Sayılı’ya göre bilim ve felsefe arasındaki ilişki
Sayılı’ya göre bilim insan etkinlikleri arasında en eski etkinliktir. Hatta felsefeden de eskidir. Zira bilim felsefeden çok daha önce ortaya çıkmıştır; felsefe aşağı yukarı MÖ 6. yüzyıl civarında ortaya çıkmasına karşın bilim MÖ 4000’lere kadar gider. MÖ 4000’lerde Mısır ve Mezopotamya’da tarıma dayalı uygarlıklar kurulmuş böylece bilimsel bilgi ortaya çıkmıştı. Hatta Mezopotamya uygarlıklarından Sümerlilerin ulaştığı seviye oldukça yüksekti.
Ancak bilim ve felsefe tarih boyunca sıkı bağlar kurmuşlar, belli bir dönemde ise birbirlerinden kopmuşlardır. Bu sıkı bağ Antik Yunan’ın ilk filozoflarında ve sonraki dönemlerde görülmektedir. Ancak bu bağ aşağı yukarı 17. yüzyılda özellikle Newton’la birlikte giderek zayıflamış, bilimin felsefeden ayrılmasıyla nihayetlenmiştir.
Sayılı bilim ve felsefeye toplumda önemli görevler yükler. Ona göre bilim ve felsefe, kültür bunalımlarını ve kültür yozlaşmasını önlemelidir. Bilim sağlam ve güvenilir bilgidir. Felsefe ise bilimin ele alamadığı konulara, “disiplinli düşünce ve birlikli kavrayış” olanakları getirir. Felsefe yoluyla kültürün düşünce unsurları arasında bağ kurulur ve bu sayede “birlikli ve irtibatlı düşünüm ve yorumlama olanaklarının başlatılması mümkün olur”.
Sayılı’ya göre felsefe tarih boyunca bilimsel ilerlemeye dayalı olarak önemli gelişmeler göstermiştir. Buna karşın felsefe de bilime geniş yönelmelerinde yardım etmiştir. Öyleyse yeni bilimsel değerlerin felsefenin yardımı ile yorumlanması daha kolaydır. Bunun için de bilimin felsefe ile temasını kaybetmemesi gerekir. “… gerek bilim adamlarının gerek felsefecilerin iş birliğine dayanan ve bilimin ilerleme adımlarını günü gününe takip eden hakiki felsefi bir hareketin gelişmesi, bilimden sağlanacak faydaların verimliliğini artırmak bakımından faydalıdır.”
Kaynak: Dört Öge-Yıl 1-Sayı 3-Nisan 2013, Yavuz Unat