Felsefe hakkında her şey…

İnsan ve Nevroz, Nevroz Rahatsızlığı Tedavisi

07.11.2019
1.270

Karen Horney’e göre nevroz, nevrotik bireylerde kişiler arası ilişkileri kontrol etme ve başa çıkma çabalarının sonucunda meydana gelir (Koçak, S., çev., 2003).

Bu tür stratejiler sıradan insanlarda da nevrotik insanlarda da çabalar olmasına rağmen nevrotik tipler bu stratejilerden kendilerine yakın olanı hayat boyu ve her alanda fazlasıyla kullanırlar. Horney’e (1991) göre, sağlıklı çabalarla nevrotik itkiler arasındaki temel fark, bunları güdülendiren güçlerde yatmaktadır. Sağlıklı çabalar, var olan potansiyelleri geliştirmeye yönelik, insanlarda yapısal olan bir eğilimden kaynaklanmaktadır. Temel anksiyete çocukluk çağında ebeveyn-çocuk ilişkisinden kaynaklanır (Schultz, 2007, böl. 14).

Horney’e göre bir çocuğun çevresindeki insanların, çocuğu sevemeyecek, onun da kendi başına bir birey olamayacağını kabul edemeyecek kadar kendi nevrozlarına kapıldıkları gerçeğiyle karşılaşırız. Bu insanların çocuğa yönelik tutum ve davranışları kendi nevrotik ihtiyaçları ve tepkileri tarafından belirlenmiştir. Sonuç olarak çocuk ait olma duygusunu geliştiremez. Bunun yerine Horney’in temel kaygı dediği derin bir güvensizlik duygusu ve belirsiz bir kaygı geliştirir (Budak, S., çev., 1991). Bu kaygı ve güvensizlikle başa çıkabilmek içim çocuklar çeşitli davranış stratejileri geliştirirler ve bu stratejiler kişiliklerinin değişmez parçası olur (Schultz, 2007, böl. 14).

Çatışmalarda nevrozlar sıklıkla görülür ama nevrotikler bu çatışmaları reddederler. Bu çatışmaları anlamak için çatışmaların bazı belirtileri gözlemlenir. Bu gözlemlenen belirtiler de yorgunluk ve tutarsızlıktır. Bu belirtiler sağlıklı bir insanda da görülebilir fakat nevrotiklerde sıkça ve yüksek düzeyde gözlemlenir. Örneğin çocuklarını çok sevdiğini sık sık söyleyen bir annenin çocuklarının doğum gününü unutması tutarsızlığın bir belirtisidir. Çatışmaların temel kaynağı bencil itkilerimizle yasaklayıcı bilincimiz aramızdaki çatışmadır. Yani arzular ve korkular çatışır. Çatışmalar çocukluk çağından itibaren çocuğun çevresindeki rahatsız edici uyarıcılarla baş etmeye çalışmasıyla ortaya çıkar (Budak, S., çev., 1991). Bu çocuklar aile dışındaki bireylerle de iletişim kurarken bu stratejileri kullanırlar ve yetişkin olduklarında da bu davranış örüntüleri devam eder. Aslında bu nevrotik bireyler sosyal ilişkilerin bir kaygı kaynağı olduklarını öğrenmişlerdir çünkü kısa vadede kaygıyı azaltır bu stratejiler (Burger, 2006, böl. 5). Çocuğun bu baş etme stratejilerini Karen Horney 3 başlık altında toplamıştır:

İnsanlara yönelen tip (itaatkar, uysal tip)

Bu insanlar sevecenlik ve onaylanma ihtiyacı hissederler. Bir arkadaş, sevgili ve eş arayışındadırlar. Her bir arayışta yakınlık ve ait olma arzusu vardır. Bunlar zorlanımlı ihtiyaçlardır. Sevecenliğe dair bu arayışları normal gözükse de aslında bu arayışları çaresizlikten kurtulup güvenmeye yönelik doyumsuz dürtülerdir. Bu dürtülerin peşinde sürekli koşma durumundadırlar. Özgecil davranışları karşısında diğerlerinden pek bir şey istemez, başkalarının kendilerinden bekledikleri şeyleri körü körüne onlara veren insan haline gelirler. Her olayda kendilerini suçlarlar ve sürekli özür dileme potansiyellerindedirler (Budak, S., çev., 1991).

Nevrotik kişinin ihtiyaçları ve etrafındaki insanlara yönelik beklentileri onu bu insanlara daha büyük bir bağımlılık geliştirmeye iter. Kişi sevgi, koruma, destek, sevecenlik, yakınlık isteğindedir. Nevrotik bağımlı kişiler karşısındaki insanı kaybetme korkusuyla yüz yüze kaldığı zaman hatayı kendinde arar. Bu yüzden daha sevgi dolu ve anlayışlı olması gerektiğini düşünür. Nevrotik insan her şeye dayanabilmeli, herkesten hoşlanmalı, annesini, babasını, ülkesini sevmeli ya da hiç kimseye hiçbir zaman kırılmamalı, her zaman rahat ve sakin olmalıdır. Asla yorulmamalı, hasta olmamalıdır. Düşünceleri bu denli katıdır (Budak, S., çev., 1991).

Kendini koşulsuz adadığı insan onu asla terk etmemeli, nevrotik bunun için her şeyi yapmalı çünkü tek başına çaresiz ve zayıftır. Kendi niteliklerini küçümserler ve aşağılık duygusu geliştirirler. Bir başkasını kendisinden hep daha güçlü olduğunu düşünürler. İnsanlara yönelmiş nevrotiklerin öz saygısı başkalarının onları onaylayıp onaylamamalarına göre artar veya azalır. Sevgi nevrotik için hayatında ulaşmak istediği tek amaç olarak görünür. Çatışmaları gerçek manada çözülmedikçe sevgi ihtiyacı ve onu birinden almaya yönelik sonsuz ihtiyacı asla geçmeyecektir. Onun için sevmek, kendini şu veya bu ölçüde esirme duyguları içinde yitirmek, bu duygulara gömülmek, bir başka insanla bütünleşip onun içinde erimek, kendinde bulamadığı bir birlik bulmak anlamına gelir. Bu tip için sevgi eşsiz bir değere sahip olduğundan, öz değerlendirmesini belirleyen etkenler arasında sevilebilir olma ilk sırayı alır (Budak, S., çev., 1991).

Saldırgan tip (insanlara karşı)

İnsanlara karşı yönelimde olan saldırgan tip diğerlerinin düşman olduğuna inanır. Bu saldırgan tip her zaman güçlü olmaya veya en azından öyle gözükmeye çalışır. Başkalarından üstün olmak ve güç kazanmak ihtiyacındadırlar. Hayatına alacağı diğerlerine bunlardan nasıl yararlanırım, beni ne kadar güçlü gösterirler, karşısındaki ne kadar başarılı ve saygın biri ona dikkat ederler. Korkularını kabul etmekten kaçarlar ve bu korkularının üstlerine giderler. İnsanlara yönelmiş uysal tipin aksine kazanmak için kavgaya tutuşan, zafer isteyen insanlardır. Sürekli zafer kazanmak istediği için buna yönelik gerekli becerileri kazanmaya çalışırlar. Uysal ve saldırgan tipler birbirlerine göre polar uçlardır. Birine hoş gelen diğerine iğrenç gelebilir. Biri herkesle anlaşmak ister, diğeri herkesi potansiyel düşman olarak görür. Bu seçimler özgürce yapılmayan içsel zorlanımlardır ve esnek değildirler (Budak, S., çev., 1991).

Kopuk tip (insanlardan uzaklaşan)

Temel çatışmanın bir diğer yönü de coşkusal yalıtıma, insanlardan uzaklaşmaya duyulan ihtiyaçtır. Arada sırada yalnız kalma isteği her insanda oluşabilir. Ama nevrotiklerde diğerleriyle bir arada olmak onlar için bir gerilim kaynağıdır. Bu tip insanlar yaşamda genelde seyirci konumundadırlar. İster sevgi, ister kavga ister herhangi bir iş birliği, rekabet, coşkusal bir durum yaratacak her durumdan kaçmak isterler. Hiçbir şeye fazla önem vermeden, bir başkasına bağlanmadan sadece kendileri başarılı olmak isterler. Haz aldıkları şeyler bile bağlılık gerektiriyorsa onlardan vazgeçerler. Kendilerine keskin sınırlandırmalar koyabilirler. Hayatlarını gizli yaşamayı severler. Uysal tipin aksine paylaşımı sevmezler. Bu aşırı bağımsızlık ihtiyacı zorlanımlı bir ihtiyaçtır. Kendisinden bir şeyler beklenmesi, zamanında bir yerlere yetişmesi gerekmesi gibi durumlar onları rahatsız eder. Geleneksel değerlerden, doğum günlerinde alınacak hediyelerden hoşlanmazlar. Çünkü bunlar onlar için birer beklentidir.

Üstünlük çabası diğer nevrotikler gibi onlarda da vardır. Ama bu üstünlüğü hiçbir çaba olmaksızın gelip birilerinin fark etmesini isterler. Kendini eşsiz bir varlık olarak düşleyebilir. Bağlılık gerektiren her durum onu coşkusal olarak geri iter. Terapistlere göre nevrotiğin herhangi bir bağlanma durumu nevrotikte sinir krizlerine neden olabilir. Sonuç olarak diğer nevrotiklerde de olduğu gibi yalıtılmaya ihtiyaç duyan nevrotikler de bu ihtiyacı karşılandığında kendini güvende hisseder. Aksi bir durumda kaygıları artar (Budak, S., çev., 1991). Gurur sistemi her şeyden önce nevrotik bireyi benmerkezcil yaparak onu diğer insanlardan uzaklaştırır. Şu belirtilmelidir ki; benmerkezcilikle bir insanın sadece kendi çıkarlarını düşünmesi anlamındaki bencilliği ya da kendini beğenmişliği söz konusu değildir. Nevrotik insan kendini bütünüyle kendine kaptırmış olması anlamında her zaman benmerkezcidir. Birey için verdiği uğraşa duyduğu ilginin hiçbir önemi olmadığından, içinde bulunduğu ortam gerektirsin ya da gerektirmesin; sahip olduğu beceriler her konuda en büyük olabilmesi için yeterli olsun ya da olmasın o ilginin ve beğeninin merkezi olmalıdır. Gerçek nerede gizli olursa olsun, o her tartışmadan zaferle çıkmalıdır (Budak, S., çev., 1991).

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...