Felsefe hakkında her şey…

Zihinsel sözlüğünüz sizi siz yapan şeylerden biridir…

12.02.2024
Zihinsel sözlüğünüz sizi siz yapan şeylerden biridir…

Kitaplığınızda çoğunlukla bir sözlük bulundurmazsınız. Ama bu hiç sorun değil; çünkü zaten bir sözlükle dolaşıyorsunuz ve bu sözlük telefonunuzdaki sözlük değil, kafanızdaki sözlük

Tıpkı fiziksel bir sözlük gibi zihinsel sözlüğünüz de kelimelerin harflerini, seslerini ve anlamlarını ya da semantiğini içerir. Zihinsel sözlük; bir kişinin düzenli olarak kullandığı veya başkaları tarafından kullanıldığında tanıdığı sözcükler dizisinden oluşur. Dolayısıyla zihinsel sözlüğünüz aynı zamanda bir eş anlamlılar sözlüğüdür de. Kelimeleri birbirine bağlamanıza ve anlam, ses veya yazım açısından ne kadar benzer olabileceklerini görmenize yardımcı olur.

Herkesin zihinsel sözlüğü birbirinden farklıdır.

Fiziksel bir sözlük ortak bilgi birikimi ve iletişim için insanlara yardımcı olsa da kişisel zihinsel sözlüğünüz bireysel deneyimlerinize göre özelleştirilir. Benim zihinsel sözlüğümde yer alan sözcükler, aynı dili konuşan başka birinin zihinsel sözlüğüyle örtüşebilir olsa da sözlüklerimizin içeriği arasında pek çok farklılık olacaktır.

Zihinsel sözlüğünüze eğitsel, mesleki, kültürel ve diğer yaşam deneyimleriniz aracılığıyla yeni kelimeler eklersiniz. Bu özelleştirme aynı zamanda zihinsel sözlüklerin boyutunun kişiden kişiye farklılık gösterdiği ve yaşa göre değiştiği anlamına gelir. Araştırmacılar, 20 yaşındaki ortalama bir Amerikalının yaklaşık 42 bin benzersiz kelime bildiğini ve bu sayının 60 yaşına kadar yaklaşık 48 bine çıktığını göstermiştir. Bazı insanların kelime dağarcığı ise çok daha geniştir. 1

Zihinsel sözlüğünüzü, gerektiğinde göz gezdirebileceğiniz alfabetik sıraya göre dizilmiş sayfalarca sözcük içeren bir kitap olarak hayal ediyor olabilirsiniz. Zihinsel sözlüklerin nasıl organize edildiği konusunda pek çok tartışma vardır. Birçok akademisyen bunun muhtemelen alfabetik bir kitap gibi olmadığı konusunda hemfikirdir.

Büyük ölçüde kabul görmeyen bir teori olan büyükanne hücresi teorisi, her kavramın tek bir nöron tarafından kodlandığını öne sürer. Bu, “büyükanne” de dahil olmak üzere bildiğiniz her kelime için bir nörona sahip olacağınız anlamına gelir. 2

Kesin olarak kabul edilmemekle birlikte, büyükanne hücresi teorisinin beynin belirli bölümlerinin bazı bilgi türleri için diğerlerinden daha önemli olduğunu öne süren yönü büyük olasılıkla doğrudur. Örneğin, beyninizin yan tarafındaki sol temporal lob, kelimeleri tanıma ve depolama da dâhil olmak üzere dil işleme için önemli olan bir yapıya sahiptir. 3 Bir kavramı işlemekten sorumlu tek bir nöron yerine, paralel dağıtık işlemleme adı verilen bir model, beyindeki büyük nöron ağlarının birlikte çalışarak, birlikte tetiklendiklerinde kelime bilgisini ortaya çıkardığını öne sürer. 4

Örneğin, “köpek” kelimesini söylediğimde, bilinçsizce de olsa beyniniz bu kelimenin pek çok farklı yönünü hatırlar. Bir köpeğin yağmurda dışarıda kaldıktan sonra nasıl koktuğunu, havladığında nasıl ses çıkardığını ya da sevdiğinizde nasıl hissettirdiğini düşünüyor olabilirsiniz. Birlikte büyüdüğünüz köpeği düşünüyor olabilirsiniz ya da köpeklerle ilgili geçmiş deneyimlerinize dayanan çeşitli duygularınız olabilir. “Köpeğin” tüm bu farklı özellikleri beyninizin birbirinden farklı bölgelerinde işlenir.

Zihinsel sözlüğünüzün fiziksel bir sözlük gibi olamamasının bir nedeni de bu sözlüğün dinamik ve hızlı erişilebilir olmasıdır. 5

kitap okumak, okumak, kitap, kitap okuyan adam, uzanarak kitap okumak, uzanarak kitap okuyan adam

Beyninizin bir kelimeyi geri çağırma yeteneği oldukça yüksektir. Araştırmacılar 24 üniversite öğrencisiyle yaptıkları bir çalışmada öğrencilerin kendilerine gösterilen resimleri adlandırdıkları sıradaki beyin aktivitelerini kaydederek kelime çağırma sürelerini haritalandırmışlardır. 6 Katılımcıların resmi gördükten sonra 200 milisaniye içinde kelimeleri seçtiklerine dair kanıtlara ulaşılmıştır. Kelime seçiminden sonra öğrencilerin beyinleri, seçilen kelimeyi söylemek için hangi seslerin gerekli olduğu gibi o kelimeyle ilgili bilgileri işlemeye devam etmiştir. Bu nedenle gerçek zamanlı konuşmalarda kelimeleri bu kadar hızlı bir şekilde, çoğu zaman bu sürece çok az bilinçli dikkat gösterecek kadar hızlı bir şekilde çağırabiliyorsunuz.

Ta ki kelime çağırma konusunda bir sorun yaşayana kadar… Sözcük bulmada yaşanan genel bir kusur, dilimin ucunda fenomeni olarak adlandırılıyor. 7 Bu, kullanmak istediğiniz kelimeyi bildiğiniz ancak o anda bulamadığınız zaman hissettiğiniz duygudur. Bir bakıma beyinde yaşanan bir trafik sıkışıklığıdır. Telaşa gerek yok. Öncelikle yalnız değilsiniz. Bu durum evrensel ve dünyanın her yerinden insanlar bu durumu yaşıyor. Hatta kültürlere göre farklı isimleri de mevcut. Örneğin; Koreliler bu durumu karşılayan ifade olarak “dilimin ucunda parlıyor” derken, Estonyalılar bu durum için “dilimin üstünde” diyor. Araştırmacılar, bu anların sıklıkla yaşandığını ve yaş ilerledikçe bu durumun ilerlediğini söylüyor. Yeterince zaman geçtiğinde, istediğiniz kelime aklınıza gelebilir. Kısacası, dilimizin ucunda tıkanmasının sebebi beynimiz, çözüm yolu yine beynimiz…

Bazı insanlar için dil sürçmeleri ve diğer konuşma hataları oldukça rahatsız edici olabilir. Bu durum genellikle inme gibi beynin dil merkezlerinin hasar görmesi ya da bunama gibi nörodejenerasyon sonrasında ortaya çıkan bir dil bozukluğu olan afazide görülür. Afazili kişiler genellikle sözcükleri geri getirmekte zorluk çekerler.

Neyse ki bir kişinin kelime çağırma becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilecek tedaviler mevcuttur. Örneğin, anlamsal özellik analizi, kelimeler arasındaki anlamsal ilişkileri güçlendirmeye odaklanır. 8 Ayrıca, kelime üretimi için gerekli konuşma seslerinin seçimini ve üretimini güçlendirmeye odaklanan fonomotor tedavi gibi tedaviler de vardır. Telefonlarda veya bilgisayarlarda uzaktan kelime bulma terapisi sağlayan uygulamalar bile var.

Bir dahaki sefere biriyle sohbet ettiğinizde, neden belirli kelimeleri seçtiğinizi düşünmek için bir dakikanızı ayırın. Kullandığınız kelimelerin ve sahip olduğunuz zihinsel sözlüğün, sizi ve sesinizi benzersiz kılan şeylerin bir parçası olduğunu unutmayın.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Nichol Castro’nun “Your mental dictionary is part of what makes you unique − here’s how your brain stores and retrieves words” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

KAYNAKÇA

  1. Brysbaert M, Stevens M, Mandera P and Keuleers E (2016) How Many Words Do We Know? Practical Estimates of Vocabulary Size Dependent on Word Definition, the Degree of Language Input and the Participant’s Age. Front. Psychol. 7:1116. doi: 10.3389/fpsyg.2016.01116
  2. Barlow, H. (2009) Grandmother Cells, Symmetry, and Invariance: How the Term Arose and What the Facts Suggest. The Cognitive Neurosciences. https://doi.org/10.7551/mitpress/8029.003.0031
  3. Galina Spitsyna, Jane E. Warren, Sophie K. Scott, Federico E. Turkheimer ve Richard J. S. Wise (2006) Converging Language Streams in the Human Temporal Lobe. Journal of Neuroscience, 26 (28). https://doi.org/10.1523/JNEUROSCI.0559-06.2006
  4. James L. McClelland, Timothy T. Rogersa (2003) The parallel distributed processing approach to semantic cognition. Nature Reviews Neuroscience, 4, s. 310-322. https://doi.org/10.1523/JNEUROSCI.0559-06.2006
  5. Zock M (2023) The mental lexicon: A blueprint for the dictionaries of tomorrow? Front. Artif. Intell. 5:1027392. doi: 10.3389/frai.2022.1027392
  6. Albert Costa, Kristof Strijkers, Clara Martin ve Guillaume Thierry (2009) The time course of word retrieval revealed by event-related brain potentials during overt speech. Biological Science, 106 (50), s. 21442-21446, https://doi.org/10.1073/pnas.0908921106
  7. Deborah M Burke, Donald G MacKay, Joanna S Worthley, Elizabeth Wade (1991) On the tip of the tongue: What causes word finding failures in young and older adults? Journal of Memory and Language, 30 (5), s. 542-579, https://doi.org/10.1073/pnas.0908921106
  8. Mary Boyle (2010) Semantic Feature Analysis Treatment for Aphasic Word Retrieval Impairments: What’s in a Name? Journal of Memory and Language, 17 (6), s. 411-422, https://doi.org/10.1310/tsr1706-411
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...