Catharine Trotter
Catharine Trotter Cockburn, İngiltere’deki modern dönem felsefi söyleme, özellikle de ahlak konusunda önemli katkılarda bulunmuştur. Felsefi üretimi ağırlıklı olarak John Locke ve Samuel Clarke’ı destekleyici niteliktedir. Bununla birlikte, düşünceleri birçok açıdan özgün ve bağımsızdır.
Catharine Trotter tahminen 16 Ağustos 1679 tarihinde Londra’da doğmuştur. Bu tarih, resmî biyografi yazarı ve ölümünden sonra yayınlanan eserlerinin (1751) editörü olan Thomas Birch (1705-1766) tarafından verilmiştir. Ancak doğum tarihi yakın zamanda Anne Kelley tarafından şüpheyle karşılanmıştır. Kelley, Holborn’daki St Andrew Sicilinde 29 Ağustos 1674 tarihinde “beyefendi David Trotters ve eşi Sarah’nın kızı Katherine Trotters” için bir vaftiz kaydı bulmuştur (Kelley 2002, 1). Catharine, Kraliyet Donanması’nda görevli Yüzbaşı David Trotter ile Bayan Sarah Ballenden’in küçük kızıydı. Catharine’in Longhorsley mezarlığındaki mezar taşının üzerindeki yazıya göre, 11 Mayıs 1749’da “yaşının 70. yılında” ölmüştür. Bu, Birch tarafından en olası doğum tarihi olarak önerilen tarihi doğruluyor gibi görünmektedir.
Babasının 1683’teki ölümünden sonra Kral II. Charles, ailesine ancak geçimlerini sağlamaya yetecek bir emekli maaşı bağlamıştır. Catharine Trotter‘in 1701 yılına kadar olan yaşamı hakkında çok az şey bilinmektedir. Birch, çocukken kendi kendine Fransızca öğrendiğini ve Latince, gramer ve mantık öğrenmek için de eğitim aldığını söylemektedir. On altı yaşında oyun yazarı olarak kariyerine başlamıştır. 1695’ten 1706’ya kadar beş oyun yazmış ve yayımlamıştır: Agnes de Castro (1695), The Fatal Friendship (1698), Love at a Loss (1700), The Unhappy Penitent (1701) ve The Revolution of Sweden (1706), oldukça beğenilen ve defalarca sahnelenen oyunlarıdır.
Catharine Trotter’in felsefesi
Catharine Trotter‘ün ahlak felsefesi Locke’un epistemolojisinin ögeleriyle Clarke’ın uygunluk teorisini birleştirir ve temel aksiyomu ahlakın gerçek zemininin insan doğasından kaynaklandığıdır.
Ona göre tüm insanlar doğal olarak akılla donatılmış olduğundan, ahlaki yükümlülüğün Tanrı’nın buyruğunun aklımıza uygunluğuna dayandığını savunmuştur. Onun anti-voluntarist ahlak görüşüne göre Tanrı’nın iradesi ahlakın temellerini teşkil etmez; ancak ahlaka bir yaptırım gücü oluşturur. Catharine Trotter ayrıca, insanın sosyal bir varlık olduğunu ve dolayısıyla ahlaki olarak toplumun iyiliğine ve muhafazasına katkıda bulunmakla yükümlü bulunduğunu ileri sürmüştür. Bu, Catharine Trotter’ın Lockeçu ahlaki bakış açısından ayrıldığı en belirgin noktalardan biridir.
Catharine Trotter, insan doğasının temellerini oluşturan akıl ve sosyalleşme üzerine kurulu evrensel ve anti-dogmatik bir Hristiyanlık düşüncesine sahiptir. Ona göre, mutlak kusursuz bir topluluk söz konusu olamayacağından, herkes en iyi olduğuna hükmettiği topluluğu seçebilme hakkına sahiptir. Kiliseler yanılmaz olduklarını iddia ederek zaman kaybetmemeli, bunun yerine kurtuluş için gerekli olan doğruları öğreterek takipçilerini memnun etmeyi amaçlamalıdır. Nitekim Cockburn’ün kendisi de Katolik iken İngiltere Kilisesi’ne katılmıştır.
Esas olarak ahlaka odaklanmış olsa da Cockburn, özellikle ruhun doğası ve uzamın gerçekliği olmak üzere, genellikle ahlakla bağlantılı olan diğer metafizik meseleleri de ele almıştır. İlkiyle ilgili olarak, ruhun cisimsel mi yoksa tinsel mi olduğunu sorgulamış ve muhtemelen cisimsiz olmasına rağmen, cisimsizliğine ya da düşünen madde olma olasılığına karşı hiçbir kanıt olmadığı sonucuna varmıştır. Catharine Trotter ayrıca, Locke’un kişisel kimliği yalnızca bilincin oluşturduğu görüşünü savunurken, Locke’un kişiliğe ilişkin görüşüne özgün bir yorum getirmiştir. Uzamın gerçekliği konusunda ise Edmund Law’ın Clarke’a karşı ileri sürdüğü mekânın sadece soyut bir fikir olduğu görüşünü reddetmiştir. Aksine, uzamın beden ve ruh arasındaki boşluğu doldurabilecek gerçek bir varlık olduğunu, çünkü her ikisinin de doğasına sahip olduğunu savunmuştur.
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım