Felsefe hakkında her şey…

Mezopotamya ve Mısır medeniyetlerinde bilim

14.11.2022
Mezopotamya ve Mısır medeniyetlerinde bilim

Mezopotamya ve Mısır medeniyetleri MÖ 3000’lere kadar, yakın zamanlarda ve farklı su kaynaklarına yakın olarak gelişmişlerdir. Mezopotamya uygarlığı Dicle-Fırat havzasında konumlanırken Mısır uygarlığı Nil civarında yerleşim almıştır. Su kaynaklarına yakın olmak, günümüz uygarlıkları için de hâlâ son derece önemlidir.

İki uygarlık da tarıma dayalı bir yapıya sahipken metallerin kullanımı başlamıştır. Hiç de tuhaf olmayan sınıflandırma ve kayıt tutma tekniği Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Bu iki uygarlığında farklıkları olmasına rağmen yazılı metinlerin bulunması her ikisinde de benzerlik gösterir. Bu olay bilginin ulaşımı ve kayıtlanması açısından son derece önemli bir etmendir. İki toplumun da yapısına baktığımızda çok sınıflı oldukları görülür.

Her iki medeniyette de sosyal piramidin en üstünde kral ya da yasa yapıcı yer alır. Hatta bu kişi ordunun da başıdır. Yine üst tabaka olan din adamları, tanrı ile aracı rolü üstlendikleri ve şifa dağıttıkları için o dönemde önemli bir yere sahiptir. Katipler, iyi eğitimli oldukları için gerek hükûmet veya orduda gerekse serbest çalışan üst düzey bir statüye sahiptir. Uygarlığın gelişmesi ve kalkınmada kilit rol üstlenen tüccar ve zanaatkarlar da bu piramidin üst tabakasında yer alır. Halk tabakası ise iyi eğitim almamış ve toplumun yaklaşık %80’lik kısmını oluşturan çiftçi ve köylülerden (balıkçı, çömlekçi, vb.) oluşturur. Sosyal yapının en altında ise hakları sınırlı, üst sınıfa hizmet veren ve genellikle zirai işlerde çalışan köleler teşkil eder.

Tüm bu farklı sınıflar içinde temel üretim mekanizmasından çıkan tarımsal ürünlerin tek sahibi en yukarıdaki sınıftır. Paylaşım mekanizması da hakim güç eliyle gerçekleşmektedir. Her iki toplum da çok tanrılıdır. Ancak yöneticilerine atıf ettikleri üstünlük ve kudret farklılaşabilir.

Bu uygarlıklar döneminde; matematik, astronomi, tıp vb. alanlarda alın yazınlar oluşmaya başlamıştır. Özellikle geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak için astronomiden yararlanılmıştır. Zaman kavramını ölçmek konusunda başarılar da bu döneme aittir. Gök cisimlerinin hareketi günümüz tanımındaki astronomi kalıbına girmese de bu dönemde yapılan etkinlikler astroloji olarak adlandırılabilir. Ancak bu çabalar asla küçümsenecek bir olay değildir, çünkü gözlem ve çıkarım tabanlıdır.

Mısır’daki kayıtlarda hekimlik son derece ileri gitmiştir. Unutulmaması gereken genelde yapılan etkinliklerin bir dinsel yönü olduğudur. Pratik günlük sorunlara çözüm söz konusu iken bu çözümlerim dayandığı bilimsel çerçeve (kuramsal yaklaşım) konusunda bir çalışma yoktur. Başta sosyal sınıflaşmada değinildiği gibi Mısır’da sadece zenginlerin yazmayı bildiklerinin de altı çizilmelidir.

Kaynak: ÇOCUK, BİLİM VE TEKNOLOJİ, s. 7-8, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3406 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2257

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...