Felsefe hakkında her şey…

Sevündük’ün aile anlayışı

02.01.2023
Sevündük’ün aile anlayışı

Prens Sabahattin’in görüşlerini bu dönemde tekrarlayan Mehmet Ali Şevki Bey, bireyci aileyi çağdaş uygarlığın yaratıcı olarak değerlendirmekte ve bireyci ailenin buna uygun eğitimle, bağımsız ve girişken bireyler yetiştirdiğini, bu özelliklerle donatılmış bireylerin de gelişmeyi sağladığını belirtir. Bir başka anlatımla, uygarlığın yaratıcısı olan bireyci ve çağdaş aile, bu yapıya uygun bir eğitimle birlikte donatılmış, bağımsız ve girişken bireyler yetiştirir (Sencer, 1988: 56-57). Bireyci ailenin ideali çocuğun bir an önce kendini kurtaracak duruma gelmesidir. Özerklik evlilikle değil, yaşla gerçekleşir. Bu özerklik aile tarafından aşama aşama hazırlanır. Baba evinden ayrılan kişisel sorumluluğunu yüklenmiş ve aileye dayanmaktan kurtulmuştur. Kendi ayakları üzerine durabilme yetisine sahiptir. Gireceği ve kurulmasında rol oynayacağını kuruluşlar vardır. Ama bunlar barındırıcı, koruyucu birer topluluk değil, belirli ve sınırlı amaçlar için çabaları birleştiren kuruluşlardır (Sevündük, 1968: 162). Dolayısıyla ailenin eğitim üzerindeki etkisi hesaba katılmadan özerklik, ev halkının kurduğu diğer sosyal ilişkiler araştırılmadıkça karı kocanın baş başa kaldığı ev bir şey ifade etmez ve şekilden ibaret kalır. Dolayısı ile çağdaş aile, küçülmüş, toplama aile ile bireyci aile tipini karıştırdıktan başka ne o ve ne de bu ailenin idealine erişemeyen otoritesiz, çocuğuna sağlam bir eğitim veremeyen dağılmış, aciz aile tiplerini bunlarla karıştırmamak gerekir (Sevündük, 1934b: 6-7). Çağdaş uygarlığın yaratıcısı olarak görülen bireyci aile, Mehmet Ali Şevki Bey’e göre, her bireyin kişiliğine özgü bir eylem alanı oluşturur. (Sevündük, 1968: 158).

Mehmet Ali Şevki Bey, aile ile ilgili çalışmalarında, üretim ilişkileri açısından ailenin önemine dikkat çeken bir anlayış sergiler. Buna göre, çiftçi ve işçi ailelerinin tiplerini, köyde ve kasabada toplanış şekillerini, çiftliklerin kuruluşun, yaylakla kışlak arasındaki geçer göçer bir yaşam sürenlerin hayat koşullarını, tüccarla üreticiler arasındaki ilişkileri, köylerle şehirler arasındaki bağları görüp anlamış değiliz. Oysa bunların araştırılması gerekir. Türkiye’de yaşayan halkın toplanış şekillerini ve bunlar arasındaki ilişkileri bilimsel yollarla kavramalıyız. Bu yorumu ile Sevündük, üretimde merkeze aile birimini koymakta ve onun etrafında ördüğü ilişkilerin araştırılması gerektiğine dikkat çekmektedir (Sevündük, 1968: 138).

Çağdaş Batı uygarlığını Kuzeybatı Avrupa çevresinde oluşmuş bireyci ailenin yetiştirdiği bağımsız ve girişken bireylerin ürünü sayan Sevündük, ülkemizin temel sorunlarını bireyi bu özelliklerden yoksun bırakan aile eğitimine bağlamaktadır (Sencer, 1988: 57).

Kaynak: TÜRK SOSYOLOGLARI, s.  48-49, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2915 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1872

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...