Felsefe hakkında her şey…

Sofistlerin etkili silahı olarak retorik

26.10.2022
666

Sofistler profesyonel birer eğitimciydi ve onların en belirgin özelliklerinden biri de retorik alanındaki ustalıklarıydı. Onlar konuşma sanatının inceliklerini biliyorlardı ve doğal olarak her sofist çok iyi bir konuşmacıydı. Sofistlerin insanlara para karşılığında kazandırmayı vadettikleri en önemli nitelik de işte bu retorik kabiliyeti, yani belagat idi. Onlardan ders alanlar iyi birer konuşmacı olacak ve insanları etkileyebileceklerdir.

Retoriğin neden bu kadar rağbet gördüğünü açıklamak için o dönemin toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarına bir göz atmak gerekmektedir. Dönemin Atina’sında iyi bir konuşmacı olmak kişiye büyük bir saygınlık kazandırmaktadır. Devlet işlerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı politik mecralarda retoriğin etkisi büyüktür. İyi bir konuşmacı politik süreci istediği yönde etkileyebilmektedir. Ayrıca retorik adlî mevzularda da etkili bir araçtır. Davacı ile davalının hâkim karşısında yaptıkları konuşma, çıkacak kararların niteliğini etkilemektedir (Von Aster, 2015, s. 102). Daha açık bir ifadeyle, kim iddiasını daha etkili bir şekilde savunursa dava onun lehine sonuçlanmaktadır. Bu nedenle insanlar retorikte ustalık kazanabilmenin yollarını aramışlar ve sofistlerden cazip bir öneri almışlardır.

Sofistler halk nezdinde rağbet görmüşler fakat entelektüellerin direnci ile karşılaşmışlardır. Entelektüel çevrelerden aldıkları tepkinin ve sofist kavramına negatif bir anlam yüklenmesinin çeşitli nedenleri vardır şüphesiz.

Her şeyden önce, sofistler gezici öğretmenlerdir. Onlar şehir şehir dolaşarak insanlara verdikleri eğitim karşılığında hiç de küçümsenemeyecek miktarda para kazanmaktadırlar. Bu, dönemin aristokrat ve entelektüel kesimi açısından bir eleştiri nedenidir. Söz konusu eleştiri bilgiyi para karşılığında satmanın dışında ikinci bir gerekçeye de dayanmaktadır. O dönemde, beden gücü ile çalışmak küçümsenmesi gereken bir davranış kabul edilmektedir. Örneğin, daha sonra yaşamış olmakla birlikte, Aristoteles köleliği tam da bu nedenle meşrulaştırmaktadır. Köle beden gücü gerektiren işlerde çalışmalıdır ki efendilerin düşünsel mevzulara ayıracak zamanı olsun. Öte yandan, mesleğiyle geçinen zanaatkarların da söz konusu toplum nezdinde herhangi bir saygınlığı yoktur. Sofistlerin ders vermeyi bir meslek haline getirmeleri ve derslerini para karşılığında vermeleri o dönemin toplumu tarafından hoş karşılanmamış (Von Aster, 2015, s. 101) ve sofist kavramı bu nedenle olumsuz bir anlam kazanmıştır.

Esasen, bu kendi içinde başka bir eleştiriyi de kapsamaktadır. Sofistlerin bir kısmı köleliğin doğal bir kurum olmadığı kanaatindedirler. Bu kanaat eşitlikçi bir fikirle yan yana getirildiğinde sofistlere niçin olumsuz bir gözle bakıldığı daha anlaşılır hale gelmektedir. Kölelik kurumu dönemin toplumsal hayatında önemli bir yere sahiptir. Sofistler şüpheciliklerini toplumsal bir norm olarak kabul edilen köleliğe de teşmil edince insanların eleştirilerine hedef olmuşlardır. Bu, sofistlere yönelik tepkinin yalnızca entelektüel kaygılardan türetilmediği anlamına gelmektedir. Eleştirilerde sosyal ve siyasal gerekçelerin payı bulunduğuna işaret etmek uygun olacaktır.

Kaynak: İLKÇAĞ FELSEFESİ, s. 70-73, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3550, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2384

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...