Herbert Spencer Kimdir?
Herbert Spencer, 1820 ila 1903 yılları arasında yaşamış olan İngiliz sosyolog ve filozoftur. Spencer, 27 Nisan 1820’de İngiltere’de doğmuştur. Teknik alanda eğitim görmüş ve bir süre demiryolu mühendisliği, teknik ressamlık ve gazetecilik gibi çeşitli işler yapmıştır. En önemli eserleri arasında Sentetik Felsefe Sistemi (1862-1893), Toplumsal İstatistik (1851) ve Devlete Karşı İnsan (1884) sayılabilir.
1820 yılında Derby’de doğan Herbert Spencer’ın babası George, toplumsal geleneklere pek uymayan, Anglikan mezhebine bağlı olmayan bir okulda öğretmendi. Babası da dâhil olmak üzere birçok aile üyesi öğretmen olan Spencer, kırk yaşına kadar hiçbir eğitim görmemiştir. Hatta kendisi bu durumu bizzat ve gururla şöyle ifade etmiştir:
“Ne çocukluğumda ne de gençliğimde İngilizce dersi aldım; şu an kadar gramer konusunda en ufak bir bilgiye bile sahip değilim.”
Sistematik bir eğitim almamasına, okumayı fazla sevmemesine karşın birçok bilim dalında birçok fikir ortaya atan Herbert Spencer, evrim teorisinde Charles Darwin’in bir numaralı rakibi olmuştur. Edindiği büyük başarıları mükemmel gözlem yeteneğine borçlu olan Spencer doğrudan doğruya yaptığı gözlemlerle fikirlerini destekleyecek olgulara ulaşmakta sorun yaşamamıştır.
1851’de yayımlanan ilk kitabı Toplumsal Statik, insan haklarının gelişimini ve bireysel özgürlüklerin savunusunu evrimsel bir teoriyi temel alarak açıklar. 1858’de evrim teorisini biyoloji ile sınırlamayıp bu teoriyi bütün bilimlere uygulamak fikri kafasında belirir. Sağlık sorunları nedeniyle günde sadece birkaç saat yazabiliyor olmasına ve maddi durumunun kötülüğüne rağmen, 1862’de dokuz ciltlik şaheseri Statik Felsefe’yi yazmaya başlar. Statik felsefe kısaca birçok farklı bilim dalına evrim teorisini uygulamayı konu alır. Bu şaheserin en çok dikkat çeken, ve Spencer’ın da üzerinde en çok çalıştığı bölüm, sosyolojiye evrim teorisinin uygulanmasını, toplum evrimini inceleyen, Sosyoloji İlkeleri adlı 3. cilttir. Biyolojinin İlkeleri ve Ahlakın İlkeleri bu şaheserin üzerinde en çok konuşulan ve kuşkusuz bilim dünyasına en çok katkıda bulunan diğer bölümleridir.
Spencer, ahlaki ve siyasal inançlarını, çağdaşı olan toplumsal Darwinciler gibi bir doğa felsefesi zemininde geliştirmeye çalışmıştır. Darwin’in doğal evrim teorisi ve bu teoriden önce kendisinin türettiği uyum yeteneği doğal seçilimin toplumsal hayatta uygulamasında başı çekmiştir. Spencer’a göre, tıpkı doğada verilen var olma mücadelesinde uyum yeteneği en çok olanın hayatta kalması gibi, toplumda yaşanan rekabet de en iyi olanın ortaya çıkmasını sağlayabiliyordu.
Spencer, toplumların tıpkı canlı organizmalar gibi işlediğini de öne surdu. Toplumlar ne kadar karmaşıklaşırsa parçaların karşılıklı bağımlılığı da o ölçüde artıyordu. Doğal bir özellik olarak kendi dengelerini sağladıkları için, kendi üyelerinin daha ileri düzeyde evrim için mücadele etmelerine ihtiyaç duyarlar. Ancak mücadele feodal toplumda askeri bir form kazanırken, Herbert Spencer, sanayileşmiş toplumda rekabet ve işbirliği bileşiminin bu formun yerini almasını gerekli görür. Ayrıca, evrimin özel çıkarları genel faydaya dönüştürerek bir tür görünmez el gibi işlediğini düşünür. Evrimin en uzun vadeli yönelimi egoizm’den özgeciliğe doğrudur. Süreç içinde toplumsal hayat, toplumsallaşmanın en yüksek düzeye ulaşmasıyla bireysellikte en büyük gelişimi sağlayacaktır.
1870’lerde ve 1880’lerin başında özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İngiltere’de Herbert Spencer’in ünü doruk noktasına varmıştır. 1902v’de edebiyat dalında Nobel Ödülü’ne aday gösterilmiştir. Birçok ödülü ve övgüyü çoğu zaman reddetmiştir. Uzun bir hastalık döneminin ardından 1903’te hayata veda etmiştir.
Herbert Spencer geniş bir alana yayılmış farklı türdeki bilgileri uyumlu bir şekilde birleştirerek Viktorya Çağı’na damgasını vuran kişilerden birisi olmuştur. Evrim kuramının gelişiminde ve kabulünde en az Charles Darwin kadar büyük bir rol oynamış, bugün evrim kuramını açıklarken kullanılan birçok terimi de ilk kez kullanan kişi, o olmuştur.
İLGİLİ KONULAR: