Bilim – Hayat İlişkisi

Bilim – hayat ilişkisi, birçok örnekle açıklanabilecek geniş bir ilişki ağını anlatmaktadır. Bilim – hayat ilişkisi bağlamında, örneğin tıp biliminin insan hayatındaki etkinlikleri göz önüne alınabilir ve değerlendirilebilirdir. İşte tıp gibi diğer bütün bilim alanları da hayat ile doğrudan ilişkilidir.

Bir ülkede veya toplumda bilimsel etkinliklerin gelişmesi o ülkenin ya da toplumun iktisadi, kültürel, toplumsal, felsefi vb. koşullarına bağlıdır. Bu anlamda bilimin gelişmesi ile toplumsal yapı arasında önemli bir etkileşim vardır.

Toplumda bilimsel düşünceye olan ilgi, bilimin desteklenmesi, eğitim, yeni fikir ve görüşlere açık olma bilimin ortaya çıkması ve gelişmesinde etkilidir. Aynı şekilde sosyal ve ekonomik seviyesi belirli bir düzeye ulaşmış toplumlar ancak bilim sayesinde daha ileri bir düzeye ulaşabilirler.

Bilim – Hayat İlişkisi

Sadece dünyayı kavramamızda değil birçok konuda bilimin etkileri söz konusudur. Çünkü bilimin sunduğu bilgilerin insana, varlığa ve hayata dair yol gösterici niteliği vardır.

Bilim de bugün özellikle teknik alanda sağladığı başarılar nedeniyle bir dünya görüşü hâline gelmiştir ve günlük hayatımız üzerinde yol gösterici bir ilke olarak kabul görmektedir.

“Bilgelikle birleştiğinde bilimin sağladığı kudret tüm insanlığa büyük ölçüde refah ve mutluluk getirebilir. Tek başına ise yalnız yıkıntıya yol açar.” (B. Russell)

BİLİM – HAYAT İLİŞKİSİ

Bilimin gözle görünen pratik etkilerinden birisi, hayatımızı kolaylaştıran buluşlara yol açmasıdır. Bu buluşlar, buharlı makinelerin icadı ile başlar. Demir yolu, telgraf, radyo, otomobil, uçak, bilgisayar, telefon gibi diğer buluşlarla devam eder.

Bütün bu buluşların insana sağladığı en büyük iyilik, insanın hayat koşullarını iyileştirmesidir. Özellikle biyoloji ve tıp alanında ortaya çıkan gelişmeler insan sağlığını doğrudan ilgilendirmektedir.

Tıp, bilim ve hayat arasındaki ilişkiyi en somut biçimde ortaya koyan bilim alanlarından birisidir.

Bilim insanın içinde yaşadığı doğayı ve toplumu, bunların da ötesinde kendisi anlamasını ve kavramasını sağlar. Öte yandan bilimsel bilgi sadece anlama, kavrama ve açıklamakla yetinmez; bir güç hâline gelerek insanın doğayı kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanabilmesini ve değiştirmesini de sağlar.

Örneğin tarım ve hayvancılıkta yaşanan gelişmelerde, yeni bitki ve hayvan kültürlemelerinde, her şey bilimsel bilgiye göre gerçekleştirilmektedir. Şu anda gıda mühendisliği olmadan insanın sağlıklı beslenmesi mümkün müdür? Metalurji, boya, kağıt, cam, porselen v.s. alanlarında yeni bilgi sistemleri egemendir. Makine, elektrik ve kimya sanayileri bu alandaki saf bilimsel çalışmalardan doğmuştur. Artık bilimsel bilgiye dayanmayan sanayi ve teknoloji kısa zamanda gerileyip kapanmaktadır.

Bilim ile hayat arasındaki ilişki, insanların yaşantısını kolaylaştırmak ve daha sağlıklı hâle getirmek için vazgeçilmezdir.

Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve “Sosyolojiye Giriş” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Diğer Ders Notları (Ömer YILDIRIM); MEB Felsefe Ders Kitabı; “Felsefeye Giriş”, Prof. Dr. Mustafa Ergün