Felsefe hakkında her şey…

Cemal Yıldırım kimdir?

07.11.2022
1.375
Cemal Yıldırım kimdir?

Cemal Yıldırım, 1925 yılında Kulp’ta (Diyarbakır) doğmuştur. İlköğrenimini Kulp’ta ve ortaöğrenimini Akçadağ Köy Enstitüsü’nde tamamlamıştır. Yükseköğrenimini, Yüksek Köy Enstitüsü’nde tamamlamış ve eğitim müfettişi olmuştur. 1959 yılında Milli Eğitim Bakanlığınca uzmanlık eğitimi için İngiltere’ye gönderilmiş, Londra Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden diploma almıştır. Daha sonra ABD’de eğitim felsefesi (ana dal) ile bilim felsefesi (yan dal) alanlarında doktora yapmıştır. ODTÜ’de mantık, bilim felsefesi ve bilim tarihi dersleri vermiş, 1974’te profesör olmuştur. 1985 yılında emekli olmuştur (Özgeçmiş 2008, 25-26).

Bilim, doğanın genelini ya da belli bir alanını gözlem ve deneyi merkeze alarak araştırılmasından elde edilen bilgilerin teorileştirilmesi ve sistemleştirilmesine verilen addır.

Cemal Yıldırım şu eserleri yayınlamıştır: The Logic of Value Judgements (Değer Yargılarının Mantığı), Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, Eğitimde Araştırma Metotları, The Pattern of Reasoning in Scientific Discovery (Bilimsel Keşiflerde Akıl Yürütme Anlayışları), Logic: The Study of Deductive Reasoning (Mantık: Tümdengelimli Akıl Yürütme ), Science Its Meaning and Metod (Bilim: Onun Anlamı ve Metodu), Bilim Felsefesi, Bilim Tarihi, Mantık Elkitabı, Eğitim Felsefesi, Matematiksel, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, Bilimin Öncüleri, Çağdaş Felsefe Sözlüğü, Bilimsel Düşünme Yöntemi Bilgi.

Science Its Meaning and Metod (Bilim: Onun Anlamı ve Metodu) (1971)

Kitap üç bölümden oluşmaktadır. Bilimi Anlamak adlı ilk bölümde, bilimin tanımı, bilim dışında kalan doğruluk arayışları, dil ile bilim arasındaki ilişkiler, tanımlama ile bilim ilişkisi sorunları incelenmiştir. Bilimsel Yöntem başlıklı ikinci bölümde, bilimsel yöntem kavrayışı, bilimsel yöntem paradigması, bilimsel yöntemde olgu, gözlem ve deneyin yeri, ölçme sorunları ele alınmıştır. Bilimsel Yöntemin Görünüşleri adlı üçüncü bölümde, olasılık, bilimsel yasa, açıklama ve öndeyi, bilimde nedensellik ve belirlemecilik, hipotezler, bilimsel teoriler, bilimin gelişmesi aşlıkları tanıtılmıştır.

Bilim Felsefesi (1973)

Kitabın amacını, aydın tanımı da işin içine katılarak yazarı tarafından şöyle açıklamaktadır: Çağın aydını, bilimin anlamı ve bilimsel düşünmenin niteliği üzerinde sağlam bir anlayış kazanmış kişidir. Kitabın amacı, bu anlayışın başlıca özelliklerini ortaya koymak, bilimi bir bilgi yığını olarak değil, bir düşünme yöntemi olarak açıklamaktır (Yıldırım 1979, 5). Bu çerçevede öne çıkarılan bilim felsefesi, konu ve amacına uygun olarak, eleştirel ve analitik bir düşünme çabasına dayanır (Yıldırım 1979, 5).

Yıldırım’a göre bilim felsefesinin amacı, bilimi anlatmaktır. Bilimin çeşitli açıklamaları olmakla birlikte, bilimi hem bir düzen hem de bir sonuç olarak görmek gerekir. Sonuç olarak bilim düzenli ya da organize bir bilgi bütünüdür. Bilgiler önerme denilen dilsel ifade biçimleriyle yer aldığından, bilimi anlama, bir bakıma, bu önermeleri inceleme, eleştirme ve çözümleme demektir. Önermeleri oluşturan terim ya da kavramları aydınlatma, bu kavramlar arasındaki ilişkileri belirleme, önerme ve kavramları mantıksal bir ilişki düzeni içinde kapsayan teori veya benzer sistemler yapı ve işleyiş olarak açıklığa kavuşturma bu yaklaşımın başlıca özelliğini belirleyen süreçlerdir. Bu anlamda bilim felsefesi, bilimin dilsel yapısını çözümleme, eleştirme, ve aydınlatma çabasından başka bir şey değildir (Yıldırım 1979, 9). Bu sürecin içinde gözlem, deney, ölçme gibi olgu saptama amacı güden işlemleri birinci grupta, tümevarım ve tümdengelim çıkarım, kavram ve hipotez kurma gibi işlemler ikinci gurupta yer alırlar (Yıldırım 1979, 9). Bir başka deyişle bilim felsefesi, bilimi anlama çabasını iki temel ayırım üzerinde yürütür:

  1. Olgu ve teori ilişkisi
  2. Buluş ve doğrulama bağlamı (Yıldırım 1979, 9)

Sıralanan gereklilikler yerine getirildiğinde bilim felsefesi sorunları açıklanmaya başlanmış olur. Yıldırım’a göre, bilim felsefesi, ne bilimin öğretileriyle tutarlı bir dünya görüşü geliştirmek, ne de bilimin sonuçlarına uygun davranış ve yaşam anlayışı ortaya atmak amacındadır. Bilim felsefesi, bilimin mantıksal çözümlemeye elverişli yapı ve işleyişini açıklama amacı dışında hiçbir iddiası olamayan bir düşünme biçimidir. Olguları betimleme ve açıklama yoluyla anlama ve bilme, bilimin mantıksal yapı ve niteliğini anlama, bilim felsefesine düşen bir işlevdir (Yıldırım 1979, 10).

Yıldırım, bilim felsefesini giriş bölümünde tanımladıktan sonra, tanımda yer alan unsurların her birini kitabın çeşitli bölümlerinde incelemiştir. Kitap çeşitli bölümleri içeren dört kısma ayrılmıştır. Söz konusu kısımlar sırasıyla şöyledir: Bilimin Anlamı ve Kapsamı; Bilimsel Metod ve Kapsadığı İşlemler; Bilimsel Açıklama ve Dayandığı Teorik Temeller; Bilimin İnsancıl Sorunları. Ayrıca kitabın sonunda, bilim felsefesine katkı yapmış önemli kişilerin çeşitli metinlerinden bilim felsefesiyle ilgili çeviriler eklenmiştir.

Bilim Tarihi (1974) 

Bu çalışmada, bilim tarihi, bilimin doğuş ve gelişme öyküsü olarak verilmiştir. Yıldırım’a göre bilim tarihinin amacı, bir bakıma, nesnel bilginin ortaya çıkma, yayılma ve kullanılma koşullarını incelemek, bir bakıma da nitelikleri belli bir yöntemin, bir düşünme türünün, hatta geniş anlamda bir bakış açısının oluşumunu saptamaktır. Bilim tarihi amacına, çeşitli bilim kollarında ulaşılan sonuçları sıralayarak değil, bu sonuçları bağlı oldukları koşullar çerçevesinde açıklayarak ulaşmaya çalışır. Görevi olguların ve buluşların bir kataloğunu çıkarmaktan çok, bilimsel kavram, teori ve anlayışın doğuş ve gelişimini izlemek ve açıklığa kavuşturmaktır (Yıldırım 2010, 13).

Yıldırım’a göre bilim, çoğu kez sanıldığı gibi, ilk defa ne Rönesans’ta ne de Batı dünyasında çıkmıştır. Bilim, insanlığın ortak kafa ürünüdür. Kökleri ilkel toplumların yaşamına kadar geri gider. Bilimi anlamak, bilim öncesi veya bilim dışı düşünme biçimleriyle ilişkilerini bilmemizi gerektirir. Bu nedenle bilim tarihi, mitoloji, din, sanat, ve metafizik gibi konulara da, bilimle ilişkileri bakımından yer vermek zorundadır (Yıldırım 2010, 13).

Bilimi, Yunan ve Batı merkezli bir anlayıştan kurtarmak isteyen Yıldırım düşüncesini bilimin gelişmesinin aşamalarını vererek desteklemektedir. Bilim tarihin dört aşaması şöyledir:

  1. Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında görülen ampirik bilgi toplama aşaması,
  2. Eski Yunanlıların evreni açıklamaya yönelik akılcı sistemlerinin kurulması,
  3. Orta Çağların Yunan Felsefesi ile dinsel dogmaları bağdaştıran çalışma karşısında İslam dünyasındaki bilimsel çalışmaların parlak başarılarını kapsayan aşama,
  4. Rönesans sonrası gelişmelerin yer aldığı modern bilim aşaması (Yıldırım 2010, 13-14)

Yapılan tanım ve bölümleme Akdeniz medeniyetleri çerçevesinde bilim anlayışının seyrini ortaya koymaktadır.

Bu bilim anlayışı çerçevesinde Yıldırım, Bilim Tarihi kitabını şu başlıklar altında incelemiştir: Eski Uygarlıklarda Bilim, Ortaçağ Avrupa’sı ve İslam Dünyasında Bilim, Rönesans ve Modern Bilim, Aydınlanma Çağı ve Bilim, Endüstri Devrimi ve Bilim, Çağdaş Bilim. Konu bu başlıklar altında ayrıntılı incelenirken çalışmanın sonunda bilim tarihiyle ilgili temel metinlerden çeviriler de yer alması, kitabın önemini artırmaktadır.

Matematiksel Düşünme (1988)

Bu kitap, matematiksel düşünmeyi tartışarak anlamaya yönelik hazırlanmıştır (Yıldırım 1988, 5). Yıldırım’a göre, matematiğin konusunu, sayı, nokta, küme gibi soyut nesneler ve bu tür nesneler arasındaki ilişkiler oluşturmaktadır. Matematikçi bu nesnelerin özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri ortaya çıkarma, genelleme ve ulaştığı sonuçları ispatlama çabası içindedir (Yıldırım 1988, 10). Dolayısıyla matematik, sayı , nokta, küme, fonksiyon türünden soyut nesnelere özgü özellikleri ortaya çıkarma, belirleme ve mantıksal olarak kanıtlama bilimi olarak tanımlanabilir (Yıldırım 1988, 11). Bu bağlamda matematik, insan tecrübelerinin bir parçası olarak ihtiyaçlardan doğmuştur. Özünde evreni nicel özellikleriyle algılama yeteneğine dayanan matematiksel düşünme, başlangıçta günlük yaşam ihtiyaçlarına yönelik basit sayma ve ölçme işlemlerinde kendini göstermiştir (Yıldırım 1988, 17). Bu kabulleri doğrultusunda matematiksel düşüncenin özellikleri sıralanmış ve kitap şu bölümlerden oluşmaktadır: Matematiğin Kökeni ve Gelişimi, Modern Matematiğe Geçiş, Matematiksel Düşünme Yöntemi, Matematiksel Nesneler, Matematiksel Kesinlik, Matematikte Bunalımlar, Matematiğin Temellerine İlişkin Felsefi Görüşler, Aksiyomatik Yöntem, Kuramsal Uygulamalı Ayrımı, Matematiğin Bilimdeki Yeri, Matematiğin Kültürel Konumu ve Sanatla İlişkisi, Matematik Eğitimi.

100 Soruda Mantık El Kitabı (1976)

Bu kitabın amacı, mantıksal düşünceyi tanıtmak, özellikle akıl yürütme denilen düşünme türünü geçerlik yönünden değerlendirmeğe ilişkin yöntemleri açıklamak (Yıldırım 1976, 5) şeklinde verilmiştir. Yıldırım’ın bildirdiğine göre, mantık sözü, okullardaki ders anlamında ve akıl yürütme olmak üzere iki anlamda kullanılır (Yıldırım 1976, 7). Her iki anlamı da göz önünde bulundurarak mantık sorunları ele alınmıştır. Kitap şu bölümlerden oluşmaktadır: Mantığın Konu ve Metodu, Önermeler, Dedüktif Mantık: Kategorik Önermelere Dayalı Çıkarımlar, Dedüktif Mantık: Kategorik Olmayan Tasımlar, Modern Mantığa Geçiş, Doğruluk Fonksiyonu Mantığı, Formel Çıkarım Metodu, Niceleme Mantığı, Aksiyomatik Metot, Mantıkla İlgili Sorunlar, Mantıksal Doğruluk ve Matematik.

Bilimsel yöntem, gözlem, deney, eleştiri, karşılaştırma, tutarlılık unsurlarını kullanarak yapılan araştırmalarda izlenilen yoldur. Sıralanan bu unsurların yerine getirilmesiyle elde edilen bilginin denetlenmesi, bilimsel yöntemin en önemli özellikleri arasındadır.

Bilimin Öncüleri (1995)

Bu kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır: İlki, Bilimin tarifi, tarihi ile, bilimsel yöntemin temel özelliklerinin anlatıldığı bölümdür. Bu bölüm, Bilim Felsefesi, Bilim Tarihi kitaplarında ele aldığı sorunların çok kısa özetleri olarak görülebilir. Bilimin Öncüleri başlığını taşıyan ikinci bölüm, bilimin gelişmesine katkıda bulunan Arşimet’le başlayıp Heisenberg’le biten, Batılı 26 bilim insanın tanıtlamasını içermektedir.

Yukarıda çeşitli çalışmalarıyla tanıtılan Cemal Yıldırım, bilim konusunu her yönüyle inceleyen bilim felsefecisidir. Bilimin konusu, yapısı, mantığı, tarihi ve felsefesi gibi çalışmalarıyla bu özelliğini çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Çalışmalarında görülen tutarlılık, öğretici sınıflandırma, tarihsel sıralama, mantıksal bütünlük, Türkiye’de bilim felsefesinin anlaşılmasına çok büyük katkılar sağlamıştır.

Kaynak: TÜRKİYE’DE FELSEFENİN GELİŞİMİ I, s. 100-110, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2456 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1428

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...