Antropomorfizm, İnsanbiçimcilik Nedir?
Antropomorfizm ya da insanbiçimcilik, genel olarak insan olmayan bütün varlıkları insanmışlar gibi tasarlamaya verilen addır. Antropomorfizm özel olarak ise insan niteliklerinin özellikle Tanrı’ya aktarılmasıdır.
İlkel insanlardan başlayan Antropomorfizm temelli bu tasarım, önce cansızları canlı sanmakla belirmiştir. Daha sonra tanrılara, çeşitli mitolojilerde görüldüğü gibi, insan biçimi ve insan duygu ve düşünceleri yakıştırılmıştır. Örneğin İlk Çağ Yunan Tanrıları insanlar gibi sevişir, dövüşürler, kıskanırlar, yalan söylerler.
Antropomorfizm ya da insanbiçimcilik anlayışının dinlerin temel niteliği olduğunu ilk kavrayan Ksenofanes, “Homeros ve Hesiodos ne kadar insansal ayıp varsa Tanrılara verdiler. Eğer öküzlerin ve atların elleri olsaydı ve resim yapmasını da bilselerdi öküzler öküzlere, atlar atlara benzeyen tanrılar yapacaklardı ve onlara kendi biçimlerini vereceklerdi” der (Bkz: Ksenophanes’in Hayvan Teologları).
Homeros-Hesiodos’un mitolojik tanrıları, insanlar gibi; sevişirler, düşünürler, kıskanırlar, acı çekerler ve birbirlerinin ayaklarını kaydırırlar. Bu anlayışın nedeni, Yunanlıların her şeyi canlı, devimli biçimli düşünme eğilimleridir ve ilkel canlıcılığın izlerini taşır. Antropomorfizmin örnekleri ilahi dinlerde de görülür. Örneğin Hıristiyanlığın Andians tarikatı, kutsal kitaptaki sözlerin gerçek anlamıyla anlaşılmasını önerir ve örneğin tanrının eli deyimini etki anlamında değil insanlardaki el anlamında anlar.
İnsan olmayan bütün varlıkları insanmışlar gibi tasarlamaya da Antropomorfizm denilmektedir. İlkel insanlardan başlayan bu tasarım, önce cansızları canlı sanmakla belirmiştir. Daha sonra tanrılara, çeşitli mitolojilerde görüldüğü gibi, insan biçimi ve insan (duygu ve N.) düşünceleri yakıştırılmıştır. Örneğin İlk Çağ Yunan Tanrıları insanlar gibi sevişir, dövüşürler, kıskanırlar, yalan söylerler.