Modern Etik Nedir?
Modern etiğin din ile ilişkisi Yunan’da ortaya çıkan etiğin farkını oluşturur. Yunan’da din ile etik arasındaki gerilimin Euthyphron diyalogunda ortaya çıktığını söylemek mümkündür.
Buna karşın metne baktığımızda dinin olmamasına dair bir eleştiriden ziyade dinin nasıl olması gerektiğine dair bir eleştiri söz konusudur. Modern Dönem’de din, her şeyin dayandığı bir zemin olmaktan çıkar. Doğal olarak bu etkisini en çok da etik alanında kendisini gösterir.
Öncelikle burada Modern Dönem’de yaşanılan din ile etik arasındaki gerilimin kaynağını iyi anlamamız gereklidir. Vahiy dinlerinin yapısı diğer dinlerden daha farklıdır. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet tek bir dinin olduğunu, diğerlerinin inançlar olduğunu iddia eder. Bunun yanında kendi görüşlerinin hayata geçirilmesi noktasında da yolun belirli ve değiştirilemez olduğunu iddia ederler.
Böylece vahiy dinleri, sadece tek bir Tanrı’ya inanılması gerektiğini değil aynı zamanda bu Tanrı’ya nasıl inanılması gerektiğini de belirlerler. Buda bir dinin kurumsallaşması ya da kurumsallaşmaya yakın olması anlamına gelmektedir.
Ortaçağda dinin kuvvetinin ağır olduğu dönemlerde felsefe dinin hizmetine kullanabilmekteydi. Buna karşın Rönesans ve reform dinin kurumsal yapısına ve dünya görüşü oluşturacak ağırlığına darbe vurdu. Bunun sonucu olarak da felsefe, din tarafından istediği biçimde kullanılma imkânına sahip olmaktan çıktı.
Olması gerekeni din belirlerken etiğin burada görevi, din tarafından belirlenen hususların neden öyle olması gerektiğine ilişkin meşru yani rasyonel zemini hazırlamaktan ibaret olmaktaydı. Doğal olarak dinin kendisi etiğe yakın durduğu için etiğin çok fazla ön plana çıkmasına gerek yoktu. Yunan’da etik, bir nevi din rolünü üstlenmekteydi. Çünkü dinin vahyin olmadığı durumda yönlendirilmesi doğal olarak akla kayıyordu. Nitekim akılsal olan zaten filozofların düşüncelerinde Tanrısal olan olarak nitelendirilmeye devamlı olarak hazırdı.
Modern Dönem’de din ile etiğin birbirleriyle yaşadığı gerilim sonucu durum değişti. Aslında bu durum özellikle Hristiyanlık için geçerlidir. Nitekim din ile etiğin birbirleriyle kavgası filozoflar tarafından ahlakın kaynağının din olmadığı zaman ne olacağı sorusuyla beraber ele alınır oldu. Bu aslında dinin kaynağının insana indirgenmeye çalışılmasından başka bir şey değildir.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım