Renkleri nasıl görürüz?
Göze gelen ışık renk duyumunu şekillendirmektedir. Göze gelen ışığın dalga boyuna göre değişen farklı renkler renk tonları olarak adlandırılır. Bir renk tonunun canlılığını ifade etmede doygunluk kavramı kullanılır. Göze giren ışığın gücü doğrultusunda rengin parlaklığı da değişir.
Renkli görmenin sağlanmasında, sayılan yaklaşık 7 milyon olan ve kuvvetli ışıkta daha iyi çalışan koni alıcılar rol oynar. Üç tip koni vardır; bunların her biri farklı bir ana renge (kırmızı, mavi ve yeşil) yanıt verirler. Koniler retinanın merkezinde yoğunlaşmışlardır.
Bazı kişilerde doğuştan üç koni tipinden birinde ya da birkaçında hafif kusur bulunmaktadır ve bu renk körlüğüne yol açmaktadır. Renk körlüğü renkleri ayırt etme yeteneğinin bozulmasıdır. Renk körlüğü, genellikle erkelerde görülen, oldukça yaygın bir rahatsızlık olup en fazla görülen tipi, kırmızı ile yeşilin ayırt edilememesi şeklindedir. Ender görülen bazı vakalarda ise bütün renklerin ayırt edilememesi ve dünyanın siyah beyaz görülmesi söz konusudur.
Konu Başlıkları
Renk görme kuramları
İnsanlar yüz binlerce rengi birbirinden ayırabilmektedir. Göz içerisinde alıcı hücre konilerin sayısının doğada bulunan renk sayısına denk gelmediğini ve konilerin renkleri algılamak için sayısal olarak yetersiz sayıda olduğunu söylemek mümkündür. Bu sebeple, farklı renklerdeki ışıklar karıştırılarak yeni renkler elde edilerek farklı renklerin algılanması sağlanmaktadır. Televizyonların görüntü tüplerinde görüldüğü üzere temel renkler olan kırmızı, yeşil, ve mavi ışıklar farklı tonları oluşturmak üzere birleştirilebilmektedir. Örneğin kırmızı ve mavi ışıkların karışımından mor; kırmızı, yeşil, mavi ışıkların eşit şekilde karıştırılmasından ise beyaz renk elde edilmektedir.
Televizyonlarda da benzer şekilde tüm renklere ilişkin tonları vermek için bu ışık karışımları kullanılmaktadır. Aslında tüplü televizyon ekranına yakından bakıldığında tüm renkleri oluşturan farklı renklerde küçük ışık noktalarını görmek mümkündür. Bu farklı dalga boyundaki karıştırma süreci eklemeli renk karıştırma olarak adlandırılır (Morris,1999).
Kırmızı yeşil ve mavi temel ışık renkleri olarak tanımlanır. Diğer tüm renkleri bu ışık renkleriyle elde etmek mümkündür.
Young-Helmholtz kuramı
Temel renklerden yola çıkarak renklerin nasıl algılandığını açıklayan en tanınmış kuramlardan biri Young-Helmholtz kuramı olarak adlandırılan kuramdır. Thomas Young’un ortaya koyduğu bu kuram Alman fizyolog Hermann von Helmholtz tarafından geliştirilmiştir.
Helmholtz’a göre göz içerisinde bazı koniler kırmızı, bazıları yeşil, bazdan ise daha çok mavi renge duyarlıdırlar.
Üç renk kuramı
Beyindeki renk deneyimleri üç renge duyarlı alıcılardan gelen sinyaller karıştırılarak oluşturulmaktadır. Bu renkleri görme kuramı üç renk kuramı olarak adlandırılmaktadır.
Üç renk kuramı sonraki yıllarda renk körlüğüne ilişkin durumu açıklamakta yetersiz kalmıştır. Çünkü renk körü olan kişiler mavi-sarı ile kırmızı yeşil renklerini ayırt etmekte zorlanmaktadırlar. Halbuki Helmholtz kırmızı, yeşil ve mavi için ayrı uzmanlaşmış alıcılar olduğunu vurgulamaktadır. Bu sebeple renk körlerinin yukarıda bahsi geçen renk çiftlerini görmede neden sıkıntı yaşadığım açıklayamamaktadır.
Karşıt süreçler kuramı
Ewald Hering tarafından ortaya konulan karşıt süreçler kuramı ise rengin algılanmasıyla ilgili durumu rengin şiddetinden sorumlu siyah-beyaz, rengin tonundan sorumlu kırmızı ve yeşil renklerle sarı ve mavi renklerle ilişkili üç zıt süreç işletmektedir. Her süreçte iki farklı durum oluşmaktadır. Bu iki durumun ilkinde, eşleşmelerde yer alan rengin biri, daha sonra diğeri algılanmaktadır. Bu eşleşmelerde görülen kırmızı-zıyeşil, sarı-mavi renklerin her ikisi de aynı anda algılanamamaktadır. Belirli bir renge bakıldıktan sonra diğer renk algılanarak baskın hale gelmekte ve bu da artimge adı verilen durumu açıklamaktadır. Örneğin bir tabloyu oluşturan renkler içerisinde kırmızı renge uzun bir süre bakıldığında yeşil-kırmızı zıt süreçlerden kırmızı uyarıcılar uyarılır. Bu süre içerisinde gri zemine bakıldığında yorulan kırmızı alıcılar yerine yeşil alıcılar harekete geçerek kırmızı olan alanların yeşil olarak algılanmasına neden olur.
Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Psikolojiye Giriş” ve 2. Sınıf “Deneysel Psikoloji”, 4. Sınıf “Sosyal Psikoloji” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Psikoloji Ders Kitapları ve MEB Liseler İçin Psikoloji Dersi Ders Kitapları