Felsefe hakkında her şey…

Hipparchia

24.01.2024
123
Hipparchia

Hipparchia, Antik Yunan’ın bilinen az sayıdaki kadın filozoflarından biri olmasıyla dikkat çeken kinik filozoftur.

Kinik öğretilere ve gönüllü olarak yüklendiği güçlüklere kendisini teslim eden Hipparchia, kocası Kinik düşünür Crates ile birlikte yoksulluk içinde bir ömür sürmüştür.

Hipparchia‘ya doğrudan atfedilen herhangi bir eser bulunmamakla birlikte, kaydedilmiş anekdotlar onun hem doğrudan Kinik retoriğine hem de geleneksel cinsiyet rollerine aykırı tutumuna vurgu yapmaktadır. Şöyle ki örneğin evliliğe adım atmak Kiniklerin normalde reddedeceği geleneksel bir toplumsal roldür; ancak Hipparchia Crates’le evliliğiyle Yunan kültüründe kadının evlilikteki rolüne ilişkin kültürel beklentilere ve Kinik öğretinin bizzat kendine karşı doğrudan bir aykırılık ortaya koymuştur.

Kocasıyla birlikte Hipparchia temel Kinik öğretileri, özellikle de erdeme giden yolun geleneksel maddiyatçılıktan kaçınan ve hem kendi kendine yeterliği hem de zihinsel dinginliği benimseyen doğal bir yasaya uygun olarak yaşayan ussal faillerin yolu olduğu ilkesini açıkça benimsemiştir.

Hipparchia’nın hayatına dair günümüze ulaşan yazılı anlatılar özellikle hem insanın küstahlığına ya da anaideia‘ya olan inancına hem de geleneksel olarak sadece erkeklerin katıldığı Yunan sempozyumlarındaki retorik becerilerine göndermeler yapılmıştır. Hipparchia‘nın kocası Crates ile birlikte geç dönem Stoacılık’ın üzerinde doğrudan bir etkisi olduğu da kabul edilmektedir.

Hipparchia kimdir?

Hipparchia, Trakya’daki Maroneia’da MÖ 300 yıllarında yaşamış Kinik bir filozoftur. Kinik Crates ile evliliğiyle tanınmış ve evliliğini herkesin önünde gerçekleştirdiği söylentisiyle kötü bir şöhrete sahip olmuştur.

Hipparchia muhtemelen MÖ 340 ile 330 yılları arasında doğmuştur ve Kinik gömleğini giymeye de 15-16 yaşlarında karar vermiştir. Felsefeyle tanışması ise Aristoteles’in Lyceum‘undan öğrencisi olan ve daha sonra Crates’i takip etmeye başlayan kardeşi Metrokles ile gerçekleşmiştir.

Hipparchia hakkındaki bilgilerimizin çoğu daha sonraki isimler tarafından yazılan anekdotlar ve sözlerden gelmektedir. Diogenes Laertius onun artık kayıp olan bazı mektuplar, kıssalar ve felsefi tekzipler yazdığını bildirir (bkz. Diogenes Laertius, Lives of Eminent Philosophers, Cilt II, trc. R. D. Hicks, Cambridge: Harvard University Press, 1925, yeniden basım 1995, VI.96-98). Ayrıca bu “kadın filozof” üzerine sayısız hikâye anlatıldığını da eklemiştir.

Diogenes Laertius’a göre Hipparchia Crates’le evlenmeye o kadar hevesliydi ki başka türlü yaşamaktansa kendini öldürmeyi göze alabilirdi (DL VI.96.7-8). Crates o zamana kadar yaşlı bir adam olmasına rağmen birçok genç talibini reddetmişti; çünkü Crates’in “hem kendi öğretisine hem de kendi yaşam tarzına” aşık olduğu ve Kiniklerin logos‘u tarafından “esir alındığı” söylenmektedir (VI.96.1 ve 4-5).

Ailesinin isteği üzerine Crates, Hipparchia’yı evlilikten vazgeçirmeye çalışmıştır (VI.96.9-10). Bu konuda başarısız olunca, Hipparkhia‘nın önünde soyunarak, “işte damat bu, bunlar da onun sahip oldukları; ona göre seçimini yap” dediği iddia edilmektedir (VI.96.11-15). Diogenes Laertius’un yazdıklarının ve anlattıklarının teknik olarak yanlış olsa da açıklayıcı örnekler olarak görülmesi, bu konuda da ortaya çıkan ve aktarılan ‘uygun’ hikayeler içerebileceğini göstermektedir. Bu bağlamda Hipparchia’nın Crates’le evlenmeyi ve onun felsefi arayışlarını paylaşmayı her durumda seçtiğini biliyoruz.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...