Felsefe hakkında her şey…

Nicolaus Cusanus’un Hayatı ve Eserleri

10.11.2019

Guilelmus de Ockham’ın ölümünden sonra dünya, artık yeni bir dönemin başlamasına hazırlanmaktaydı.

Bu hazırlıklar sırasında, Ockham’ın ölümünden yaklaşık olarak yarım yüzyıl sonra, belki de on beşinci yüzyılın en çarpıcı düşünce insanı olan Nicolaus Cusanus 1401 yılında dünyaya geldi. Bazıları onu Orta Çağ’ın son filozofu olarak tanıtırken bazıları da adcılık ile Yeniplatonculuğu o güne kadar denenmemiş bir tarzda birbirine bağlayan, kaynaştıran bir dahi olarak kabul etmektedir.

Bazı yazılarda onunla ilgili şu çarpıcı soru da dile getirilmektedir: “Nicolaus Cusanus antiklerin sonuncusu muydu, yoksa modernlerin ilki mi?” (Dupre&Hudson, 2006: 466). Bu soru, elbette ondaki her iki dönemin uzlaştırıcı ve birleştirici özelliklerini takip etmek adına bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Almanya’nın Kues şehrinde dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının adı Johan Krebs olduğundan Nicholas Krebs olarak da tanınmaktadır. 1416 yılında Avrupa’nın en eski üniversitelerinden biri olan Heidelberg Üniversitesine girdi. Daha sonra Köln ve Padua üniversitelerine gitti ve oralarda eğitimine devam etti. 1426 yılında rahip olarak tayin edildi. Bundan sonraki birkaç yıl boyunca sadece pastoral yapıtlar kaleme aldı. Papalık için birçok görev üstlendi. İstanbul’da kısa bir süreliğine bulundu ve Kiliselerin birleşmesi için çaba harcadı. 1450 yılında kardinal seçildi ve İtalyan tirollerinde yer alan Brixen’e piskopos tayin edildi. Kardinalliği döneminde Almanya içinde çok uzun seyahatlere çıktı. Maiyetindeki yerel komitelerce hazırlanan birçok reformcu girişime önayak oldu. Bununla birlikte pek azı yürürlüğe girebildi. 1464 yılında öldü. Mezarı Vincoli’deki Aziz Pietro Kilisesinde olmakla birlikte cesedi kayıptır. Kalbinin, kendi isteği üzerine çıkartılarak Kues’de gömüldüğü iddia edilmektedir (Maurer, 1982: 419; Dupre&Hudson, 2006: 467).

Bugün, Moselle nehrinin kenarında kurulmuş olan Kues şehrindeki kütüphanesinde Cusanus’un üçyüzü aşkın kendi el yazması ile çeşitli yapıtlara yazdığı derkenarları canlı olarak izlemek mümkündür. Okuduğu yapıtlar Augustinus, Proklos, Dionysios, İbn Sina ve Meister Eckhart’ın kaleminden çıkmıştır. Bu eserlerin hepsi de Latincede yazılmıştı. Buna karşın Cusanus Latince’nin yanı sıra Eski Yunanca ve İbranca da bilmekteydi.

Nicolaus Cusanus, on beşinci yüzyılın en parlak düşünürü olmakla kalmaz; aynı zamanda Kilise devlet adamı, matematikçi, kanun yapıcı ve diplomat olarak da öne çıkan bir isimdir. Bu yüzden pek çok farklı alanda çok sayıda yapıt ortaya çıkarmış birisidir. Bununla birlikte iki yapıtı her bakımdan öne çıkmaktadır. Erken dönem yapıtlarından birisi olan ve Kilise’nin birliği düşüncesini savunduğu De Concordantia Catholica (Katolikliğin Uyumu Hakkında)’da imanın ortaklaşa birliğinin Kilise’deki bütün yetkenin kaynağı olduğunu ileri sürmekteydi. Böylelikle Papa’nın kişisel yetkesinin Konsül’ün yetkesinden üstün olamayacağını savunmaktaydı.

İstanbul’daki görevinden dönüş yolculuğunda içine doğan bir düşünceden hareket ederek kaleme aldığı en ünlü yapıtı De Docta Ignorantia (Öğrenilmiş Cehalet Hakkında)’da eğitim sonucunda elde edilen cehaletin en büyük erdem olduğunu ileri sürmektedir. Öteki yapıtları arasında De Visione Dei (Tanrı’nın Görünüşü Hakkında) önemli bir ilahiyat metni olarak göze çarpmaktadır.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...