Kai T. Erikson Kimdir?
Kai Theodor Erikson, felaketlerin sosyal sonuçları konusunda bir otorite olarak kabul edilen, Amerikalı bir sosyologdur.
Amerikan Sosyoloji Derneği’nin 76. başkanı olarak görev yapmıştır.
İşlevselciliğin önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Kai T. Erikson, özellikle sapma ve sapkın davranışlarla ilgilenmiştir. ABD’ye 17. yüzyıl’da yerleşmiş olan bir Püriten topluluğunda farklı zamanlarda yaşanan üç suç dalgasını yapısal işlevselci bakış açısıyla inceleyen Erikson, bu çalışmasında suç oranının zaman içinde sistemi bütünleştirerek nasıl olumlu bir işlev gördüğünü göstermeye çalışmıştır (Cuff vd., 1989 59).
‘Sapma’ ya da ‘sapkın davranış’, toplumsal kuralların ihlali, normlara uymama durumudur. Suç ise resmi olarak yasalarda yer alan normlara karşı çıkma durumudur, yani suç da bir sapma durumudur.
Erikson’a göre toplumlar sistemler olduğuna göre kendilerini sınırlayan ve onları diğer sistemlerden ve çevreden ayıran sınırları da olmalıdır. Bunlar ahlaki sınırlardır ve toplumun kendi içinde kabul edilen ve beklenen davranış biçimlerinin korunmasını sağlayan mekanizmalardır. Toplumun üyeleri bu davranış sınırlarını aştıklarında kanunlar, polis gücü ve zihin-ruh sağlığı kurumları gibi toplumsal kontrol mekanizmaları devreye girer (Cuff vd., 1989 59).
Erikson belirli bir toplumda insan davranışının ahlaki sınırlarının neler olduğunu saptamanın yolunun sapkın davranışların ve grubun sapkın davranışlara olan tepkisinin incelenmesi olduğunu düşünmektedir. Erikson’a göre her toplumun sapkın davranışa ve sapkın davranışlarda bulunanlara ihtiyacı vardır, çünkü sapkın davranışlar, sapkın olmayan davranışların sınırlarının ne olduğununun ortaya konabilmesini sağlar, toplum üyelerine uygun kabul edilen davranışların neler olduğunu hatırlatır ve böylelikle toplumsal konsensüsü korumaya yardımcı olurlar. Bu nedenle bütün toplumlar, belirli ve sabit bir düzeyde sapkın davranışa/suça sahip olmaya çalışırlar, çünkü ancak bu şekilde davranışlara ilişkin ahlaki sınırlarını koruyabilir ve sonraki nesillere aktarabilirler (Cuff vd., 1989: 60).
Erikson, Püritenlerle ilgili çalışmasında incelediği üç farklı suç dalgasından her birinin toplumun kendi sınırlarını belirleme çabaları olduğu sonucuna varmıştır. Bu suç dalgalarının ilk ikisinde Püritenlerin, içinde bulundukları topluma muhalif olduklarını, son suç dalgasında ise kendilerine muhalif olanları cezalandırdıklarını gösteren Erikson, Püriten topluluğun üyelerinin tutumlarındaki bu değişimin nedenini değer yöneliminin değişimi ile açıklamakta, toplum içinde azınlık bir grup iken daha sonra çoğunluğu oluşturup iktidara sahip olmanın grubun üyelerinin değer yönelimlerini değiştirmelerine neden olduğunu göstermektedir. Böylece Erikson toplumların neyin sapkın davranış olduğunu kendi özel standartlarına göre belirlediklerini, bu nedenle de toplum değiştikçe ahlaki sınırların, yani kabul edilebilir ve beklenen davranışların sınırlarının da değiştiğini ortaya koymaktadır (Cuff vd., 1989: 59).
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım
Kaynak: T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3781, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2595