John Stuart Mill’in Değer Anlayışı ve Değerler Felsefesi
Mill’in değer teorisinin temelinde, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi “tek arzu edilir olan şey mutluluktur” düşüncesi yatmaktadır.
Bu nedenle onun için bir değerden bahsedilecekse bu ancak mutluluk olabilir, bunun dışında Mill için herhangi bir değerden söz etmek mümkün değildir. Fakat Mill, yukarıdaki soruda dile getirilen problemi görmezden gelmemektedir. O, insanların mutluluk dışında başka erdemlerin peşinden gittiklerini inkâr etmenin mantıksızlığına inanmaktadır. Dolayısıyla düşünürümüz de insanların mutluluk dışındaki şeyleri arzuladığını ve peşinden gittiğini kabul etmektedir. Söz gelimi, Mill, bir bireyin erdem, sağlık, güç, ün, vb. şeyleri arzuladığını ve bunların peşinden gittiğini kabul etmektedir.
Fakat ona göre bireyin bunların peşinden gitmesi, onların mutluluğa alternatif bir amaç olmaları nedeniyle değil, bilakis bunların mutluluğa götüren araçlar olması, bir başka ifadeyle bireyin bunları elde etmekle mutlu olmayı umduğu için gitmesidir. Çünkü bunlar ona göre bizatihi kendileri için değil, daha ileri bir amaç, yani mutluluk için arzulanır şeyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Oysaki, Mill’e göre mutluluk bizatihi amaç olarak arzulanmakta, daha ileri bir amaç için arzulanmamaktadır.
Bu nedenle Mill, erdemleri mutluluğun tabî ve esas bileşenleri olarak görmemekle birlikte, bunları mutluluğun bileşenleri olmaya elverişli şeyler olarak görmektedir. Şöyle ki, bir erdem, ilk başta ister istemez mutluluğa götüren bir araç olarak düşünülmesine rağmen, daha sonra birey tarafından amacın bir bileşeni olarak algılanmaya başlanmaktadır. Mesela para aşkını ele alalım. Başlangıçta para, birey için satın aldığı eşyanın kıymetinden baş- ka bir değer taşımamakta, bu nedenle de bizatihi kendisi için arzulanmamaktadır. Fakat daha sonra para yavaş yavaş mutluluk kavramının bir bileşeni olarak algılanmaya başlamaktadır.
Mill’e göre bu aşamadan sonra birey için para bizâtihî amaç olmaktadır. Artık birey bizâtihî paraya sahip olmakla mutludur, daha doğrusu Mill’e göre kendisini mutlu zannetmektedir. Mill, aracın amaç olma durumunu, amaçla araç arasında ortaya çıkan ortak paydadan kaynaklandığını savunmaktadır. Buna göre bu ortak payda birey tarafından bir kez kuruldu mu, erdemin bizâtihî kendisine iyi gözüyle bakılmaya başlanmaktadır. Bu düşünceden hareketle Mill, mutluluğun ahlâki fail tarafından nihâî hedef olarak kabul edilmesinin önünde bazı engeller olduğunu kabul etmekte ve bu engellerin temelinde yatan sorunun ise ahlâki failin, kendisini mutluluğa götüren araçları amaçtan ayıramaması olduğunu belirtmektedir.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı; Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XV, Sayı: 28 (2013/2)