Felsefe hakkında her şey…

Saussure ve Göstergebilim Çalışmaları

13.05.2020
3.677

İsviçreli dilbilimci Saussure, göstergebilimin öncüsüdür ve kavramı ilk ifade eden kişidir. Genel Dilbilim Dersleri (1985) kitabında dil, gösterge, gösteren, gösterilen arasındaki ilişkileri inceleyen Saussure, göstergebilimin ‘toplumsal yaşamın ortasında göstergelerin yaşamını inceleyen bir bilim’ olduğunu söyler (Uçan, 2006: 35).

Gösterge, gösteren (yazılı işaretler, ses, maddi nesneler) ile gösterilen (kavram) birleşimidir. “Gösteren ve gösterilen, tıpkı bir kâğıdın iki yüzü gibi sıkı sıkıya bağlıdırlar. Saussure, göstergelerin uzlaşımsal doğasına vurgu yapmıştır. Gösterge ile göndergesi arasında hiçbir zorunlu ilişki yoktur, bu ilişki daha çok toplumsal bir uzlaşmayla var edilir.

Örneğin elimize ‘nergis’, çiçeğe de ‘el’ diyebilirdik ve böyle bir durumda dünyada hiçbir şey eskisinden farklı olmazdı… Belirli bir göstergenin anlamı, sistem içindeki diğer göstergelerle ilişkisi çerçevesinde tanımlanmaktadır. Örneğin ‘yukarı’nın anlamını ‘aşağı’nın anlamıyla ilişkisi içinde anlar ve birini diğeri olmadan tasavvur edemeyiz” (Marshall, 1999: 282).

Saussure için dil bir göstergeler sistemidir. Önemli olan dilin işlevleridir. Dil göstergesi bir işitim imgesinden ve bir kavramdan oluşur. İşitim imgesi dilin gösteren düzeyi; kavram imgesi ise dilin gösterilen düzeyidir. Bu anlamda dilbilimsel bir araştırma, dilin gösteren düzeyinde olduğu gibi gösterilen düzeyinde de olabilir.

Dilin nasıl inceleneceği konusunda Saussure bir yöntem önerir. Dil mutlaka eşzamanlı bir yöntemle incelenmelidir. Bir toplumdaki dil olgusu, o toplumun yaşadığı zamanda konuştuğu dil ile bağlantılı bir şekilde incelenmelidir (Uçan, 2013: 15). Böylece dili temel iletişim aracı olarak öngören Saussure, onun işleyişini toplumsal süreçler içinde incelemek gerektiğini ifade etmektedir. Böylece kültür çalışmalarında dilin önemine ilişkin önemli bir vurgu yapmaktadır.

Saussure’e göre gösterge, gösteren ve gösterilen çift yüzlü birliğidir. Bu birlik kültürden etkilenir. Yani ‘sandalye’ sözcüğü gibi belirli bir gösterenin belirli bir gösterilene, özel bir kullanıcı topluluğunun sandalyenin ne anlama geldiğini ‘anladığı’ şeye yüklenmesi kültürel bir buyrukla gerçekleşir. Genel birleştirme kuralları ve kullanım protokolleriyle birlikte, anlamlar ve onların sözcüklerin oluşturduğu dizge dil olarak bilinir. Bu nedenle dil, sözcükleri ve onların anlamını dizgeleştiren bir yapıdır (Gottdiener, 2005: 17).

Dil açıkça bir kültür olgusudur ve göstergebilim kültürel denklem üzerinden yürümektedir. Saussure, açıkça göstergebilimi toplumsal bağlam içinde açıklamaktan yanadır. Ona göre göstergenin toplumsal yani iletişimsel yanı önemlidir. Bundan dolayı göstergebilimi en kapsamlı toplumbilim olarak tasarlamış ve dilbilimi göstergebilimin bir dalı olarak yorumlamıştır (Erkman, 1987: 28).

Kültür araştırmalarında Saussure’ün dil, göstege, anlam tartışmaları esas alınmaktadır. Göstergebilim kültür sosyolojisinin metodolojik yönelimlerinde önemsenen bir yaklaşımındır. Bunda Saussure’ün katkısı çok büyüktür.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...