Felsefe hakkında her şey…

İnsanların büyük çoğunluğu, bilmek yerine cahil kalmayı neden tercih ediyor?

18.03.2024
108
İnsanların büyük çoğunluğu, bilmek yerine cahil kalmayı neden tercih ediyor?

Genetik ve biyoteknoloji şirketi 23andMe, basit bir tükürük sürüntüsüyle soy bağları hakkında yüzdelik noktasında bilgi sağlayarak tüketicileri kendine hayran bıraktı. Şirket 2007’de kurulduktan bir yıl sonra genetik özelliklerle ilgili ortaya çıkan kişisel eğilimleri açıklamaya başladı. Pek çok kişi, soy avcılığı eğlenceli bir uğraş olsa da geleceğe bir bakış atmanın tedirgin edici olduğunu kısa sürede idrak etti.

İnsanlara hangi hastalığa yatkın olup olmadıklarını söylemek, onların yaşamlarında aceleci kararlar almalarına yol açabilir. Diğer taraftan, hangi hastalıklar açısından risk altında olduğunuzu bilmek, sizi daha sağlıklı bir yaşam biçimine, örneğin kendinize uygun bir diyet planlamasına yöneltebilir. Bu gibi testlerin geçerliği her ne kadar şüphe uyandırıcı olsa da geleceğin yordanması konusunda bizlere fikir veriyor.

Bilim gelecekle ilgili bir bakış sunarken bu durum ilgi çekici bir ikileme de yol açar. Örneğin, geleceğinizin ne kadarını bilmek istersiniz? Tarot kartlarının ve geceleri hayali varlıkların gökyüzünde aldıkları pozisyonların gelecekten haber vermek için kullanılması oldukça eski yöntemlerdir. Peki siz geleceğinizi size anlatacak gerçekten güvenilir bir yöntem bulsaydınız, bunu kullanır mıydınız?

Gerd Gigerenzer ve Rocio Garcia-Retamero tarafından yapılan ve Psychological Review dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre bu sorunun cevabı çoğu kişi için “hayır”. 1 Araştırmacılara göre, insanlar, belirsizlikten kaçınmak ve sonuca ulaşmak arzusunda olsalar da özellikle olumsuz ihtimaller söz konusu olduğunda, çoğunlukla ileride ne olacağını öğrenmek istemiyorlar.

Çalışma Almanya ve İspanya’da, kadın sayısının erkek sayısından biraz fazla olduğu yaklaşık 2 bin katılımcıyla yapıldı. Katılımcılar, yaş aralığı olarak eşit üç gruba ayrıldı: 18-35, 35-50 ve 51+. Bütün katılımcıların yaklaşık %70’inin hiçbir dinî ayine katılmadığı öncelikle tespit edildi. Sonuçlar her iki ülkede de neredeyse birbirinin aynısıydı.

Ankette yer alan “Partnerinizin ne zaman ve hangi sebepten öleceğini bilmek ister misiniz?” sorusuna kadınların da erkeklerin de %90‘ı “hayır” cevabını vermiştir. Aynı durum kendi “Kendi ölüm tarihinizi bilmek ister misiniz?” sorusu için de benzer sonuç vermiştir. “Boşanıp boşanmayacağınızı ve ne zaman boşanacağınızı bilmek ister misiniz?” sorusuna verilen cevaplarda “hayır” cevabı %80 dolaylarında olmuştur.

Hayatta karşılaşabilecekleri olumlu olaylarda insanlar genel olarak cehaleti bilgiye tercih etmiştir. Örneğin “Canlı olarak seyredeceğiniz bir futbol maçının sonucunu bilmek ister miydiniz?” sorusuna katılımcıların %75‘ten fazlası “hayır” yanıtı vermiştir. Peki ya bir sonraki Noel hediyesi? İnsanların %60’ı Noel hediyesini öğrenmek istemediklerini belirtmiş, kalanın büyün çoğunluğu kararsız kalmış ve “evet” cevabını verenlerin oranı, %7‘nin altında kalmıştır. Ölümden sonra yaşam ve çocuğunun cinsiyeti konularında ise “evet” cevabı %43 olmuştur.

Gigerenzer ve Garcia-Retamero, “bir kişinin bir sorunun cevabını bilmediği epistemolojik durum” olan cehalet ile “bilgiye erişememe ya da soruya karşı ilgisizliğin aksine, bilmemeye kasıtlı olarak yönelme” olan bilinçli cehalet arasında ayrım yapıyor ve bilinçli olarak cahil kalmayı seçmemize dönük dört neden ortaya koyuyorlar.

İlgili konu: Bilinçli cehalet: İnsanların %40’ı bilgisiz kalmayı, bilerek tercih etmektedir…

Muhtemel olumsuzluklardan kaçınmak

Araştırmacılar rapor boyunca genetik testlere atıfta bulundular. Örneğin genetik olarak meme kanserine yatkın olup olmadığını öğrenmek, birçok kadının zorlandığı bir karardır. Angelina Jolie, ailesinden üç kadın üyeyi kanserden kaybettikten sonra BRCA1 geninde bir mutasyon taşıdığını öğrenip çift mastektomi geçirmişti. Jolie’nin aldığı ameliyat kararı basında yoğun bir şekilde tartışılırken, Jolie sadece bilmek isteyen değil, aynı zamanda somut bir olgu olmaksızın önleyici tedbirler alan istisnai bir örnektir. Buradan şu sonuç çıkar: Jolie kansere yakalanıp yakalanmayacağından hiçbir zaman emin olamayabilir; ancak en azından eylemsiz kalmanın sonuçlarına katlanmak zorunda olmayacak.

Pozitif gerginliği devam ettirmek

Yaşasın dopamin! Sonuçlanmış meselelere ne kadar değer verirsek verelim sonucu belli olmayan eylemler iyi ya da kötü, hoş bir nörokimyasal kokteyl salgılamamıza neden olur. Stanfordlu sinir bilimci Robert Sapolsky buna “belkinin büyüsü, kesinlik tarafından ortadan kaldırılan gizemin baştan çıkarıcılığı” diyor. Eğer yarın ne yaşayacağımızı her zaman bilseydik yaşama dönük motivasyonumuz olası ki oldukça düşerdi.

Stratejik avantaj sağlamak

Araştırmacılar, bilinçli cehaletin 2008’de yaşanan küresel mali krizde önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. İnsanlar bildikleri hâlde bilmiyormuş gibi yaparak sorumluluktan kaçabilir ve böylece mesuliyetten de kurtulabilirler. Politikacıların özellikle kendilerine yöneltilen sorulara “bu iddiayı ne doğrulayabileceklerini ne de yalanlayabileceklerini” yönünde cevap vermeleri bunun belirgin bir örneğidir. Bu, Monopoly isimli kutu oyunundaki “sıra kaybetmeden hapisten kurtulma jokeri” gibi, dinleyen herkesin yalan olduğunu bildiği bir söylemdir.

Adaleti güçlendirmek

İnsanlar farklı güdülere sahip karmaşık canlılardır. Aldatıcı görünse de doğuştan gelen bir adalet duygusuna da sahiptirler. Primatolog Frans de Waal bunu kapuçin maymunları ile yaptığı deneyleri insanlara uyarlayarak göstermiştir. İki maymuna bir dilim salatalık verilmiş ve maymunların birlikte mutlu oldukları görülmüştür. Birine üzüm verildiğinde diğer maymun kendisine uzatılan salatalığı öfkeyle reddetmiştir. Maymun, yüksek ihtimalle, kendisine adaletsiz davranıldığını fark etmiştir. İşte insanlar da çoğunlukla aynı ahlaki pusulayı takip ederler.

Katılımcıların sadece %1‘i bu çalışmadaki bütün sorulara “evet” yanıtını vermiştir. Oysa insanlar genel olarak bilgi sahibi olmak için can atarlar. Örneğin ciddi sağlık sorunlarından kaçınmak için düzenli kanser taramaları yaptırırlar. En kötüsüne hazırlanmak için, henüz doğmamış çocuklarına genetik testler yaptırırlar. Sağlıklarını elektronik bileklerinden ve kalori sayaçlarından takip ederler. Bütün hikâyeyi öğrenmek için birbirlerine sözel baskı uygularlar.

Ancak çalışmanın sahiplerine göre, insanoğlu kesinlik meraklısı değildir. Bazı gizemlerin ortaya çıkarılmadan bırakılması en iyisidir. Böylece kişi, geleceği bilmenin neden olabileceği huzursuzluktan kurtulabilir, yaşayacağı olası pişmanlıklardan kaçınabilir ve aynı zamanda haz veren olayların yaratacağı önsel gerilimden zevk alabilir. İşte, dopamin diye devrededir!

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Derek Beres’in “4 Reasons Why People Choose to Remain Ignorant” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

KAYNAKÇA

  1. Gerd Gigerenzer ve Rocio Garcia-Retamero. Cassandra’s Regret: The Psychology of Not Wanting to Know. Psychological Review, 124 (2), 179–196, (2017). http://dx.doi.org/10.1037/rev0000055
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...