korkak ya da cesur dedirtenler de asker sınıfıdır. Cesurlar asker olmadıkları ya da askerler cesur olmadıkları sürece siteye cesur denemez (Devlet, 429a-b).
Ölçülülük ise bütünün içindeki iyi yanın kötü yanı buyruğuna almasıdır (Devlet, 431a-b). Bunun ruhtaki yansıması, ruhun akıllı parçasının (to logistikon), diğer parçaları kontrol etmesi, böylece insanın tutkularına, isteklerine hakim olması, yani kendisinin hakimi olmasıdır (Devlet, 430e). Sitedeki yansıması ise iyi bir yaradılışla iyi bir eğitimi birleştirmiş küçük bir azınlığın, akıl ve düşünce yoluyla zevklerine ve tutkularına hakim olmakta güçlük çeken diğer unsurları hakimiyeti altına almasıdır (Devlet, 431bc). Ölçülülüğü, bilgelik ya da cesaretten ayıran şey, diğer ikisinin, toplumun yalnızca bir parçasında bulunuyor olmasıdır. Oysa ölçülülük, ideal site düzeninde bütün topluma yayılmıştır, tüm yurttaşlar tutkularına hakim olmalı, ölçülü yaşamalıdırlar (Devlet, 432a).
Bu erdemlerin hepsini tamamlayan ve site düzeninin bütünlüğünü temsil eden bir başka erdem daha vardır ki Platon’un site düzeni anlayışı bu erdeme en yüksek amaç olarak yönelmiştir. Bu erdem, doğruluk (aletheia) ya da adalettir (dikaiosyne) (Yasalar, 630e). Doğruluk ya da adalet, diğer üç erdem olan bilgelik, cesaret ve ölçülülüğü doğuran ve yaşatan değerdir (Devlet, 433b). Adalet, ruhun üç parçasına ait erdemlerin anasıdır. Zeka için adalet, düşüncenin doğruluğu anlamına gelen bilgeliktir (sophia). İrade için adalet, ruhun atılgan parçası olan yüreğin doğruluğu anlamına gelen cesarettir (andreia). Ruhun itki parçası için adalet, bu parçanın doğruluğu anlamına gelen ölçülülüktür (sophrosyne). Bunun yanı sıra bir de dindarlık erdeminden söz edilebilir ki doğruluk insanlarla ilişkilerimizdeki dindarlık ise Tanrı ya da tanrılarla ilişkilerimizdeki adalettir (Weber, 1995: 64).
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı