Felsefe hakkında her şey…

Anti-Natalizm (Doğum Karşıtlığı)

02.01.2024
264
Anti-Natalizm (Doğum Karşıtlığı)

Anti-natalizm ya da Türkçesiyle doğum karşıtlığı, üremenin her zaman ya da çoğunlukla kabul edilemez olduğu yönünde son derece kışkırtıcı bir dünya görüşüdür. Bazıları bu görüşü o kadar rahatsız edici bulmaktadır ki bunun tartışılmaması gerektiğini düşünmektedir. Bazıları ise bu görüşe şiddetle karşı çıkmalarının, anti-natalizme yönelik tüm argümanları reddetmek için tek başına yeterli olduğu görüşündedir.

Yirmi birinci yüzyılın ilk yirmi yılında, doğum karşıtlığını ele alan farklı bir tartışma ortaya çıkmıştır. Hem anti-natalizm lehine hem de anti-natalizm aleyhine çok yönlü argümanlar geliştirilmiştir. Anti-natalizme yönelik filantropik argümanlar, yani insanları sevmeyi ve onlara güvenmeyi vurgulayan argümanlar, misantropik argümanların aksine, dünyaya getirilen bireylere verilen zarara odaklanmaktadır. Örneğin David Benatar’ın Asimetri Argümanı, zevk ve acı arasındaki asimetri nedeniyle üremenin yanlış olduğunu dile getirmektedir.

Acının yokluğu, hiç kimse bu iyiliği deneyimlemese bile iyidir, oysa hazzın yokluğu, birileri bundan mahrum bırakılmadıkça kötü değildir. Dünyaya gelen herkes kaçınılmaz olarak zarar göreceğinden ve var olmamaları kimseye zarar vermeyeceğinden, dünyaya gelmemeleri daha iyidir. Başkaca filantropik argümanlar arasında bireylerin kendi yaratılışlarına rıza gösteremeyeceği, üremenin zorunlu olarak kurban yaratmayı içerdiği ve üremenin bebekleri yetişkin hale getirmek için sömürmeyi içerdiği fikri yer almaktadır. Filantropik argümanlar özellikle tartışmalıdır çünkü üremenin her zaman ve her koşulda kabul edilemez olduğu sonucuna varma eğilimindedirler.

Öte yandan, doğum karşıtlığına yönelik insan düşmanı argümanlar, dünyaya getirilen bireylerin yol açacağı zararlara da dikkat çekmektedir. Bunlar arasında insanların birbirlerine, diğer hayvanlara ve çevreye verdikleri zararlar da yer almaktadır. Son olarak, aşırı yoksulluğu mümkün olduğunca hafifletmek gibi bir görevimiz varsa buna karşılık hem zenginlerin hem de yoksulların üremeyi durdurması gibi bir görevimiz olabileceği de kabul edilmiş olur.

Anti-natalizm hakkındaki tartışmayı genişletmenin pek çok yolu vardır. Örneğin, teologların anti-natalizm hakkında söyleyecek çok az şeyi vardır, ancak onların bu argümanların bazılarını tamamen reddedebilecekleri söylenemez. Buna ek olarak, doğum karşıtlığı tartışması esas olarak Batı felsefesi bağlamında yürütülmüştür. Doğum karşıtı argümanların Batılı olmayan çeşitli etik teoriler tarafından nasıl değerlendirileceği ucu açık bir sorundur.

Son olarak, çevre etiği ve nüfus etiği anti-natalizm hakkında çok az şey ifade etmiştir ve bu nedenle daha fazla araştırma yapmak için birçok fırsat bulunmaktadır.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...