Felsefe hakkında her şey…

Kyoto Okulu

12.04.2024
65
Kyoto Okulu

Kyoto Okulu (Kyōto-gakuha), Doğu Asya’nın, özellikle de Mahāyāna Budizm’inin entelektüel ve ruhani geleneklerinin yanı sıra Batı felsefesinin yöntem ve muhtevasından beslenen bir grup 20. yüzyıl Japon filozofunun oluşturduğu felsefe ekolüdür.

1906 yılında Kyoto İmparatorluk Üniversitesinde Edebiyat Fakültesi kuruldu ve felsefe bölümünde dersler verilmeye başlandı. Kitaro Nishida (1870-1945) 1910 yılında Kyoto İmparatorluk Üniversitesine atanmış, Hajime Tanabe (1885-1963) ise 1919 yılında üniversiteye yardımcı doçent olarak davet edilmişti. Bu iki öğretim üyesi Kyoto İmparatorluk Üniversitesinde birçok yetenekli felsefe öğrencisine hocalık yapmış ve Kyoto Okulu olarak bilinen bir felsefe ekolü oluşmuştur.

Kyoto Okulu‘nun tam olarak ne olduğu sorusuna net bir yanıt vermek zordur. Bu sorunun en uygun yanıtı, Kyoto Okulu’nun yukarıda bahsi geçen iki önemli filozof olan Kitaro Nishida ve Hajime Tanabe’nin kişisel ve bilimsel olarak doğrudan etkilediği felsefecilerden oluşan entelektüel bir çevre olduğudur.

Kyoto Okulu’nu bir “çevre” olarak tanımlamak doğrudur; çünkü bu ekolün üyeleri birbirleriyle çok yakından ilişki kurmuş ve birbirlerinden önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Bu ilişki ya da karşılıklı etki, sadece öğretmenden öğrenciye, tek taraflı bir ilişki değildir. Öyle ki öğrenciler de öğretmenlerinin düşünceleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Kyoto Ekolü‘nün kurucuları olan Nishida ve Tanabe, hem öğrencilerinden ilham almış ve faydalanmış hem de birbirlerini eleştirmiş ve etkilemişlerdir.

Bu anlamda Kyoto Okulu bir zanaat atölyesi olarak tanımlanabilir. Ancak, zanaatkârların ve çırakların yaptığının aksine, Kyoto Okulu filozofları karşılıklı eleştiriyi ön plana çıkarmışlardır. Örneğin Tanabe, Nishida’nın felsefesine muhalefet ederek karşı çıkmış ve bu iki filozofun öğrencileri de hocalarının görüşlerini çürütmek için çaba harcayarak kendi özgün görüşlerini gelişirmişlerdir. Bu karşılıklı eleştiri ortamı, pek çok farklı felsefi düşüncenin ortaya çıkmasına ve harmanlanmasına neden olmuştur.

Kitaro Nishida, Kyoto Okulu, Kyoto Felsefe Okulu

Kitaro Nishida, Kyoto Okulu’nu oluşturan öğrencileriyle beraber. 1913.

Nishida öğrencilerine klasik edebiyatın önemini anlatırken aynı zamanda onları klasiklerden bağımsız olarak kendi görüşlerini oluşturmaya yönlendiriyor ve böylece öğrencileriyle karşılıklı eleştiriye olanak tanıyan yaratıcı bir ilişki kuruluyordu. Başka bir deyişle, Nishida öğrencilerini felsefe araştırmacısı olarak değil, bizzat filozof olarak çalışmaya teşvik ediyordu. Nishida’nın bu yaklaşımı, başta Zen Budist filozoflar Shin’ichi Hisamatsu (18891980) ve Keiji Nishitani (1900-1990), Marksist filozoflar Kiyoshi Miki (1897-1945) ve Jun Tosaka (1900-1945) ile bilimsel felsefe ve kültür tarihi alanlarında seçkin eserler veren Torataro Shimomura (1902-1995) olmak üzere pek çok seçkin filozof yetiştirmiştir.

Kyoto Okulu’nun bir diğer ayırt edici özelliği, filozofların büyük ölçüde Zen Budist “hiçlik” kavramından etkilenen ve Batı felsefesiyle doğrudan karşıtlık içinde olan özgün bir düşünce biçimi geliştirmiş olmalarıdır. Batı felsefesinin kökleri varlık felsefesine dayanırken, Kyoto Okulu Batı “varlık” felsefesi ile Budist “hiçlik” anlayışı arasında duran özgün bir bakış açısı geliştirmiştir.

1995 yılında Kyoto Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Japon Felsefesi Kürsüsü‘nün kurulmasıyla Japon felsefesi tarihine yeni bir sayfa eklenmiştir. Japon Felsefesi Kürsüsü, Kyoto Okulu geleneğini sürdürmeyi ve onların düşüncelerini daha da ilerletmeyi amaçlasa da müfredatın yapısı Nishida, Tanabe ve öğrencilerinin çalışmalarından farklılık göstermiştir; zira Kyoto Okulu’nun kendisi bir araştırma konusudur.

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana geçen süreçte artık Nishida ve Tanabe’nin çalışmalarını klasik felsefe perspektifinden inceleyebiliyoruz. Bu durum, Kyoto Okulu‘nu bir araştırma konusu olarak daha geniş bir perspektiften incelememize, modern felsefe bağlamındaki çıkarımlarını irdelememize ve güncel meselelere ve koşullara ne gibi katkılarda bulunabileceğini keşfetmemize olanak tanıyor.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...