Felsefe hakkında her şey…

Friedrich Wilhelm Herschel Kimdir?

04.11.2019
1.239

Sir William Herschel, KH, FRS, Almanca: Friedrich Wilhelm Herschel (15 Kasım 1738 – 25 Ağustos 1822)

Almanya doğumlu, İngiliz gökbilimci, teleskop üreticisi ve besteci. Hanover, Almanya’da doğmuştur. On dokuz yaşında İngiltere’ye göç edene kadar, Hanover Askeri Bandosu bünyesinde çalışmıştır. Güneş Sistemindeki 7. gezegen olan Uranüs’ü, Uranüs’ün iki büyük uydusu Titania ve Oberon’u ve Satürn’ün iki uydusu olan Enceladus ve Mimas’ı, kızılötesi radyasonu keşfetmesi ve yazdığı 24 adet senfoni sayesinde ünlenmiştir.

Sir William Hershel, hayatının büyük bir kısmını İngiltere’de, Slough (Berkshire Kontluğu içinde yer alan) isimli kasaba da geçirmiş ve aynı kasabada ölmüştür.

Herschel’ın müziğe olan ilgisi, onu matematik ve lensler üzerinde çalışmaya yönlendirmiştir. İngiliz asil gökbilimci Nevil Maskeylne ile tanışması ardından, gökbilimine karşı ilgisi oluşmuştur ve kendi yansımalı teleskopunu yapmıştır. Mayıs 1773 yılı içerisinde gökyüzünü düzenli bir şekide izlemeye ve incelemeye başlamış ve 1 Mart 1774 yılında, Satürn’ün halkaları ve Büyük Orion Nebula’sının (M42) da dahil olduğu izlenimlerini kaydettiği bir gökbilimi günlüğü tutmaya başlamıştır.

Herschel, bir süreden sonra dikkatini, gözyüzünde çok yakın gözüken “çift yıldızları” incelemeye çevirmiştir. Bath’taki New King Sokağı’nda bulunan evinin arkabahçesinden, kendisinin yaptığı, 160 milimetre açıklığa, 2.1 metre odak uzaklığına sahip Newton usulü teleskopu ile, 1779 yılında sistematik olarak “gökyüzündeki tüm yıldızları” aramaya başlamıştır. 1792 yılına kadar olan çalışmalarında birçok çift ve çoklu yıldız sistemi keşfetmiş ve dikkatli ölçümlerden sonra bu keşiflerini biraraya getirerek 1782 (269 sistemlik ilk kataloğu) ve 1784 (434 sistemlik ikinci kataloğu) yıllarında, Royal Londra Topluluğu’na, iki adet katalog sunmuştur. 1821 yılında, 1783 yılından sonra yaptığı keşifler üzerine 145 sistemden oluşan üçüncü kataloğu basılmıştır. Döneminin gökbilimcilerinin yıldızların hareketlerini açıklamalarının (aslen Galileo Galilei’nun savunduğu şekilde) aksine, 1802 yılında kendi hipotezi olan; karşılıklı çekim kuvvetlerine takılmış, çift yıldız sistemlerini ortaya atmıştır.

Kısaca, Herchel yaklaşık olarak, doğrulanmış 800 adet, çift veya çoklu yıldız sistemi keşfetmiştir. Teorik çalışmaları ve gözlemleri; modern çift yıldız gözlemleri ve değerlendirmelerinin temelini oluşturmuştur.

Herschel, 1781 yılının mart ayı içerisinde, çift yıldızları ararken, yıldız doğasına sahip olamayan bir diske raslamıştır. Herschel bu cismin, asıl olarak bir kuyrukluyıldız veya yıldız olduğunu düşünmüş olsa da, Rus Akademisyen Anders Lexell’in değerlendirmeleri sonucu, bu diskin yörüngesinin gezegensel olduğunu ortaya çıkmış ve sonuç olarak Herschel, Satürn’ün yörüngesinin ötesinde de, yedinci bir gezegen olduğu kanısına varmıştır. Kral 3. George’un ardından bu yeni gezegeni; “George’un Yıldızı” (Gerogium Sidus) olarak adlandırmış olsa da, bu isim kalıcı olmamıştır. Fransa’da “Herschel” olarak tanına bu gezegen, bir süre sonra Yunan mitolojisinde hem Gaia’nın eşi, hem de Zeus’un büyükbabası olduğuna inanılan, kozmik güçlere sahip, gökyüzünün tanrısı Uranus’ün ardından adlandırılmıştır. Herschel bu keşfi ile, 1781 yılı içerisinde Copley Madalyası ile ödüllendirilmiş ve Royal Topluluğun bir üyesi haline gelmiştir. 1782 yılında, Kral’ın gökbilimcisi olarak görevlendirilmiştir. Sonuç olarak aynı yıl içerisinde, Herschel Buckinghamshire’a yerleşmiştir. Yeni şehirde gökbilimci, teleskoplar üretmeye başlamış, 60’ın üzerinde Avrupalı gökbilimciye ürettiklerini satmıştır.

Derin uzay incelemeleri

1782 ve 1802 yılları arasında, Herschel, kendi ürettiği iki teleskopu ile (610 cm odak uzaklığı/30 cm açıklık ve 610 cm odak uzaklığı/47 cm açıklık), tekrarlanan veya kaybolan incelemeler dışında, 2400 derin uzay objesini keşfetmiş, ve bu keşiflerini üç katalog içerisinde yayınlamıştır.

Catalogue of One Thousand New Nebulae and Clusters of Stars (1786)
Catalogue of a Second Thousand New Nebulae and Clusters of Stars (1789)
Catalogue of 500 New Nebulae (1802)

Herschel, kataloglarındaki objeleri, “nebula” olarak adlandırmış (1924 yılında Edwin Hubble tarafından nebulalar tanımlanana kadar, büyük ve bozuk gözüken uzay objeleri, nebula olarak tanımlanmaktaydı.) ve objeleri sekiz “sınıfa” ayırmıştır.

Parlak Nebula (I)
Zayıf Nebula (II)
Çok Zayıf Nebula (III)
Gezegensel Nebula (IV)
Çok Büyük Nebula (V)
Çok Sıkıştırılmış ve Zengin Yıldız Kümeleri (VI)
Çok Sıkıştırımış Büyük ve Küçük (Zayıf ve Parlak) Yıldız Kümeleri (VII)
Kabaca Dağılmış Yıldız Kümeleri (VIII)

Teleskoplar

Kariyeri boyunca, Herschel 400’ün üzerinde teleskop üretmiştir. Ürettiklerinin arasındaki, en büyük ve aynı zamanda da en ünlü olan teleskopu, 1.26 metrelik ana aynaya sahip ve 12 metrelik odak uzaklığına sahiptir. Döneminin aynaları mükemmel yansıtma yapamadıkları için, görüntü verimliliğini artırtmak adına, Herschel farklı bir yol izlemiş ve günümüz de “Herschelian Teleskopu” denilen modeli ortaya çıkartmıştır. Ürettiği bu büyük teleskopunu denediği ilk gece, 28 Ağustos 1789 yılında Satürn’ün uydusu olan Enceladus’u keşfetmiş, bir aylık gözlem sonucunda ise Satürn’ün bir diğer uydusu olan Mimas’ı keşfetmiştir.

Diğer keşifleri

1787 yılı içerisinde, Herschel Uranus’ün keşfinin ardından, gezegenin ayları olan Oberon ve Titania’yı ve de 1789 yılı içerisinde Satürn’ün ayları olan Mimas ve Enceladus’u keşfetmiştir. Bu ayların adları, kendisi tarafından değil, ölümünden sonra oğlu John tarafından 1847 ve 1852 yılları arasında verilmiştir.

Herschel, kendisinden önce Giovanni Domenica Cassini (1666) ve Christiaan Huygens (1672) tarafından gözlemlenen Mars kutuplarındaki buzulların, Mars’ın mevsimleri ile değiştiğini gözlemlemiştir.

Yıldızlar üzerindeki çalışmalarından sonra, Güneş Sistemi’nin kendisinin de bir bütün olarak hareket ettiğinin farkına varmış ve hareket yönünü yaklaşık olarak saptamıştır.

Samanyolu üzerindeki çalışmaları sonucunda, galaksinin bir disk şeklinde olduğu kanısına varmıştır.

“Asteroid” kelimesini 1802 yılında, gözlemlediği objeleri tanımlarken, “yıldıza benzer” anlamında kullanmak için, Yunan kökenli aster (yıldız) ve eidos (şekil, form) kelimelerini biraraya getirerek oluşturmuş ve gökbilimi literatürüne sokmuştur.

Uranüs’ün keşfinin yanında, Uranus’ün halkalarını da Herschel’in tanımladığı üzerine devam eden bir tartışma vardır.

Herschel, Güneş dahil olmak üzere, tüm gezegenlerde yaşamın bulunduğuna inanmıştır.

Herschel, 11 Şubat 1800’de, güneş lekelerini gözlemlemek için, bazı teleskop filtrelerini test etmekteydi. Çalışması sırasında, kırmızı filtre kullanırken, normalin üstünde bir sıcaklık oluştuğunun farkına varmıştı. Bunun üzerine, bir prizma ve bir termometre ile deney yapmaya karar vermiş, ve ışık spekturumunun farklı kesitlerinde farklı derecelerde ısı oluştuğunun farkına varmıştır. Devam eden deneyleri sonucu, Herschel, gözle görülen spektrumun dışında da ışık formları olduğu kanısına varmıştır.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM)

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...