Gestalt Kuramcılarının Yapısalcılığa ve Davranışçılara Karşı Olduğu Kavramlar
Yapısalcılar zihnin yapı ve süreçlerini anlamak için içe bakış yöntemini kullanmışlardır. Gestalt kuramcılarına göre zihni, ögelere indirgeyen herhangi bir analizin yanlış bir fikir vereceğini belirtmişlerdir.
Onlara göre içe bakış yöntemi yaşantıları bölmek için değil, anlamlı olan ve bütünlük taşıyan yaşantıları incelemek için kullanılmalıdır. Diğer bir ifade ile insanların dünyayı nasıl algıladığını öğrenmek için kullanılmalıdır (Curzon, 1991; Hill, 1990). Gestalt yaklaşımı savunanlar, içe bakış yöntemini öğrenme için uygun görmekle birlikte, yapısalcıların bu yöntemi yanlış kullandığını belirtmişlerdir. İçebakış, yaşantıları bilmek için değil, anlamlı olan ve bütünlük taşıyan yaşantıları incelemek ve insanların dünyayı nasıl algıladığını öğrenmek için kullanılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Gestaltçılar, davranışçıların öğrenme ilkelerine de karşı çıkmışlardır. Davranışçı yaklaşımda birey pasif ve çevresel uyarıcılara bağlı olarak ele alınırken, Gestalt yaklaşımda birey aktif ve çevrenin yorumlanmasında doğuştan algılama yeteneğine sahiptir. Davranışçı yaklaşımda uyarıcı-tepki bağının öğrenildiği, Gestalt’ta algısal yeniden organizasyonların aracılığıyla anlamlı bütünlerin kazanıldığı ön görülmektedir. Gestaltçılara göre organizma, sadece çevreden gelen uyarıcılara tepkide bulunmaz; çevreyle de etkileşim içindedir (Hergenhahn, 1988). Diğer bir ifade ile öğrenme basit bir uyarıcı tepki ilişkisi değildir. Öğrenme olayları algılamak parçalar arasında ilişkiler kurmayı gerektirmektedir. Aşağıda gestalt ve davranışçı yaklaşımın özellikleri karşılaştırmalı olarak sunulmuştur:
Gestalt psikolojisinde algılama ve algı yasaları çok önemli bir yer tutmaktadır. Algı, bu kuramda örgütleme olarak ele alınmaktadır ve öğrenmeyle ilgili görüşlerin çoğu algılamayla ilgili çalışmalara dayanmaktadır.
Kaynak: ATA-AÖF, GESTALT YAKLAŞIMDA ÖĞRENME, Yrd. Doç. Dr. Muhammed ÇİFTÇİ