Felsefe hakkında her şey…

Bauman: Küreselleşme

27.11.2022
522
Bauman: Küreselleşme

Bauman’ın modernlik ve postmodernlik konuları dışında üzerinde durduğu diğer önemli bir konu ise küreselleşmedir. Türkçeye “Küreselleşme, Toplumsal Sonuçları” (1999) adıyla çevrilen kitabında küreselleşme sürecine ve küreselleşmenin anlamına dair önemli açıklamalar getirmektedir.

Bauman, son zamanların moda kavramı olarak adlandırdığı küreselleşmede anlamını bulan en önemli şeyin “şeylerin elimizden” kaçtığı hissi olduğu görüşünü savunur. Ona göre, küreselleşme fikrinden çıkan en derin anlam; dünya meselelerinin belirsiz, kuralsız ve kendi başına buyruk doğasıdır; bir merkezin, bir kontrol masasının, bir yönetim kurulunun, bir idari büronun yokluğudur (Bauman, 1999, s.69).

Modernliğin bir zamanlar kendisini evrensel gördüğünü, günümüzde ise küresel saydığını ileri süren Bauman, bu sıfat değişikliğinin arkasında, modern öz-bilinç ve özgüven tarihindeki bir dönüm noktasının gizli olduğu görüşündedir. Evrenselliğin gurur duyulan bir proje, aklın hakimiyetinde olma, gerçekleştirilmek istenen önemli bir misyon olmasına karşın, küreselliğin, tersine, sadece herkesin her yerde Mcdonald’s burgerleriyle beslenip TV’de en yeni belgesel dramayı izleyebileceği anlamına geldiğini ileri sürmektedir. Bauman’a göre “küresellik”, dışarıda olup bitenlere koyun gibi rıza gösterme; “Bükemediğin eli öpeceksin” türü bir öz-teselli nasihatı ile şekillendirilse de daima kapitülasyonun acılığı ile karışan bir kabullenmedir (Bauman, 2001, s.38).

Bauman’a göre, günümüzde teknolojik gelişmelere bağlı olarak zaman ve mesafenin eski anlamını yitirmesi, homojenleştirme yerine kutuplaştırma eğilimi taşımaktadır. Merkezinde hareket özgürlüğü yatan günümüz kutuplaşması çok boyutludur; yeni merkez, zenginle fakir, göçebeyle yerleşik, normalle anormal ya da yasayı ihlal edenler arasındaki çağlar süren ayrımları örtbas etmiştir (Bauman, 1999, s.9). Bauman, dünyanın eskiden bir bütünlük arz etmesine karşılık büyük bölünmenin ortadan kalkması ile artık bir bütünlük sergilemediği görüşündedir. Ona göre artık hiç kimse kontrolü elinde bulundurmamaktadır. Dolayısıyla kontrolü elde tutmanın neye benzeyeceği de pek açık değildir. Bu durumda eskiden olduğu gibi insanlık için sesini yükseltecek ya da sesini yükselttiğinde insanlık tarafından dinlenecek ve itaat edilecek kadar mağrur bir yerelliğin olmadığını ileri süren Bauman için herkesin rıza göstereceği küresel işlerin bütünselliğini kavrayıp açıklayabilmemizi sağlayacak tek bir olgu da kalmamıştır (Bauman, 1999, s.69).

Bauman, küreselleşme sürecinin olumlu yönlerinden çok olumsuz etkilerine daha çok önem vermektedir. Ona göre, küreselleşme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası mekânı giderek bölme, insanları ayırma ve dışlamadır. Diğer bir endişeli durum ise giderek daha fazla küresel ve yurtsuz bir hâle gelen elit kesimle geride kalan “yerelleşmiş” kesim arasındaki tedrici iletişim kopukluğudur (Bauman, 1999, s.9).

Bauman (1999, s.81), bütünleşme ve parselleme, küreselleşme ve yurtlaştırmanın karşılıklı olarak birbirini tamamlayan süreçler olduğunu ileri sürer. Ona göre; sentez ve dağılmanın, bütünleşme ve çözülmenin denk düşmesi ve iç içe geçmesi rastlantıdan başka bir şey değildir. Günümüzde küreküreselleşme olarak adlandırılan süreç ayrıcalıkların ve mahrumiyetin, servetin ve yoksulluğun, kaynakların ve acizliğin, gücün ve güçsüzlüğün, özgürlüğün ve kısıtlamanın yeniden dağıtımında yankılanmaktadır. Bauman, bu gün tanık olduğumuz şeyin dünya çapında bir yeniden tabakalaşma olduğunu, bu tabakalaşma süresince yeni bir toplumsal-kültürel hiyerarşinin, dünya çapında bir sıralamanın oluşturulduğunu ileri sürmektedir.

Sonuç olarak küreselleşme sürecinin olumlu tarafları yanında olumsuz yönlerini de dikkate alan Bauman (1999, s.8), küreselleşme sürecinin herkesin hemfikir olduğu varsayılan etkilerinin aslında tümüyle birleştirici olmadığını belirtir. Bauman’a göre, küreselleşme birleştirdiği kadar bölmektedir de. Bauman, yerkürenin tek tipliliğini artıran nedenlerle bölen nedenlerin özdeş olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre iş ve finans dünyasının ve bilgi akışının yerküre çapında ortaya çıkışının yanı sıra, bir “yerelleşme”, mekân sabitleme süreci de işlemektedir. Dolayısıyla Bauman’a göre, bazıları için küreselleşme olarak görülen şey başkaları için yerelleşme anlamına geliyor; bazıları için yeni bir özgürlüğün emaresi olan şey başkalarının üzerine davetsiz ve kötü bir kader olarak çullanıyor. Örneğin Sovyetler Birliği’nin ve Yugoslavya’nın dağılmasıyla yeni ulus-devletlerin özgürlüklerini ilan etmeleri küreselleşme sürecinin onlar tarafından olumlu olarak değerlendirilmesine; ulus-devlet yapılarının ve milli kültürlerin birtakım küreselleştirici güçlerin olumsuz etkisine maruz kalması ise bu etkiye maruz kalanlarca küreselleşme sürecinin olumsuz olarak değerlendirilmesine neden olmaktadır.

Zygmunt Bauman’ın küreselleşme konusuyla ilgili düşünceleri hakkında daha detaylı bilgiye “Küreselleşme, Toplumsal Sonuçları” (1999) adlı kitabından ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Çağdaş Sosyoloji Kuramları, s. 94-96, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3552 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2386

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...